AİHM'den Türkiye’ye faili meçhul cezası

AİHM, Lice’de faili meçhule kurban giden Bahri Budak ve Metin Budak davasında Türkiye’yi mahkum etti.

20 yıl önce kaybedilen 60 yaşındaki Bahri Budak ve torunu Metin Budak davası 2007 yılında AİHM’e (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) yapılan başvuru sonuçlandı. AİHM, başvuruyla ilgili olarak, "Türkiye’nin etkili bir soruşturma yapmadığını" ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesini ihlal ettiğine karar verdi.

Torun ve dedenin kemikleri, kaybedildikten 11 yıl sonra, yaşadıkları köyde bulunmuştu. Soruşturma dosyası zamanaşımına uğramıştı.  

Diyarbakır'ın Lice İlçesine bağlı Yalımlı Köyü'nde yaşayan Budak ailesi, 1993’te köyleri zorla boşaltıldıktan sonra Silvan’a göç etmek zorunda kaldı. 29 Mayıs 1994’te 60 yaşındaki Bahri Budak ve 14 yaşındaki torunu Metin Budak, köydeki tarlalarına gitmek için Silvan’dan ayrıldı. Dede ve torunundan bir daha haber alınmadı. 

Aile, yetkililere yaptığı başvuruların hiçbirinden sonuç alamadı. 28 Haziran 1994’te Bahri Budak’ın oğlu ve Metin Budak’ın babası Kadri Budak, Diyarbakır Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’ne, Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Lice Kaymakamlığı’na Bahri Budak ve Metin Budak’ın bir an önce bulunması ve akıbetleri hakkında bilgi verilmesi için başvuruda bulundu, fakat herhangi bir bilgi alamadı.

Aile, 2005 yılında köye geri döndüğünde arazide bazı kemikler ve eşyalar bulundu. Eşyaları bulan Bahri Budak’ın oğlu, Metin Budak’ın babası Kadri Budak, bunların 11 yıl önce kaybedilen babası ve oğluna ait olduğunu fark etti ve 9 Mayıs 2005’te Lice Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yaptı. bölgede yapılan keşiften sonra kemikler, eşyalar ve boş kovanlara savcılık el koyarak Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. 13 Mart 2006’da Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporda bulunan kemiklerin Bahri ve Metin Budak'a ait olduğu, ölüm sebeplerinin ise ateşli silah yaralaması olduğu yazıyordu.  

Zaman aşımından dosya kapandı

Olay yeri inceleme raporunda ise boş kovanların MKE ibareli uzun namlulu G-1 ve G-3 piyade silahlarına ait olduğu vurgulandı. Daha sonra Diyarbakır TMK 10'uncu maddesi ile görevli savcılık tarafından yürütülen soruşturmada jandarmayla yapılan yazışmalarda bir türlü faillere ulaşılamadı. Yürütülen soruşturmada şüpheli ve şüphelilerin kimliği tespit edilemeyince, aile AHİM’e başvuruda bulunmuştu.

Tuğgeneral Ertürk’ün adı geçiyor

Bahri ve Metin Budak’ın kaybedilmesi olayı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Tuğgeneral Yavuz Ertürk davası iddianamesinde geçiyor. Ancak herhangi bir soruşturma konusu yapılmış değil. Ertürk, 1993 yılında Diyarbakır’da görev yapmış daha sonra Bolu 2. Komando Tugayı Komutanlığı’na getirilmişti. Ertürk’ün adı 1993 yılının Ekim ayında Diyarbakır Kulp’ta 11 köylünün öldürülmesi olayında da geçiyor.

AHİM’den etkili soruşturma cezası

AİHM, 2007 yılında yapılan başvuru ile ilgili, "Türkiye’nin etkili bir soruşturma yapmadığını" ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesini ihlal ettiğine karar verdi.

Türkiye, karar gereği mahkeme masrafları da içinde olmak üzere başvuru sahibine 35 bin avro maddi tazminat ödeyecek.

AİHM'den önümüzdeki hafta karar bekleniyor

Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, bu olayla ilgili 2001 yılında davanın taşındığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), önümüzdeki hafta dosya için karar vereceğini söyledi.

Avukat Yalçındağ, "Burada yürütülen soruşturma dosyasının zaman aşımına uğraması için herkes maalesef elinden geleni yaptı ve soruşturma dosyası 20 yıllık zaman aşımına uğradı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önümüzdeki hafta bu dosyayı karara bağlayacaktır" dedi.

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları



Yazar Hakkında