ARA

TOPLUM “Hıristiyan ilahileri sufi müziğiyle icra edilmez” mi?

Sibel Üçal’ın ‘Haykır Yüreğim’ adlı, ‘Türk Hıristiyan İlahileri’ alt başlıklı albümünü dinlediğimde, profesyonel bir çalışma olduğunu düşündüm. Ancak Sibel Üçal’ın mütevazılığı beni şaşırttı. “Amatörüm” dese de, eşsiz bir sese ve yoruma sahip olan Sibel Üçal ile, yüze yakın ilahi bestelediği halde kendini müzisyen saymayan eşi Turgay Üçal, muhteşem bir albüme imza atmışlar. Sibel Üçal’la, Mega Müzik etiketiyle çıkan yeni albümü ve müzik hayatı üzerine konuştuk.
GÜNCEL Teknolojinin yeni dili mizahla birlikte gelişiyor

Bilgi ve iletişim teknolojileri, özellikle sosyal medyanın politik süreçlerdeki yaratıcı kullanımının artmasıyla, politik açıdan daha çok tartışılır oldu. Itır Akdoğan, ‘Dijital Politik Fanteziler’ adlı kitabında, internet, mobil teknoloji ve çeşitli uygulamaların, toplumsal değişimdeki rollerini anlatıyor.
KÜLTÜR SANAT Sanat piyasasında neler oluyor?

Kriz, sanat piyasasının kapısına dayandı. Güncel sanat ortamı birkaç ay içinde Elipsis ve Manâ gibi iki önemli galerisini kaybedince, bir durum değerlendirmesi yapma gereği doğdu.
Bir anarşistin seyir defteri

İki yıl önce hayata veda eden Tayfun Gönül, Türkiye’deki özgürlükçü kültürün ve bunun yolunu açacak bir anarşist hareketin oluşması konusuna hayli kafa yoran yazılar bıraktı geriye. Söz konusu yazılar ‘Vicdanî Anarşizm’ başlığı altında derlenip geçtiğimiz ay kitap olarak yayımlandı.
Burroughs’un en çıplak romanı

Çıplak Şölen’e bir roman demek çok güç… Ancak bu sadece o ansiklopediye ilk ‘roman’ girdisini eklemek hakkını kendinde bulanların üzerinde uzlaştığı tanıma uymadığı içindir.
Hepimiz Araba Sevdası’ndaki Bihruz’uz, vesselam…

Fatih Altuğ’un özenli çalışmasının çekiciliği bir yana, bugün neden ‘Araba Sevdası’? Kitabın sayısız baskılarından birinin kapağına son model bir araba resmi koyan yaratıcı yayınevinin ima ettiği gibi hâlâ arabalara (belki acık daha hızlı olanlarına) sevdalandığımız için değil elbet. Araba Sevdası’nın iki nedenle bugün hâlâ (hatta daha) anlamlı ve güzel olduğunu (heyo, bizim de yüzyıldan yaşlı ama yine de ıssız adaya götürülesi romanımız var) iddia edeceğim.
Vonnegut’ın bildiği tek kural

"Bir sanatla uğraşmak, ne kadar iyi veya kötü yaptığınıza bakılmaksızın ruhunuzu büyütmenin bir yoludur. Duşta şarkı söyleyin. Radyodan çalan şarkılarla dans edin. Öyküler anlatın.”