VİCKEN CHETERİAN

Vicken Cheterian

Resulzade’nin sansürlenmesi ve Ermeni kültürünün ortadan kaldırılacağının ilanı, Karabağ uzlaşmazlığının Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye’nin tarihiyle, özellikle de Osmanlı Ermenilerinin ve onlara ait kültürel mirasın yok edilişiyle ne kadar ilişkili olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Kazakistan’ın yönetici sınıfı, otuz yıllık istikrarın sunduğu avantajı ve çok büyük miktarda ‘petrodolar’ı yapılması gereken değişimler için kullanmayıp, çok değerli bir zamanı ve kaynağı heba etti. Bu yönetime damga vuran, yolsuzluk, tüketimcilik ve yeni başkentte göze çarpan, firavunlara özgü mimari müsriflik oldu.

Ortadoğu’da bu kadar çok sorunla karşı karşıya olmasak belki biz de iklim değişikliğini ve iklim değişikliğinin hayatlarımız üzerindeki etkilerini tartışabilirdik. Amma velakin hayır, şimdi değil, biz bitmez tükenmez bir şekilde kendi kendimizi tüketmekle meşgulüz.

Tıpkı Ermenistan’ın 2020 savaşının ertesinde Rusya’ya her geçen gün daha da bağımlı olmaya zorlandığı gibi savaş sırasında ve sonrasında Azerbaycan da sürekli artan bir şekilde Türkiye’nin askeri etkisi altına girdi. Türkiye’nin askeri faaliyetleri ve savaş oyunları sürekli devam etmekte. Rusya – Türkiye ilişkileri geriler de Kafkasya bu iki ülke arasında çatışma bölgesine dönüşürse Azerbaycan’a ve tabii ki Karabağ’la Ermenistan’a ne olacak?

Paşinyan kazanmış olsa da, aynı zamanda güç kaybetti. Geçmişte arkasında daha geniş bir kitlenin desteği vardı; bugün ise asıl olarak kırsal bölgelerden ve kentli yoksul kesimlerden destek görüyor yani imkânları kıt sınıfları temsil ediyor.

Modern zamanların ilk soykırımına yüz yıldan uzun bir süre boyunca aldırış etmediyseniz, bunun nedeni, bilmemeniz değildi. Nedeni, umurunuzda olmamasıydı. Nedeni, o acıyı hissetmemenizdi. Nedeni, başkalarının acısını uzaktan seyretmeniz ve canınızın sıkılmasıydı.

Ermenistan’daki siyasi krize, ülkede en azından 2018’deki rejim değişikliğinden beri süren iktidar mücadelesini daha da yoğun hâle getiren 2020 Karabağ Savaşı ve yenilgisi neden oldu. Siyasi kurumların (köklü olanların bile), savaş, askerî yenilgi ve toprak kayıplarının doğurduğu siyasi sıkıntılarla başa çıkmakta zorlandığı, sıradışı bir kriz bu. Ermenistan’ın kurumları, belli ki, bu yükü kaldırabilecek ölçüde gelişmiş değil.

Navalny, yozlaşma meselesine odaklanmadan önce, Rus milliyetçisi çevrelerle çok yakındı; hem göçmen karşıtı kampanyalara, hem de Slav kökenli olmayan, özellikle Kuzey Kafkasyalı Rusya vatandaşlarını hedef alan kampanyalara katılıyordu. Şimdi, Rusya hükümeti zor durumda.