DOSYA

DOSYA

Gazeteci-yazar Avedis Hadjian’ın Anadolu’daki Ermenilerin izini sürerek kaleme aldığı “A Secret Nation: The Hidden Armenians of Turkey” başlıklı kitabı, “Türkiye’nin Gizli Ermenileri” ismiyle Türkçeye çevrildi. İletişim Yayınları’ndan çıkan kitap, Ermeni kökenleriyle barışanlardan kimliğini inkâr edenlere, geniş bir yelpazede insan hikâyeleri üzerinden kimlik tanımı ve aidiyetine dair tartışmalara yeni bir soluk getirirken, soykırım sonrası yüzleşilmeyen karanlık tarihe de ışık tutuyor. Hadjian ile Anadolu'da çıktığı uzun yolculuğu ve bu yolculuktaki tanıklıklarını konuştuk.
DOSYA Bir 6 Şubat hikâyesi: Depremden 54 saat önce anne olmak

Bir şekilde yoğun bakıma varmışlar. Şöyle devam ediyor Anjel: “Delirmiş gibiydim, ‘O benim bebeğim, verin onu bana’ diye bağırıyordum. Bebeğimi aldığımda üzerinde sadece bebek bezi vardı. Çırılçıplak bebeği yağmurun altına çıkardığımın farkında değildim. Hastanede katlar arasında sadece asansör vardı. Yanıp sönen acil çıkış tabelaları sayesinde yangın merdivenini bulduk ama orada da yüzlerce kişi, hastalarını sırtlayıp taşımaya çalışıyordu. Can pazarı gibiydi. İki dakika sonra bir sarsıntı daha oldu. Eşimle birbirimize bakıp ‘Buraya kadarmış, bir kez daha kurtulamayız’ diye düşündük. Ama yaşayacağımız varmış işte...”
DOSYA Vatandaş Hrant…

Şehit, inancı uğruna savaşırken, yani kötü bildiğini yok etmeye çalışırken canını verendir. Martir, ölümcül tehlikenin geldiğini göre göre inancını savunan, ancak karşısındakinin canını almayı aklından bile geçirmeyen kişidir. Hrant değil can almak, karıncaya bile zarar veremeyecek kadar duygulu bir kişiydi.
DOSYA Kayıp, karanlık ve dayanışmayla geçen beş gün

Sokakta, kamusal alanda Ermenice sloganlar atılması bizler için bir ilkti. Hayatımda ilk kez, 21 yaşımda sokaktaydım. O kalabalıkla bir şey paylaşıyor, karşı çıkıyor, bağırıyordum. O günden sonra uzunca bir süre, sokaklarda savunduğum şeyler için haykırmaya devam ettim. Adaletsizliğe karşı haykırmaya başladığım ilk gündü 19 Ocak 2007.
DOSYA Ermeni basınında bir gelenek: 'Akrabamı Arıyorum' ilanları ne anlattı, ne anlatıyor?

13-18 Ocak tarihleri arası 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme çabalarına odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. 15 Ocak Çarşamba günü “Akrabamı Arıyorum” başlıklı üçüncü etkinlikte Agos’ta yer alan “Akrabamı Arıyorum” ilanlarından yola çıkılarak köklerini, kimliklerini arayanların hikayeleri konuşuldu. Ayfer Bartu Candan’ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide Jülide Aral, Pakrat Estukyan, Fethiye Çetin, Ayşe Gül Altınay konuşmacı olarak yer aldı.
DOSYA

23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme çabalarına odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. Dizinin ikinci etkinliğinde "Hafıza Yetersiz- Hrant Dink İçin Bir Film'in yönetmeni Ümit Kıvanç ile söyleşi vardı. Önce film gösterildi sonra da Kıvanç izleyicilerle film üzerine sohbet etti.
DOSYA

23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme konularındaki cesur tartışmalara odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. Dizinin ilk etkinliğinde "Hrant" kitabının yazarı Tûba Çandar ve Agos'a uzun yıllar emek veren isimlerden yazar Karin Karakaşlı hem kitap üzerine söyleştiler ve hem de Hrant Dink'in Türkiye'de yarattığı hafızayı, sesi konuştular.
DOSYA Kütahya sokaklarında Gomidas’ı aramak

155 yıl sonra Kütahya sokaklarında Gomidas’ı aradım. Evinin yollarında yürüdüm, ayağım taşına değdi, evinin eşiğinde elimi önce taşa, sonra yüzüme sürdüm. Kapısına dokundum, “Çalsam” dedim, “Çalsam kapıyı ‘Burası her fırsatta Kütahya yollarını aşındıran yetimimin sığınağı, yuvası, müziğinin en güzel notası bu ev. Çok sevdi, çok üretti, çok acı çekti ve sonrası derin bir suskunluk...’’ desem o ev beni anlar mı? 20 Ekim 2024 Pazar gününü hayat defterimin sayfalarına ‘En anlamlı günlerden biri’ diye not düştüm. Kütahya yolcusu ben, Pakrat Estukyan, eşi Seta Estukyan, Ara Nuran Menekşe, Murat Menekşe ve Murat İçlinalça Eskişehir’e gitmek için tren garındayız. Hoş muhabbet içinde onları dinlerken birden güleç ve samimi bir bey elindeki biletlerle bize yaklaştı. O ana kadar Ulunay Bey’i maalesef tanımıyordum. Kim bilebilirdi ki A. Ulunay Türkkan, Kütahya’daki Gomidas yolculuğumun en değerli parçası olacak.
DOSYA 2024'e Bakış/Türkiye-Ermenistan: Normalleşme sürecinde üçüncü perde

Süreçteki temel zorluklar değişmedi. Türkiye; Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir barış anlaşmasını ön koşul olarak sundu ve Ermenistan, diaspora ile iç dengeler arasındaki ince çizgide ilerlemek durumunda kaldı. Ayrıca, bölgesel güç dengeleri, Rusya, Batı ve NATO gibi uluslararası aktörlerin müdahil olduğu bir çerçevede şekillendi ve bu durum, süreci sadece iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi ilgilendiren bir mesele haline getirdi.