DOSYA
Beyoğlu Spor, masa tenisi efsanesiyle geri dönüyor
1886'dan beri faal olan Beyoğlu Spor, tekrar yeni oyuncular yetiştirip aktif olarak masa tenisi dalında başarılar kazanmak istiyor. 1970’lerin ünlü masa tenisçilerinden Vasilis Aleksandridis, salonun açılışı dolayısıyla Atina’dan İstanbul’a geldi. Aleksandridis’le ve ‘efsane takım’ın oyuncularından Davit Kumru, Savaş Ertufan ve Ertan Öner’le konuştuk.
‘Türkiye Ermenileri için 1915’teki soykırım sonrasında hafıza-kırım ile devam etti’
Türkiye’de Üç Nesilde Ermeni Olmak’ başlıklı doktora çalışmasının yazarı Nazlı Temir Beyleryan “Türkiye’deki Ermenilerin 1915 sonrasındaki demografik hareketleri incelendiğinde, yaşanmış olan kırımın başta ‘hafıza-kırım’(mémoricide) olduğu gerçekliğine varıyoruz.”
Diyarbakırlı Ermeniler Surp Giragos’un özleminde
Kendi kültürünü yaşatmaya çalışan Stepan Yepremyan’ın uğradığı ayrımcılıklar, Hangül Özbey’in başta Ermeni, sonra Kürt kimliği dolayısıyla maruz kaldığı işkenceler Diyarbakırlı Ermeni olmanın dramını gözler önüne seriyor.
Memleketlerine dönen ‘yeni İmrozlular’
Son iki senede Selanik’ten, Atina’dan, Girit’ten 15 aile, eski toprakları İmroz’a temelli yerleşti. Çocukları yeni açılan Rum okullarına giden, kendileri de yeni bir hayat kurmak için canla başla uğraşan ‘Yeni İmrozlular’la tanıştık.
Ermenice gazetelerde İttihatçı paşaların akıbeti
1913 darbesi ve sonrasında, Ermeni Soykırımı’nın baş mimarları Enver, Talat ve Cemal Paşa ve eli kana bulanan şürekası 1918’de yurtdışına kaçtı. Bu kaçışın nasıl gerçekleştiği, dönemin Ermeni basınına yansıyıp yansımadığı ya da nasıl yansıdığı konusunda 1915 sonrasında yayına yeniden başlayan ilk Ermenice gazetelerden biri olan Joğovurt (Halk) gazetesinin üç sayısı bize mihmandarlık edecek.
Açlık, kıtlık, yoksulluk: ‘Vanlı Dilenci’ figürü
Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği ‘Van ve Çevresi, Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi’ konferansında “Yağma, Açlık ve Yoksulluğun Temsili: 19. yüzyıl sonu İstanbul’una ait bir tablodaki ‘Vanlı Dilenci’ figürü” başlıklı bir sunum yapan Vazken Davidian, bir tablodaki ‘Vanlı dilenci’ figüründen yola çıkarak, Osmanlı Devleti ile Osmanlı Ermenileri arasındaki ilişkide karmaşık ideolojik dönüşümlerin yaşandığı bir döneme ışık tutmaya çalışıyor. “Vanlı dilenci figürü, imparatorluk başkentinin sokaklarında ve fakir semtlerinde Osmanlı Ermenistan’ının ekonomik perişanlığı ve sefaletini cisimleştiriyordu” diyen Davidian’ın sunumunun geniş bir özetini sizlerle paylaşıyoruz.
Bakırcıların saklı dünyası: Cebeci Han
Pakrat Abi, Berge ve gönüllü mihmandarımız Stepan Altuntepe ile birlikte bu sefer yolumuz, zamanın ve hoyratlığın yıkıcı etkisinden fazlaca nasiplenmiş Cebeci Han’a düştü.
Birbiriyle komşuculuk oynayan hanlar: Kızlar Ağası ve İmam Ali
Bu hafta Pakrat Abi, Zakar Abi, Berge ve benden oluşan ekibimiz Tığcılar Sokağı’nın karşılıklı iki sakini Kızlar Ağası ve İmam Ali hanlarını gezdi.
Kalfayan Yetimhanesi’nin ilk yüz yılı:Bir adanmışlık hikâyesi
150 yıl önce kurulan ve halen bir yetimhane ve eğitim kurumu olarak hizmet vermeye devam eden Kalfayan Yetimhanesi’nin ilk yüz yılından kesitler aktarıyor Besse Kabak, tarihi fotoğraflarla bezenmiş yazısında. Ve bu güzide kuruma emeği geçenlerin aziz anılarının önünde saygıyla eğiliyor.