BASKIN ORAN

Baskın Oran

İÇLİ DIŞLI

Mesai ve okul saatlerinin Cuma namazına göre düzenlenmesinin gündemde olduğu, Diyanet başkanının ve Yargıtay başkanının resmî törenlerde cumhurbaşkanıyla el açıp dua ettiği Türkiye’de, Lozan imzalandığında 130.000 kişi olan ve bugün 2.000 kalmış Türkiyeli Rumların dinsel tören için izin istemek zorunda olmaları ilginç. Şimdi dikkat: Bu gelişmeleri pek sıradan kılacak bir gelişme var. Eğer Sümela’da dinsel tören bir gün yasaklanırsa, bu ülkenin bir vatandaşı olarak Patrik idare mahkemesine başvurabilir. Eğer böyle bir düşüncesi varsa elini çabuk tutmasını tavsiye ederim. Çünkü hukuk okumuş Makedonya mezunları geliyor!

“İnsan haklarına riayet”ten bahsetmeniz çok sevindirici. Sevindirici de, çok vahim bir durum var: “İnsan hakları” diyorsunuz, ama savcının zaten çoğu yöneticileri nahak yere hapiste yatırılan HDP için istediği cezaları destekleyen bir dilekçe vererek Kobani davasına müdahil olmak istediniz. Nereden icap etti ve aklınıza nereden geldiyse, Kobani olaylarından 9 yıl, ilk soruşturmadan 8 yıl, ilk duruşmadan da 2 yıl sonra!

Akbelen ve İkizköy ağaç kesimleri ülkemizde Tek Adam Yönetimi’nin düşüşünü başlatan bir tür milat olabilir. Sadece yandaş enerji şirketleri toprağın altındaki kömürü çıkartıp kârlarını artırmak için toprağın üstünü (ve orman köylülerini) jandarma nezaretinde kesip yıktıkları için değil. Başka şeyler de aynı anda vuku bulduğu için. Aynı anda ülkede pek çok şeyin çivisi çıktığı için.

Gizli maddeler ve “raf ömrü” filan gibi zavallılıkları tabii ki hemen es geçiyorum.. Burada, bazı Lozan hükümlerinin Türkiyeli Kürtlerle ilgili olarak Türkiye tarafından ihlal edilmesinden ve bunun sonuçlarından bahsetmek önemli. Önemli, çünkü bunlar yazıldığı gibi uygulansaydı, en hafifinden söylüyorum, ülkemizin Kürt Sorunu katiyen bugünkü gibi olmazdı

Girit Yunanistan’ın Ege’deki en büyük ve farklı adası. Halkı Katolik Venedik’e tepki olarak kitle halinde ihtida etmiş (Müslüman olmuş), Osmanlı’dan 1878’de özerk ve 1908’de bağımsız olunca yine kitle halinde Ortodoksluğa dönmüştü. Bütün bu adalardan gelen herkese Türkiye’de (jenerik bir ad olarak) “Giritli” dendiğinden anlayınız önemini. Halkının tanrılara değil, tanrıçalara tapındığı biliniyor. Minos uygarlığı burada doğuyor ve saraylar inşa ediyor.

Acayip bir olayla burun burunayız: Sosyal demokrasinin kıblesi sayılan İsveç, NATO’ya girmeye takmış durumda. Oysa Finlandiya’nın aksine Rusya’yla sınırı yok. Daha önemlisi, Ukrayna başarısızlığının (ve ayrıca Prigojin olayının) ardından kendi derdine düşmüş Putin’in hiçbir ülkeyi tehdit etmesi artık mümkün değil.

Bursa'nın Büyükorhan ilçesine bağlı Karaağız Mahallesi’nde “Muhtarlık, kadın ve erkeklerin birlikte eğlenmesini ‘yasakladı’” . “Karar”ı, Türkçesini ve imlasını hiç ellemeden, sadece “EYLENÇE” türünden dikkatimi çeken kelimeleri siyah puntolarla vererek elifi elifine aldım. Yorum yapmayı sizlere bırakıyorum. Sadece, “Balık baştan kokunca, kuyruğu da kokuyor” deyip bırakıyorum.

Devlet kurumlarında açılan ve daha da açılacak bu Kur’an kurslarının şu günlerde fazla dikkat çekmeyen bir diğer haberle çok yakından ilişkisi olabilir: Sertifika olayıyla. Sertifika, “kişinin bir kursa katıldığını belgeleyen yazı” demek. Ankara Üniversitesi geçen aylarda “sağlık personeli” alımı için sertifika şartlı ilan açmıştı. Şimdi de Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin açtığı personel alım ilanında da aynı şart var.

Anayasasının 2. maddesinde “laik” olduğu yazan ülkenin Ordu’sunda ve Emniyet’inde bu törenler yapılırken ve iktidar ortağı D. Bahçeli “Yeni bir anayasa hazırlanmalı ve Anayasa Mahkemesi’ne şekil verilmeli” derken, hayat devam ediyor. Şöyle ediyor..

Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yılı dolayısıyla Lausanne kenti belediye binasında 10 Haziran günü bir sempozyum yapıldı.Ben ikinci paneldeki “Antlaşma’da Azınlıklar” konulu Fransızca bildirimi 3 bölüm halinde sundum. Çok özetle şöyle..