‘Hainliğim barışı istemekmiş’

Agos'un Azerbaycanlı muhabiri Arzu Geybullayeva’nın Agos’a haber yaptığı için tehditler aldığını ve ülkesindeki haber sitelerinde sistematik bir nefret söylemiyle hedef gösterildiğini aktardığımız haberden sonra Geybullayeva'yla görüştük.

FATİH GÖKHAN DİLER
fgdiler@agos.com.tr

Geçen hafta gazetemizin Azerbaycanlı muhabiri Arzu Geybullayeva’nın Agos’a haber yaptığı için tehditler aldığını ve ülkesindeki haber sitelerinde sistematik bir nefret söylemiyle hedef gösterildiğini duyurmuştuk. Habere ulusal basının da yoğun ilgi göstermesi üzerine kamuoyunda Geybullayeva’nın can güvenliği için duyarlık oluştu.

Agos’un “düşman gazete”, kendisinin de “Ermeni iti” olarak sunulduğu  haberlerle ilgili olarak görüşüne başvurduğumuz Geybullayeva, kimi kesimlerce vatanını, milletini, geçmişini satmış bir vatan haini olarak görüldüğünü belirtti.

Karabağ Savaşı’nı tarih kitaplarından öğrendim

“Ben hainmişim çünkü karanlıkta yaşamayı tercih edenlerin gözünde Türkiye’de bir Ermeni gazetesinde yazı yazıyor olmam hainlik. Şimdiye kadar Karabağ ile ilgili bir şeyler yazmadığım için de hainim. Halbuki bu konuda yazdığım yeterli sayıda yazılarım ve makalelerim var” diyerek isyan eden muhabir sözlerine şöyle devam etti: “Savaşın üzerinden 20 sene geçti. 92’de başlayan savaş döneminde ben 9 yaşındaydım. Benim hatırladıklarım tıpkı siyah beyaz filmlerin görüntüleri gibi, biraz bulanık ve bölük pörçük. Karabağ savaşını tarih kitaplarından öğrendim. Ermenilerin bir ırk olarak korkunç insanlar olduklarını, Azerbaycan topraklarını elimizden aldıklarını, ordumuzun kendi sınırlarını koruyamadığını, onca suçsuz insanımızın amansızca öldürüldüğünü okudum. Devletimiz bunların beyne kazınmasını istedi. Bense gördüklerimden, izlediklerimden, duyduklarımdan tek bir ders çıkardım: böyle bir acının tekrarlanmaması gerektiğini.”

Hocalı kara bir gün

Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir diğer önemli tarih eşiği olarak Hocalı faciasını anımsatan Arzu Geybullayeva şöyle konuştu: “Evet facia, çünkü 600’e yakın vatandaşımız öldürüldü, öldü. Ölmeden işkence edildiler, kaçıp kabustan kurtulmaya çalışırken karda donarak öldüler. O gece yaşananlar unutulmadı. Unutulamaz. Her sene ölen vatandaşların görüntüleri bizlere, dünyaya hatırlatılıyor. Benim için Hocalı tarihimizde insanlarımızın vahşice öldürüldüğü kara bir gün. Bunlar yaşandı. Bunları inkar etmek bir suçtur baştı başına. Zaten ben inkar etmekten, tarihimizi unutmaktan bahsetmiyorum. Benim hainliğim barışı istemekmiş. Bir daha bunların yaşanmasını istememekmiş. ”

Azerbaycan’da karşı tarafta da savaşı yaşamamış, hiçbir Azerbaycan vatandaşını öldürmemiş insanlar olduğu gerçeğinin görünmek istenmediğini vurgulayan muhabir, “Nefret söyleminin bir yere varmadığını anladım. Bu yüzden diğer tarafla diyalog kurmaya çalıştım. Ermenilerin bu savaşı nasıl öğrendiklerini öğrenmek istedim. Kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu ispatlamak için değil, anlamak için” sözleriyle duruşunu tanımladı.

“Biz kendi dönemimizin tarihini yazmaya çabalamalıyız, başkalarının bizim için yazdıklarını yaşamaya değil”  diyen Arzu Geybullaye vason olarak da kendisini hedef gösterenlere bir soruyla seslendi: “Küfürlerinizde, küçümsemelerinizde hain olarak anılabilirim, peki ya siz? Size kahraman olduğunuzu söyleyenler mi var?”