İklim için çok zamanımız yok

Türkiye’nin ve Dünya’nın dört bir yanından sosyal hareketleri, iklim için bir araya getiren “İklim İçin" Kampanyası, Antalya’da yapılacak olan G20 zirvesinin hemen öncesinde Boğaziçi Üniversitesi'nde İklim Formu düzenleniyor.

Boğaziçi Üniversitesinde başlayan forumda 60’a yakın oturumda farklı coğrafyalardan gelen 150’nin üzerinde konuşmacıyla iklim değişikliğini tüm boyutlarını tartışmaya açılıyor. 

Formun açılışında dünyanın önde gelen iklim mücadelesi örgütlerinin aktivistleri, yenilenebilir enerji konusunda Türkiye'nin isteksizliğini ve kömür konusundaki ısrarını eleştirdi. 

Formun açılışında konuşan, Columbia Üniversitesi'nde profesör Koffi Annan'ın Bin yıllık Kalkınma Hedefleri konusunda danışmanlığını yapan Jeffrey Sachs, iklim için bir şeyler yapabilmek için çok önemli bir dönemde içinde olduğumuza dikkat çekerek "Paris zirvesine iki hafta kaldı. Biz geç kaldığımız için elimizdeki son fırsat bu."

Sachs iklim konusunda endişelerini şöyle dile getirdi:

"Sera gazları 1820'lerde başladı. 1870'lerde atmosferin sıcaklığının arttığı net olarak anlaşıldı. Bilim insanları 100 yıl önce hesap yaptı. Atmosferdeki karbondioksit artarsa ne olur hesabı yaptı ve doğru sonuca ulaştılar. Eğer iki katı oranında karbondioksit artarsa sıcaklık 3-5 derece artacak dedi. Bunun yaklaşık 750 yıl süreceğini düşündü. Ekonomik büyümeyi öngöremedi. Isınma o kadar uzun sürmedi. Gelen tüm göstergelere bakacak olursak iklim ısınıyor. Gözlemsel kanıtlar da var. Bugün dışarıda hava sıcak. En sıcak yılı geçiriyoruz."

Bildiklerimiz çok korkutucu

Bilim insanlarının binlerce yıllık sıcaklıklar üzerinde çalıştığını ve sıcaklıkların deniz seviyesiyle ilintili olduğunu söyleyen Sachs, "Bildiklerimiz çok korkutucu" dedi.

İklim değişikliğinin çok hızlı yaşandığını ve buna insanın neden olduğuna işaret eden Sachs, "En büyük nedeni kömür, petrol ve gaz. Araçlar ve tarım. Endüstriyel devrim başladığından bu yana ısınma oldu. Belki bu yüzyılda ısınma devam edebilir. Deniz seviyesi bir kaç metre artar, gıda üretimi yıkıma uğrar. En büyük tayfunları görmeye başladık." 

Enerji sisteminin değişmesi gerektiğine işaret eden Sach, "şu anda enerji sistemimiz yüzde 80 kömür petrol ve gaza dayalı. Bunun değişmesi gerekiyor, rüzgarla güneşle jeotermalle nükllerle. Her bir teknolojinin kendi içinde sorunları var, mükemmel değiller. Bir seçim yapmak gerekiyor. Hepimiz en iyi yol nedir diye analiz etmemiz gerekiyor. Hem Türkiye'nin hem de ABD'nin sıfır karbon için gücü var" dedi.

Türkiye 19. yüzyıldaymış gibi davranmamalı

Dünyadaki en önemli iklim kampanyalarından biri olan 350.org kurucusu Bill McKibben da açılış oturumuna video mesajı gönderdi. McKibben Türkiye'nin gezegenin tersine bir kömür arsızlığı yaşadığını ve kapasitesini ikiye katlamaya çalıştığına dikkat çekti. McKibben, Asya ve Avrupa arasında bulunan Türkiye'nin yenilenebilir enerji konusundaki çabaları üstüne almadığını söyledi.

"İklim her türlü mücadelenin parçası. İnsanlığın bugüne kadarki en önemli büyük krizi. Bunun için uzağa bakmaya gerek yok. Suriye'ye bakın kuraklık nedeniyle bir milyon çiftçi toprağını terk etmek zorunda kaldı. Bu da istikrarsızlaşmaya neden oldu. İşte Suriye krizinin en önemlinin nedenlerinden biri iklim. Aynı şey Afrika'da da oluyor. Kuraklık ve iklim insanları kaçırıyor. ABD kömürü azaltmaya başladı. Almanya polsnya da aynı durumda. Türkiye kendine en beter olanı seçiyor. Türkiye, 19 ve 20 yüzyıl sistemini devam ettirmek yerine yenilebenilir enerjiye yönelmeli.

Türkiye kömür sanayiyi ayakta tutmaya çalışıyor

Fosil yakıtların etkileri üzerine çalışan Oil Change genel direktörü Stephen Kretzmann da gönderdiği video mesajında Türkiye'yi eleştirdi. 

Kretzmann, şunları söyledi, "Halihazırda keşfettiğimiz fosil yatıkların dörtte üçünü yeraltında bırakmamız gerekiyor. Fosil yatıkların sanayisi milyonlarca yaşama onarılmaz zararlar veriyor. Sağlık sistemlerimize trilyonlara mal oluyor. Topraklarımızı, ormanlarımızı, sularımızı ve gıda kaynaklarımızı mahvediyor. Ekonomilerimizi geçmişin yüksek maliyeti yüksek riskli ve yüksek karbonlu enerjisine bağlımlı kılıyor. Oysa temiz yenilenebilir enerjiye doğru hırslı bir geçiş yapmalıyız."
G20 hükümetlerinin her yıl 450 milyar dolar kamu parasını en zengin ve kirli bazı şirketlere dağıtıldığını söyleyen Kretzmann, "Türkiye'de hükümet her yıl milyarlarca lirayı kömür ve petrol sanayisini ayakta tutmaya harcıyor. Kömür sanayisi yayılsın diye iteklemek için sizin vergilerinizi kullanıyor. Bu, gelecek 15 yıl içinde sera gazı salınımlarını ikiye katlayabilir ve sağlık maliyetlerini yüz milyarlarca lira arttırabilir. Bunun haklı bir gerekçesi olamaz. G20 liderleri fosil yatıkları teşvikelerini aşamalı olarak bitirmeye 2009'da söz vermişti. Altı yıl sonra nerdeyse hiçbir ilerleme göremiyoruz" diye konuştu. Kretzmann, G20 liderlerine temiz enerji çağrısı yaptı.

Kategoriler

Güncel Yaşam



Yazar Hakkında

1985 doğumlu. Güncel politika, insan hakları, azınlık mülkleri ve Kürt meselesi üzerine haberler yapıyor. Musa Anter Gazetecilik Ödülleri 2008 yılı en iyi haber ödülü sahibi.