Ermenistan nihayet 'aile içi şiddet yasasını' kabul etti

Ermenistan Meclisi, 13 Aralık’ta 73 evet, 12 hayır ve 6 çekimser oyla uzun süredir tartışılan “aile içi şiddet yasasını” kabul etti.

Son yıllarda Ermenistan'nın kadın hakları savunucuları ve aktivistleri, kadına yönelik erkek şiddetinin sadece kadına yönelik şiddeti engelleyen bir yasa tasarısı tarafından engellenebileceğini belirtiyorlardı. 

Tartışmalardan sonra, 2013 yılında Ermenistan hükümeti, aile içi şiddete karşı yasa tasarısını oylamaya sunmuş fakat tasarı “Ermenilerin ailevi değerlerine” aykırı bulunduğu gerekçesiyle çoğunluk tarafından reddedilmişti. 

2010-2017 yılları arasında Ermenistan'da 30 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Yapılan araştırmalar birçok kadının dayak ve kötü muameleye maruz kaldığını ve farklı sebeplerden dolayı sesini çıkartamadığını gösterdi.

Kabul edilen yasa tasarısı, erkek şiddetinden şikayetçi kadına hukuki ve psikolojik yardımının yanı sıra, kalacak yer ve maddi destek sağlanmasını da devletin sorumluluğuna veriyor. 

Diaspora Ermenileri bu yılın Ocak ayında Los Angeles'ta yaptıkları yürüyüşle durumu gündeme getirmeyi başarmışlardı. "Kadınlara Yönelik Şiddet bir suçtur" ve "Gerçek erkekler kadınlara vurmaz" pankartlarıyla eylem yapan göstericilere Ermenistan’daki sivil toplum kuruluşlarından da destek gelince, Ermenistan'da aile içi şiddet konusunda yaratılmak istenen farkındalık amacına ulaşmış oldu.

Başbakan Karen Karapetyan seçildikten hemen sonra, hükümet bazı Cumhuriyetçi Parti üyelerinin muhalefetine rağmen tasarıyı tekrar hazırlayıp, oylamaya sunmayı programına aldı. Şaşırtıcı olan “Yeni ve Müreffeh Bir Ermenistan” sloganı ile siyaset yapan Tsarukian bloğu üyelerinin hepsinin “Batılı değerler ile Ermeni aileler yok edilmeye çalışılıyor” argümanı ile tasarıya hayır oyu vermeleri oldu. 

Cumhuriyetçi Parti’nin koalisyon ortağı olan Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun)  tasarı ilk kez gündeme geldiği Ekim ayından beri tasarının kabulü için destek verdi. Parti temsilcileri, önerilen tasarıyı toplumsal bir değer sisteminin önemli bir parçası olarak gördüklerini ve daha sağlıklı bir toplum için gerekli olduğunu  düşündüklerini belirttiler. 

Tasarı, Pan-Armenian Ermeni Yardımlaşma Derneği başta olmak üzere, tasarı yurt dışındaki farklı organizasyonlar tarafından da desteklenmiş, imza kampanyaları yapılmıştı. Sanatçı ve aktivist Serj Tankian; oyuncu ve oyun yazarı Eric Bogosian; romancı Chris Bohjalian, Micheline Ahoronian Marcom ve Nancy Kricorian ve Vahe Berberian gibi isimler de tasarıyı desteklediler. 

Kadın Destek Merkezi İcra Direktörü Maro Matosian, Ermenistan Adalet Bakanlığı’nın ön ayak olduğu yasanın geç kalınmış bir adım olsa bile, sevinçle karşılanması gerektiğini söylüyor. 

Yasanın eksikleri 

Matosian, yeni yasanın ne yazık ki olumsuz tarafları da olduğunu belirtiyor: "Yasa aynı zamanda, olumsuz bir nokta olarak görülebilecek uzlaşma konusunda ısrarcı. Aile içi şiddet olaylarında bu kabul edilmeyen bir uygulama, çünkü bir dengesizlik söz konusu, kurban ve suçlu var, uzlaşma burada ihtiyacımız olan şey değil." Matosian tecrübelerinden bahsediyor, “bir polis memuru ya da sosyal hizmet uzmanı kurbanı eve döndürmek ve kötü davranan kocası ile uzlaştırmak için denemeler yaparsa bu psikolojik olarak işkence demektir” diyor.

Yeni yasaya göre, Ermeni kolluk kuvvetleri hayat ve sağlığı tehdit eden şiddet olayları sırasında müdahale edebilecek. Polis, şiddet görmüş kadının kocasının evini terk etmesine ve 20 gün boyunca uzak durmasını isteyebilecek, mahkeme ise bu süreyi 18 ay boyunca uzatabilecek. Yasa, aile içi şiddet tanımının fiziksel şiddetle sınırlı olmadığını, aynı zamanda cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddetle sonuçlandığını da belirtmekte. 

Matosian, "Sivil toplum bu konuda oldukça gayretli olmalı, uluslararası standartlara dayalı destek ve yardımı izleyen ve uygulayanlar bizleriz, devrim bir gecede olmayacak, ama artık işimiz daha kolay” diyor.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) desteğiyle Proaktif Derneği tarafından yürütülen Ermenistan'da aile içi şiddet üzerine yapılan bir ankete göre, ankete katılanların neredeyse% 60'ı hayatlarında en az bir kez aile içi şiddet çeşit maruz kaldığını belirtiyor.



Yazar Hakkında