Sırbistan medyasında cesaretiyle öne çıkan bir haber portalı: KRIK

Sırbistan’da araştırmacı gazetecilik yapan KRIK web sitesinin adını ilk kez geçen Mayıs’ta, İsveç merkezli Civil Rights Defenders sivil toplum kuruluşunun Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da düzenlediği ve Balkan ülkelerinden gazetecilerin katılımıyla yapılan Bölgesel Gazeteciler Günü’nde duymuştum.

Panelde bir konuşma yapan gazeteci Jelena Vasic, KRIK’in Sırbistan’daki yolsuzlukları, devlet-mafya ilişkilerini nasıl açığa çıkardığını, bu şartlar altında nasıl gazetecilik yapabildiklerini anlattı. Vasic, bu haberler sonrası KRIK’e karşı birçok kez kamu davası açıldığını ifade etti. Vasic’in anlattıkları, şüphesiz o panelde, KRIK’i daha önce duymamış olanlar için hayli ilginçti. KRIK Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Bojana Jovanović ile hem web sitesi hem de Sırbistan’daki gazetecilik hakkında konuştuk.

KRIK hangi amaçla, nasıl kuruldu?

KRIK, 2015 yılının Nisan ayında, araştırmacı gazetecilik alanında deneyimli birkaç meslektaşın bir araya gelmesiyle kuruldu. Amacımız, bu alanda yeni bir şey yapmak; devletin en yüksek kademelerindeki yolsuzlukları araştırarak, devlet yapıları ile organize suç arasındaki bağlantıları ortaya koyan kapsamlı haber dosyaları hazırlamaktı. O zamandan beri, bu tür haberler aracılığıyla, okurlara yolsuzluk ve organize suçun kendi günlük hayatlarını nasıl etkilediğini göstermeye ve hükümetin yasalara aykırı uygulamaları konusunda bilgi vermeye; hukukun egemenliği ve yönetimde daha fazla şeffaflık için mücadele etmeye çalışıyoruz.

Başlangıçta işimiz kolay değildi, çünkü o dönemde Sırbistan’da, kâr amacı gütmeyen başka yayın organları da vardı. Ama iyi araştırmacı gazetecilik yaparak ve çok önemli haber dosyaları yayımlayarak, kısa bir süre içinde, KRIK’i ülkenin bu alandaki en önde gelen internet portalı hâline getirdik. Üyesi olduğumuz, araştırmacı gazetecilik yapan yayın kuruluşlarının oluşturduğu bir ağ olan Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi’nin (OCRRP) yıllardır devam eden desteği olmasaydı bunu yapamazdık.

Yayınlarınızın içeriği nedeniyle tehditler aldığınız oluyor mu? Oluyorsa, bu meseleyle nasıl başa çıkıyorsunuz?

KRIK kurulduğundan beri, yaptığımız çalışmalar ve ortaya çıkardığımız yolsuzluklar nedeniyle güçlü siyasetçilerin, hükümete ve iktidar partisine yakın iş insanlarının hedefi olduk. Bugüne dek birçok karalama kampanyasına maruz kaldık; iktidardaki Sırp İlerleme Partisi’nin yüksek mevkilerinde ve hükümette yer alan kişiler, kendi kontrolleri altındaki medya aracılığıyla bize saldırarak itibarımızı sarsmaya çalıştılar. 2015’ten beri her yıl böyle kampanyalara girişiyor, yabancı devletlere casusluk ettiğimiz, suç işlediğimiz, kirli para akladığımız vs. yönünde yayınlar yapıyorlar.

Sırbistan Parlamentosu’nun olağan bir oturumunda, milletvekillerinin bizi suçlu ilan etmesiyle durum daha da kötüye gitti. Bunu yapanlar iktidar partisinden vekillerdi; bize saldırmalarının nedeni, organize suç ile, hükümet üyeleri ve Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın yakın ittifak içinde olduğu kişiler arasındaki ilişkileri açığa çıkarma konusundaki ısrarımızdı.

Tüm bunlar bizim açımızdan çok nahoş ve tehlikeli bir durum yaratıyor. Kimileri bu yalanlara, çarpıtmalara inanmaya, sonra da bizi tehdit etmeye başlıyor; haber odasını arıyor, sosyal medyada hatta bazen kamusal alanda, sokak ortasında, saldırgan bir tavırla bize tehditler savuruyor...

Sırbistan için bile çok tuhaf olan bir şey de yaşadık; ekibimizde yer alan 15 kişiden üçünün evlerine girildi. ‘Hırsızlar’ evlere girmişler ama hiçbir şey çalmamışlar, para bile almamışlar. Bu olayların hiçbiri aydınlatılmadı. Amacın bizi korkutmak olduğuna, araştırmacı gazetecilik yapmayı bırakmamız için bize mesaj verilmeye çalışıldığına kani oluşumuz da bundan.

Yetkililer sizi korumak için önlemler alıyor mu?

