KÜLTÜR SANAT

SERGİ Ermenistan’dan sanat Kınalıada’da

Bu haftasonu Kınalıada’daki Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’nde, çoğu Ermenistan’da yaşayan 33 sanatçının son dönem işlerinden örnekler sunan bir video gösterilecek. İki gün sürecek olan video gösteriminin yanı sıra, rh+artmagazine dergisinin düzenlediği ‘Yılın Genç Ressamı’ yarışmasında, bu yıl birincilik ödülü kazanan Ermenistanlı sanatçı Mary Moon’un bazı resimleri de sergilenecek.
MÜZİK Lana Del Rey’den depresyon kokan bir albüm

Yazın gelişiyle mutluluktan uçanlar, plajlarda parende atanlar, beach club’larda mojito’sunu yudumlayanlar için baştan uyarı; Lana Del Rey'in yeni çıkan ‘Ultraviolence’albümü pek size göre değil.
EDEBİYAT Baronyan’ın  mahallelerinde bugünün İstanbul’uyla gezinti

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına damgasını vuran oyun ve mizah yazarı, Osmanlı Ermeni basınının güçlü kalemi Hagop Baronyan'ın Can Yayınları'ndan çıkan, 'İstanbul Mahallelerinden Bir Gezinti' başlıklı kitabı da, kokusu, sesi, insanları ile, okuru sokağa davet eden kitaplardan biri. Biz de o çağrıya kulak verdik.
SERGİ ‘İki damar kesişti’

Bu yıl 22.’si düzenlenen İstanbul LGBTİ Onur Haftası etkinlikleri kapsamında, Hayaka Artı ve maumau adlı iki farklı mekânda, ‘nerdeen nereye’ sergisi yer alıyor. Serginin danışma kurulunda yer alan Fatih Özgüven’e, “Nereden nereye?” sorusunu yönelterek, bu sergi bağlamında, LGBTİ bireylerin ve kuir sanatın, bir anlamda dünden günümüze serüvenini değerlendirmesini istedik.
MİMARİ Kuir: İçindeki devleti iptal et

Geçen pazar beşinci kez yapılan Trans Onur Yürüyüşü ve bu pazar on ikincisi düzenlenecek Onur Yürüyüşü’nü fırsat bilerek, Agos’un kültür-sanat sayfalarını iki haftalığına bu görünürlüğü takip eden bir dosyaya ayırdık. Bu hafta Tuğba Esen, İstanbul’da ilk Onur Haftası’nın düzenlediği 1993 yılından bugüne sanatta olan biteni, Rahmi Öğdül'le konuştu.
EDEBİYAT Meleksi bir hale  ya da bir cendere

Şair Fırat Demir, Türkiye edebiyatında eşcinselliğin serencamını Agos için yazdı. Demir’e göre, Ahmet Hâşim’den Sait Faik’e, Ece Ayhan’dan Leylâ Erbil’e, Murathan Mungan’dan Perihan Mağden’e, bazıları usulca, bazıları da borazanlarının sesleriyle gelen yazarlar, başlarının üzerindeki haleyi kimi zaman bir cendere olarak yaşadılar.