Cemaat-AK Parti savaşında Azerbaycan cephesi de sıcak

Türkiye’de yerel seçimler öncesinde ortalığı savaş alanına çeviren Gülen Cemaati - AK Parti kavgası, Azerbaycan’da da hissedildi. Önce, devlet kademelerindeki Cemaat mensuplarının isimleri ifşa edildi, ardından da Cemaat’e ait eğitim kurumları Azerbaycan’ın enerji devi SOCAR’a bağlandı.

 

ARZU GEYBULLAYEVA
arzu.geybullayeva@gmail.com

Gerçek kardeşler hem kötü günde, hem iyi günde birbirlerinin yanında olur. En azından Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev böyle düşünmekte. Kendisi bu görüşleri Başbakan Erdoğan’ın Azerbaycan’a ziyareti sırasındaki ortak basın toplantısında dile getirdi. İki ülke arasındaki kardeşlik, malum, sıkça tekrarlanan bir olgu. Peki, bu derin kardeşliğin bugün yeniden hatırlanmasının nedeni ne? Bu sefer bir ortak “düşman” var gibi görünüyor: Türkiye’deki iktidar AK Parti’nin varlığını ve itibarını sorgulayan “paralel yapı” ve bu “paralel yapının” Azerbaycan’daki mevcudiyeti.

Türkiye’deki yerel seçimlere bir ay kala, “kardeş” Azerbaycan’da olaylar bir anda ısınıverdi. Aralık ayında Türkiye’de gündem AK Parti – Gülen cemaati ile sarsıldıktan sonra, Azerbaycan Mart’ın başlarında ilk Gülen-Azerbaycan-Türkiye polemiğini yaşadı. Azerbaycan basını, aralarında devlet adamlarının ve milletvekillerinin de bulunduğu cemaat yanlıların listesini açıkladı. Bu isimler arasında, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Politik Analiz ve Enformasyon Daire Başkanı Elnur Aslanov, gene Cumhurbaşkanlığı İdaresi’nden Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ferhat Memmedov, Milletvekili Ceyhun Osmanlı da vardı.

Aralarında işini ilk kaybeden Elnur Aslanov oldu. Cumhurbaşkanı’nın çıkardığı “ferman”da bu görevden alma için bir sebep belirtilmemişti ama basında kararın Aslanov’un Gülen’e gönderdiği bir e-mail’den kaynaklandığı yazıldı. Aslanov işten çıkarıldı ama kısa bir süre sonra Rabıta ve Yüksek Teknolojiler Bakanlığı’nda şube müdürü oldu.

Söz konusu haberlerde adı geçen diğer memurlar, halen görevlerinin başında. Konuyla ilgili tartışmalar sürerken, bu defa bir başka çarpıcı gelişme yaşandı. axar.az adlı web sitesinde Çağ Öğretim İşletmeleri Genel Müdürü Enver Özeren’in Gülen’e yazdığını iddia ettiği bir mektup yayımlandı. Mektuba göre Özeren, Gülen’e, endişelenmemesini, Azerbaycan’da işlerin yolunda gittiğini, devlet kurumlarına sızan Cemaat mensuplarının işlerine başarıyla devam ettikleri anlatılıyordu. Metin basına sızdırıldıktan hemen sonra, Özeren mektubun onun tarafından yazılmadığını, bunun tamamen iftira olduğunu açıkladı.

Çağ Öğretim İşletmeleri, Azerbaycan’da bir üniversite, 11 lise ve 13 dershane olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteriyor. Bu kurumların hepsi paralı ve verdikleri eğitim kalitesi hayli yüksek. Bu kalite yüksekliği reddedilemediği gibi, aksine, işin bir de karanlık perde arkası olduğunun kanıtı gibi gösteriliyor. Örneğin Milletvekili Sabir Rustamhanlı, “Nurcuların Türkiye’deki operasyonunun uzun zamandır Azerbaycan’a sıçradığını” ve ilk bakılacak yerin Çağ Öğretim İşletmeleri olması gerektiğini söyledi.

Çıkan söylentilerden kısa bir süre sonra, Cemaat’e ait eğitim kurumları kamuya devredildi. Kurumlar, Azerbaycan petrol şirketi olan SOCAR’a bağlandı. Aslında bu adım uzun zamandır konuşuluyordu, ancak uygulanması Gülen-Erdoğan dostluğunun bozulduğu döneme denk geldi. Tabii bu tesadüf, sadece bir tesadüf değil. Kurumlar bundan böyle Çağ Öğretim’e bağlı olacak, ancak SOCAR’ın ayırdığı araçlar ve teknik destek ile devam edecek. Bu durumda öğrencilerin ödeyeceği ücretler de epey indirilecek.

Dönelim, Cumhurbaşkanı Aliyev ve Başbakan Erdoğan’ın yaptıkları basın açıklamasına. İki devlet adamına sorulan ilk soru da zaten Cemaat okulların kapatılması üzerine oldu. Erdoğan’ın Aliyev’den okulların kapatılmasıyla ilgili bir talebi oldu mu sorusuna, iki lider üstü kapalı mesajlar verdi. Erdoğan, bu ziyaretin artık bir âdet haline döndüğünü ve ikili münasebetleri görüştüklerini söyledi önce. Ardından da, her iki ülkeyi rahatsız eden sıkıntılar olduğu takdirde, bu meseleleri de aralarından değerlendiklerini söyledi. Aliyev ise daha uzun bir açıklama yaparak yine kardeşliği ön plana çıkardı. Aralarında geçen konuşmaların çok geniş meseleler üzerine olduğunu söyleyen Aliyev, hiçbir meselenin iki ülke ilişkilerini bozamayacağını, pek çok kereler altını çizerek açıkladı. 

Böylece, zaman zaman soğuk rüzgârların estiği Türkiye-Azerbaycan ilişkileri bu sefer zevahiri kurtarmış oldu veya en azından böyle bir görüntü ortaya konmuş oldu. Aliyev’in Erdoğan’a kapalı kapılar arkasında verdiği sözler, halen o kapıların arkasında. Bizlere ise, bundan sonrasını bekleyip görmek kalıyor.

Kategoriler

Güncel Gündem

Etiketler

Gülen Cemaati