Ermenice şarkı yarışmasından 'müzikal ırkçılık'

İlk uluslararası Ermenice şarkı yarışması ‘Tsovits Tsov’ (Denizden Denize) 23 Kasım’da, Moskova’da, Kremlin Sarayı’nda yapılacak. Amatör ya da profesyonel olun, hiç fark etmez, özgün veya geleneksel bir Ermenice şarkı kaydınız olduğu sürece yarışmanın kapısı size açık. Yalnız, ‘minik’ bir sorun var: Şarkınız, Azerbaycan’a özgü köklü bir müzik geleneği olan Muğam tarzındaysa, kendinize ırkçı olmayan bir yarışma bulmanız gerekecek!..

LORA SARI
lorasari@agos.com.tr

‘Tsovits Tsov’ (Denizden Denize) dünyanın ilk ‘uluslararası’ Ermenice şarkı yarışması. Yarışmaya katılım şartlarıysa şöyle: Şarkının sözleri Ermenice olmalı ve Ermeni milli kültüründen öğeler taşımalı. Folk, Rock, Caz, Blues, Rhythm & Blues, Gospel, Dünya Müziği, ‘Milli Müzik’ gibi tarzlarda, geleneksel ya da özgün bir şarkıyı icra edip video kaydını yaparak, 20 Eylül’e kadar internet üzerinden başvurabilirsiniz. ‘Tsovits Tsov’un sitesinde 5 Ekim’e kadar devam edecek olan halk oylaması sonucunda, 36 katılımcı ikinci tura kalacak. Hemen ardından, bir hafta içinde, ünlü müzisyenlerden oluşan 10 kişilik bir jüri tarafından seçilecek olan 8 ila 12 katılımcı finale kalacak. Finaller 23 Kasım’da, Kremlin Sarayı’nda yapılacak. Birinciye 10, ikinciye altı, üçüncüye ise dört bin dolar ödül var. 
 
‘Muğam ve benzerleri’ yasak
 
‘Tsovits Tsov’ internet sitesinin, yarışmaya katılım koşullarının sıralandığı sayfasında, ilk bakışta dikkat çekmeyen bir madde var ki, akıllara zarar. Tsovits Tsov’a, istediğiniz her türde ve tarzda Ermenice şarkılarla katılabilirsiniz; komşu halkın köklü müzik geleneği Muğam hariç! 
Arap ve Fars müzik gelenekleriyle akrabalığı olan ve yüzlerce yıllık bir geçmiş olan Muğam, Azeri dili ve Azerice edebiyatı ile ilişki içinde gelişmiş ve bugünkü klasikleşmiş halini, 19. yüzyılda üç ana merkezde, Ermenilerin de yaşadığı Şirvan, Bakü ve Şuşa’da almış, dolayısıyla Ermenilerin müzikal hafızasında da yer etmiş, Ermeni dinleyicileri ve hatta icracıları da bulunan bir müzik türü.
 
Azerbaycan Cumhuriyeti Telif Hakları Bürosu’nun, Ermenileri “Azerbaycan’ın kültürel ve ahlaki öğelerini çalmak”la suçladığı ‘Ermeni İntihali’ başlıklı bir yazıda, “Ermeniler, Orta Çağ’dan bugüne, Muğam’ın gelişiminde rolleri olduğunu söyleyerek, kendi tek sesli müziklerini Muğam’la bağdaştırmaya çalışıyor” deniyor. Aynı açıklamada, Ermeni Muğam sanatçılarının Bakü ve Şuşa doğumlu olduklarının da altı çiziliyor. Ermenilerin, aşina olmanın ötesinde, icra da ettiği, hatta Azerbaycan’ın resmi makamlarını harekete geçirecek kadar ‘sahiplendiği’ bir müzik türünün, ilk uluslararası Ermenice şarkı yarışmasından men edilmesi, ironik bir durum. Jamaika kökenli bir müzik olan Reggae’den, Afrikalı Amerikalı kültürünün bir ürünü olan Gospel’e kadar, dünyanın bütün seslerine kucak açılırken, komşunun Muğam’ından korkulması, herhalde ancak ırkçılıkla açıklanabilir. 
 
Milli kültürün baştacı ‘Ariur Ar ‘Ariur
 
Yarışmaya şu ana kadar 15 ülkeden 75 katılımcı başvurdu. Muğam yasağından katılımcıların kaçının haberi olduğu muamma, çünkü bu kuralı fark edebilmeniz için epey detaycı olmanız gerek. Nitekim, yarışmaya ‘Ariur Ar ‘Ariur [(Y)üzde (Y)üz] adlı şarkısıyla başvuruda bulunan Collectif Medz Bazar’ın bu yasaktan haberi olmadığını öğreniyoruz. “Haberimiz olsaydı asla başvurmazdık” diyen Medz Bazar’cılar, ne yapmaları gerektiği konusunda henüz kararsız.
Zaten, Medz Bazar’ın, yarışmada bu şarkıyla bir şansı olup olmadığı da şüpheli. Fransa’daki diaspora toplumunda ‘yüzde yüz Ermeni’ olmak için gerekli görülen özellikleri alaycı bir dille anlatan bu şarkıda, dinine bağlı olduğunu söyleyen ama yılda ancak iki kez kiliseye gidenler, şiir kelimesinin Ermenicesi olan ‘panasdeğdzutyun’u telaffuz edemediği halde Ermenice şiir okumaya kalkanlar, çocuğuna Türklerden nefret edilmesi gerektiğini tembihleyen aileler, kültürü korumak gerektiğini söylerken, lavaştan başka bir şey bilmeyenler var. Yarışmanın da katılımcılarından beklentisi olan ‘Ermeni milli kültürü’ öğesini, mizah ve müzik yönüyle bizce çok güzel taşıyan, ancak birilerinin hoşuna gitmeyeceği kesin olan bu şarkıya, bakalım ‘Tsovits Tsov’dan vize çıkacak mı...
 
 

Bu deniz hangi deniz?
‘Denizden Denize’ anlamına gelen ‘Tsovits Tsov’da, kastedilen denizler Akdeniz, Hazar Denizi ve Karadeniz. Aklınız karışmasın; yarışmaya katılım, Karayip Denizi’nden Mercan Denizi’ne kadar tüm Ermenice şarkılara açık. ‘Tsovits Tsov’ ismi, 884-1045 yılları arasında sınırları bu denizlere ulaşan Ermenistan Krallığı’nı temsil ediyor ve hayli milliyetçi bir göndermesi var. Anlaşılan o ki, Tsovits Tsov, bugün hâlâ bazı Ermenilerin ‘megalo idea’sı olarak yaşamaya devam ediyor. Üstelik ne yazık ki, bu tahayyül içinde, Hazar Denizi kıyılarında yeşeren Muğam’a yer yok.

 

Kategoriler

Güncel Ermenistan Gündem