DOSYA

DOSYA İki Tedirginlik Bir Sükûnet: Bendeki Gavur Mahallesi

Tam sekiz sene önce bugünler. Ben geleli daha beş sene olmamıştı ama Diyarbakır’ın, Surp Giragos’un, Diyarbakırlı Ermenilerin son otuz yıldaki en güzel günü diyordu avludakiler. Ben de çocukluğumun bayramlarından birini izliyor gibi izliyordum avludaki koşuşturmayı.
DOSYA Bizim Margosyan…

Özgündü zira geldiği kentin o güne kadar bir anlatıcısı olmamıştı. Oysa Harput, Sasun, Arapgir, Eğin veya Musadağ daha önce anlatıcılarını bulmuşlardı. Böylece Margosyan sayesinde salt İstanbul edebiyat çevreleri değil tüm diaspora da Diyarbakır’ın suskun, kayıp sanılan dünyasının keşfine koyuldu. Dahası Eliz Kavukcuyan Ödülü bu coşkunun bir dışavurumu olarak 1988 yılında Margosyan’a verildi.
DOSYA Söyle Margos kimsin sen?

Şimdi bu satırları yazarken aklıma Diyarbakır’ın son Ermenisi, 2014 yılında kaybettiğimiz Bayzar Eken geldi. Suriçi’nde yürürken bir elinde bir sıtıl yoğurt, diğer eliyle evleri işaret ediyordu, çökmüş omuzları, birkaç yıla iki büklüm olacak direnen bedeniyle. O evlerde bir zamanlar kimlerin oturduğunu isim isim terennüm ediyordu. O zaman da aynı şeyi düşünmüştüm. İnsan, insanlarını kaybettiği bir yerde yaşamaya nasıl dayanır?
DOSYA

2 Nisan Cumartesi günü kaybettiğimiz usta edebiyatçı ve eğitimci Mıgırdiç Margosyan ile Agos'ta son röportajımızı 2018 yılında Diyarbakır Kitap Fuarı vesilesiyle doğduğu büyüdüğü topraklara gidip döndükten sonra İstanbul'da gerçekleştirmiştik. Bu röportajı tekrar sunuyoruz.
DOSYA Risk altındaki Süryani mimari mirasına acil müdahale çağrısı

Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD) tarafından yürütülen ‘Mardin ve Çevresinde Süryani Somut Olmayan Kültürel Mirasının Belgelenmesi ve Yaygınlaştırılması Projesi’ tamamlandı. Projenin sonuçlarının yer aldığı ‘Tur Abdin’in Risk Altındaki Süryani Mimari Mirası’ kitabı da yayınlandı. Çalışmayı ve sonuçlarını Proje Koordinatörü Başak Emir ile konuştuk.
DOSYA Çok da FİFİ

Aydın Engin’le ilk yanyana geldiğimiz Cumhuriyet’ten beri yolumuz çok yerde kesişti. Hepsi dertli yerlerdi. Yaşadığı ülkeyi, hatta nefes alıp verdiği dünyayı daha adaletli, daha insani, daha yaşanır kılmak için ne yaşına aldırdı, ne yeniden cezaevlerine girme ihtimaline.
DOSYA Devlet arşivlerinde 1939 Soykırım anmaları

Genel olarak Ermeni Soykırımı kurbanlarını anma geleneğinin 1915’in 50. yıldönümünde, yani 1965’te başladığı kabul edilmektedir. Biz bunun çok daha geriye gittiğini devletin raporlarından öğreniyoruz.
DOSYA ‘Selanikliler’ kendilerini anlatıyor

Suzan Nana Tarablus’un ‘Baba Bize Neden Dönme Diyorlar? Hayatlar, Tanıklıklar, Anılar’ kitabı Varlık Yayınları’ndan çıktı. ‘Dönme’, ‘Sabetaycı’, ‘Selanikli’ gibi yakıştırmalar yapılan yaklaşık 500 yıllık tarihi olan toplulukla ilgili bugüne kadar yapılmış en kapsamlı sözlü tarih çalışması olan kitapta, toplam 27 kişiyle yapılmış görüşmelerin kayıtları yer alıyor. Aynı zamanda Şalom Dergi Yayın Yönetmeni olan Suzan Nana Tarablus ile kitabını ve kitaba konu edindiği toplululuğun dününü, bugününü, geleceğini konuştuk.