Gelen her tehdidi hem polise hem de ‘Gazetecilerin Güvenliği ve Korunması Çalışma Grubu’na bildiriyoruz. Medya, emniyet güçleri ve savcılıktan temsilcilerin yer aldığı bu grubun amacı, gazetecilerin tehdide ya da saldırıya maruz kaldığı durumlarda hızlı bir şekilde harekete geçmek. Ama tehdit edildiğimiz ve hedef gösterildiğimiz vakaların çoğu hâlâ çözülmedi, suçlular açığa çıkarılmadı.

Karşılaştığımız en güncel sorun, adalet değil göz korkutmak için açılan SLAPP davaları (Demokratik Katılıma Karşı Stratejik Dava). An itibarıyla, bize açılmış böyle 11 dava var. Bu davalardan biri, daha yeni, Kasım ayının başında, utanç verici bir kararla sonuçlandı; KRIK yayımladığı bir haberle mevcut İçişleri Bakanı’nın onurunu ve itibarını lekelemekten suçlu bulundu, oysa haber metninde yanlış hiçbir bilgi yoktu. Bu davanın açılmasının nedeni, başka bir davaya dair bir haberde, mahkeme salonunda neler olduğunu anlatmış ve gizlice dinlenen konuşmalardan alıntılar sunmuş olmamızdı.

Dava haberi yaptığımız için verilen böyle bir karar, aynı zamanda otosansüre davet demektir; bu yüzden, başvurduğumuz temyiz mahkemesinde kararın bozulacağı kanaatindeyiz.

Tehditlere, suçlamalara ve saldırılara maruz kaldığınızda halk nasıl tepki veriyor? Destek ve dayanışma görüyor musunuz?

Okurlarımızdan muazzam bir destek görüyoruz ve bu bizim için çok şey ifade ediyor. Fiilen bizi ayakta tutan, tereddüt etmemizi, bocalamamızı engelleyen, bu destek. Ne zaman saldırıya uğrasak yanımızda duruyorlar. KRIK’e bağışta bulunarak da destek oluyorlar; KRIK’in gelir kaynağı, şahısların ve kurumların bağışları.

Hem Sırbistan’daki, hem de dünyanın birçok farklı ülkesindeki, kâr amacı gütmeyen, bağımsız medya kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımızdan, gazetecilik birlikleri ve sivil toplum kuruluşlarından da büyük destek görüyoruz.

Bize saldıranlara vermemiz gereken en önemli mesajlardan biri, yalnız olmadığımız. Bu yüzden dayanışma çok şey ifade ediyor; KRIK’in desteklendiğini, daha iyi bir toplum mücadelesinde tek başına olmadığını gösteriyor.

Sırbistan’da basın ne ölçüde özgür? Sansür ve otosansür yaygın mı?

Basın kuruluşları pek özgür değil maalesef. Devletin televizyon kanalları ve ülke çapında yayın yapan tüm diğer kanallar da dâhil olmak üzere, anaakım medya kuruluşlarının çoğu hükümetin ve iktidardaki partinin doğrudan kontrolü altında. Dolayısıyla, bu kuruluşların çoğu, vatandaşlara tam ve doğru bilgi vermiyor; ülkede ve dünyada olup bitenleri bütünüyle çarpıtarak sunuyor. Bu kuruluşlar, KRIK’in editöründen yalnızca birkaç kez görüş ya da açıklama istemiş, bunu da sırf, onun hakkında yalan haber yayımlayabilmek ya da onu kötü gösterebilmek amacıyla yapmışlardır. Resmî yayın kuruluşunun bile tavrı böyle.

Mesele bununla da bitmiyor; hükümet yanlısı medya, KRIK ve benzeri gibi yayın kuruluşları da dâhil olmak üzere, farklı düşünen herkese karşı savaşmak için bir makine ve silah olarak kullanılıyor. Hükümet yanlısı yayın kuruluşları, hükümettekilerin maşaları olarak, sık sık meslektaşlarını hedef gösteriyor, onlar hakkında yalan haberler yayımlıyor ve onlara karşı alçakça kampanyalar yürütüyorlar.

Diğer yandan, araştırmacı gazetecilik çalışmaları yürüten yayın kuruluşları ve bağımsız basının üzerinde büyük bir baskı var. Anlattığım gibi, tehditlere, tutuklamalara ve çeşitli saldırılara maruz kalıyoruz.

Sırbistan’da insan hakları ne durumda?

Ben organize suç ve yolsuzluk üzerine çalışıyorum, insan hakları uzmanlık alanıma girmiyor ama bildiğim kadarıyla bu alanda da durum parlak değil, haklar sürekli olarak ihlal ediliyor. Bana göre en büyük sorunlardan biri, yargının bağımsız değil, siyasetin ağır etkisi altında olması. Bu şartlar içinde adaletten, insan haklarından ve hukukun egemenliğinden söz etmek mümkün değil maalesef. Son İnsan Hakları İzleme Raporu’nda da, 2021 yılında, ülkede ifade ve basın özgürlüğü alanlarına ciddi kısıtlamalar getirildiği, engelli, lezbiyen, eşcinsel, biseksüel, trans, kuir ve interseks bireylerin şiddete ve tehditlere hedef olduğu belirtiliyor.

İngilizceden çeviren: Altuğ Yılmaz



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.