‘Doğaya zulmederken aramızda barış tahsis edemeyiz’

ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın düzenlediği “Çevresel Adaletsizlik ve Ayrımcılık” paneli, Ömer Madra’nın moderatörlüğünde 2 Şubat tarihinde Hrant Dink Vakfı Havak Salonu’nda gerçekleşti. Güven Eken, Bengi Akbulut ve Cemil Aksu’nun konuşmacı olarak katıldığı panelde, ekolojik krizin farklı sosyo-ekonomik sınıflar üzerinde ne gibi etkileri olduğu tartışıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Ömer Madra, sözlerine bugünün çevre ve iklim hareketleri açısından “berbat bir gün” olduğunu söyleyerek başladı. Dünyanın en büyük petrol şirketi ExxonMobil’in CEO’su olan Rex Tillerson’un ABD Dışişleri Bakanı olarak atanmasının çevre ve iklim hareketleri açısından oldukça olumsuz bir seçim olduğunu söyleyen Madra, ExxonMobil şirketinin milyarlar harcayarak iklim değişikliğinin olmadığına dair çalışmalar yaptırdığının üzerinde durdu. 

Akbulut: “Kirliliğin arttığı mekanlar marjinalleştirilmiş bölgeler” 

Panelin ilk konuşmacısı olan politik ekonomist, bağımsız araştırmacı Bengi Akbulut, çevresel kitle eylemlerinin kısa tarihiyle sözlerine başladı. Akbulut, ‘çevresel adalet’ kavramından herkesin adil oranlarla etkinlendiğinin üzerinde durdu. Akbulut, “kirliliğin yoğunlaştırıldığı mekanların genel olarak sınıfsal olarak marjinalleştirilmiş kesimlerin yaşadıkları bölgelerde” gerçekleştiğine dikkat çekti, aynı sınıfsal gruplar içinde bile etnik kimliğin ayrı bir marjinalleştirme unsuru olduğunu vurguladı. Toplumun yeşil alanlardan ve parklardan yararlanmasının sınıfsal açıdan üretildiğini söyleyen Akbulut, “termik santralin kirliliğinden etkilenenlerin o termik santralden kar edenler olmadığını, o bölgede yaşayan ve sınıfsal koşullardan dolayı kaçma şansı bulunmayanlar olduğunu” belirtti. 

Enerji üretimi ve bu üretimin yoğunlaşması konusunda da büyük bir eşitsizlik yaşandığını aktaran Akbulut, Zonguldak ve Sakarya gibi şehirlerin tükettiği enerji miktarının sırasıyla dört ve altı katını ürettiğini; İstanbul’da tüketilecek enerjinin bu şehirlerde üretildiği ve üretileceği anlamına geldiğini söyledi. Türkiye’de termik santral ve HES’lerin yoğunlaştığı bölgelerin haritası üzerinden sunumunu yapan Akbulut, bu harita üzerinden enerji üretimi dağılımındaki adaletsizliği ve bölge insanlarına olumsuz etkilerini görmenin mümkün olduğunu belirtti. 

Aksu: "Sel yoksulları zenginlere göre 3 buçuk kat daha fazla etkiliyor" 

Yazar Cemil Aksu, “İngiltere’de sel yoksulları zenginlere göre üç buçuk kat daha fazla etkiliyor” diyerek sosyal eşitsizliğin çevresel etkilenmeler üzerindeki önemini de gözler önüne serdi. 

Eken: "Doğaya tekrar sığınmamız lazım"

Doğa Derneği’nden Güven Eken, tarihsel bellekten mahrum olduğumuzu, çünkü tarih içinde aktarılmış bu belleğe sahip insanların ya sürüldüğüne ya da şehirlere göç etmeye zorlandığını vurguladı. Bugün yaşanan sorunların sebebini doğadan asimile olmaya bağlayan Güven Eken, “bizim için doğa eşittir çevre, bizim için çevre cansız bir şey” dedi ve insanın doğayı özne olarak görmediğini belirtti. Bu soyutlaştırmanın ve doğayı cansız bir özne olarak görmenin ancak “kayalara dokunarak” çözülebileceğini söyleyen Güven Eken, Gezi Hareketi’nin başarılı olmasının arkasında “en fazla şiddete uğrayan ve en mazlum olan ağaçların incinmesi” olduğunu hatırlattı. Eken, “doğaya zulüm ederken aramızda barış tahsis edemeyiz” dedi. Doğaya yapılan haksızlıkları kendimize yapılanlardan ayırmamızın mümkün olmadığına dikkat çeken Güven Eken, “bizim Anadolu kültüründe olduğu gibi doğaya tekrar sığınmamız lazım” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Kategoriler

Güncel Yaşam

Etiketler

Doğa ekolojik Asulis


Yazar Hakkında