Mağdurları muktedir kılmayan anayasa

Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun 50. yıl kutlamalarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, mevcut anayasanın ihtiyaçlara yanıt vermediğini ve milletin zenginliklerini yok saydığını söyledi. Gül: 'Bugün bizi kendi gücümüzden koruyacak bir anayasal kural, yarın zayıf düştüğümüzde bizi başkalarının haksızlığından da korur.'

 

Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun 50. yıl kutlamalarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni anayasa çalışmaları konusunda uyarıda bulundu. Gül konuşmasında, mevcut anayasanın ihtiyaçlara yanıt vermediğini ve milletin zenginliklerini yok saydığını söyledi.

Yüksek Mahkeme'nin törenine devlet erkanının yanı sıra, AİHM Başkanı Brtaza ile çok sayıda yerli ve yabancı yargı kurumu, sivil toplum temsilcisi katıldı. Deniz Feneri yetkililerinin de davetli olması dikkat çekti. Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ın davet edilmediği iddiasına, Kılıç Herkesi çağırdık. Kontrol edeceğim dedi. 

“Milletimizin önünde, 1921 ve 1924 anayasalarından beri ilk defa, doğrudan millet tarafından bir anayasa yapılması fırsatı bulunmakta” diyen Gül, şöyle devam etti:

MAĞDURLARI MAĞRUR KILMA ÇABASI

“Millet olarak darbelerle yüzleşmeye çalıştığımız bir dönemde, hâlâ bir ara dönem anayasasıyla yönetiliyor olmak; ülkemizin ulaştığı demokratik seviyeyle derin bir çelişki teşkil etmektedir. Bununla birlikte, anayasalar tepkisel saiklerle hazırlanmamalıdır. Anayasa aracılığıyla bir önceki dönemin ‘mağdurlarını’ ‘muktedir ve mağrur kılma’ çabası da hep menfi neticeler doğurmuştur. Anayasalar hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin mührünü taşımamalıdır. Unutmayalım ki, bugün güçlü olduğumuzda bizi kendi gücümüzden koruyacak bir anayasal kural, yarın zayıf düştüğümüzde bizi başkalarının haksızlığından da korur.”

Mesut Hasan Benli'nin Radikal'de yer alan haberine göre, yeni anayasanın esnek ve özgürlükçü bir karaktere sahip olması ve 'Cumhuriyet’in temel ilkelerinden taviz vermemesi gerektiğini' vurgulayan Gül, “Anayasa aracılığıyla milletin farklı siyasi çizgilerini zapturapt altına alma, devlet ve millet arasında bir gerginlik oluşturma zihniyetinden uzak durmalıdır. Vesayeti örtülü bir şekilde başka organlar aracılığıyla sağlamak yerine, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi açık bir şekilde halka tevdi etmelidir” diye konuştu.

UZUN TUTUKLULUĞA ÇÖZÜM

Uzun tutukluluk sürelerinin fiili cezaya dönüşmemesi konusundaki uyarılarını yineleyen Gül, şunları söyledi: “Bu doğrultuda, devletin bütün organları vazife ve sorumluluklarını layıkıyla yerine getirmelidir. Söz konusu sorunları aşmak için hazırlanmakta olan hukuki düzenlemelerin ivedilikle neticelenmesini temenni ediyorum.”

“Anayasa Mahkemesi’nin örtülü vesayetlerin tahakkümünden kurtulduğunu” da söyleyen Gül, konuşmasında kutlamalara katılan dini cemaat liderlerine de teşekkür etti.

 

'ADİL OLMAYAN KRALLARIN ÇOCUKLARI' 

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç törendeki konuşmasında, anayasa mahkemelerinin siyasi aktörler arasında hakemlik fonksiyonunu yerine getirdiğini söyledi. Kılıç, şöyle devam etti: “Taraflara lojistik destek sağlayan bir kurum olmayacağı gibi, milletin iradesini temsil edenlere çelme takma yeri olarak da kullanılmaz. Bazılarının mutluluğunu arttırmak için başkalarının özgürlüklerinin özünü zedelemek gibi yanlışlığa da izin verilmez.” 
İfade özgürlüğü ile din, vicdan özgürlüğünü, bireyin iç dünyasında kalması gerektiğine indirgeyen anlayışların toplumda hiçbir zaman kabul görmediğini söyleyen Kılıç, “Düşünceyi ifade ve inanç özgürlüğü için çizilmiş sınırlar, o ülkenin demokratik sicilinin belirgin ölçütüdür” dedi. Kılıç, siyasi önderlere şöyle seslendi: “Gücü elinde tutanlar sevgi ve merhamet duygularını içinde barındıran ana yürekli olmaya herkesten daha çok zorunludurlar. Unutulmamalıdır ki, adil olmayan kralların çocukları bu tehlikeye daha yakındır” diye konuştu. Mahkeme’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle akşam da bir resepsiyon verildi.

 

Etiketler

Haşim Kılıç