DOSYA

DOSYA Nazar Büyüm’ün kaybı bizler için bir veda değil

Bir kültür insanı olmanın ötesinde bir şair ve çevirmen de olan Büyüm’ün önderliğinde, 2009’da bir çeviri grubunun içinde olmuştum, Ermeniceden Türkçeye çevrilecek bir şiir ve öykü antolojisi hazırlamak amacıyla. Şairler, yazarlar ve yapıtlar seçilmek üzereydi ki bu projenin arkası gelmedi ne yazık ki! Aras Yayıncılık tarafından yayımlanan büyük şair Taniel Varujan’ın “Ekmeğin Şarkısı” kitabının Türkçe çevirisi ve önsözü için beni arayıp tebrik etmişti.
DOSYA Nazar Bey silinmeyecek bir iz bırakarak gitti

Bütün işleri arasında Adam Yayınları’nın onun kafasında farklı bir yerde, bir gurur nedeni olduğu belliydi. Yayın Yönetmeni olarak Memet Fuat gibi yayıncılık tarihimizde benzersiz bir editör, yayıncı ve yazarla çalışmayı herhalde baştan hayal etmişti. Cevat Çapan’ın üniversitede öğrencisiydi, ona çok yakındı. Cevat Ağbi de onun parlak öğrencilerinden olduğunu söylerdi. Evet, Nazar Bey aynı zamanda, belki şirketlerin patronu olmaktan da önce, bilgili, görgülü bir insandı benim gözümde. Edebiyatı iyi bilen, çok okuyan bir edebiyat tutkunuydu.
DOSYA İki onurlu yaşam

Bir grup arkadaş envanter çalışması için Develi’ye karargâh kurmuştuk. Ön hazırlıkları yapmış, tarihsel belgeler didik didik etmiştik. Günlerce iz sürdük, tanıklık yapacak insan aradık. Bulduk da. Develi’de tarihi bir binanın sahibi olan hukukçu Şake Hanım ve elbette Nazar Abinin telefonları imdadımıza yetişti. Bizlere en büyük desteği Nazar Abinin dört çocukluk arkadaşı verdi. Şimdi her biri kocaman adam, birer “baba” olmuştu. Bizleri el üstünde tuttular yedirdiler içirdiler. İçlerinden biri “Aranızda Nazar’ı en iyi tanıyan kim?” diye sordu. Herkes birbirine bakarken “Ben iyi tanırım” dedim...
DOSYA Ağabeyim Nazar Büyüm’ün ardından

Şimdi 12 Eylül ortamında ve sonrasında Adam Yayıncılık’ın yarattığı ferahlatıcı etkiyi düşünüyorum. Yurt Ansiklopedisi’ni düşünüyorum; aralarında arkadaşlarımın da olduğu sol görüşte düşünce insanlarının, üniversiteden ayrılmak zorunda kalmış akademisyenlerin birlikte çalıştıkları bir araştırma merkezi, zor zamanlarda dayanışma ilişkilerinin insanlara güç verdiği bir sivil toplum girişimi gibiydi.
DOSYA

istos yayın ve Hrant Dink Vakfı ‘60. yılında 1964 Sürgünleri ve İstanbullu Rumlar’ başlıklı bir konferans düzenliyor. Bilindiği gibi günümüzde İstanbul'un en kadim yerlilerinden olan Rumların şehirlerindeki nüfusunun bu denli azalmış olmasının başlıca nedeni, 1964 yılında alınmış olan sürgün kararı. Bu kararla İstanbul'da ikamet etmekte olan Yunan uyruklu Rumlar birkaç hafta içinde sınırdışı edilmiş, aralarında TC vatandaşlarının da bulunduğu onbinlerce İstanbullu Rum doğup büyüdükleri ve onların kimliklerini biçimlendiren şehirden koparılmıştı. 20 Kasım’da yapılacak bir günlük konferansla bu konu bizzat sürgünü yaşamış olan tanıkların da katılımı ile ele alınacak. Fener’deki Maraşlı Okulu’nda gerçekleşecek konferansa çok sayıda uzman ve akademisyenin sunumları ile katkıda bulunacak. Konferansa katılacak isimlerden Yorgos Katsanos ve konferansın açılış konuşmasını yapacak İlay Romain Örs ile 1964 Sürgünlerini ve konunun günümüzde taşıdığı önemi konuştuk.
DOSYA

Hrant Dink Vakfı, ‘Sınırın Ötesindeki Algılar: Kamuoyunun Gözünden Türkiye-Ermenistan İlişkileri’ başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor, Kafkasya Araştırma ve Kaynak Merkezi - Armenia Foundation ve KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin 2023 ve 2024’te yürüttüğü ortak araştırmanın ürünü.
DOSYA Akdamar değil Ağtamar

Tamar (Թամար) günümüzde Ermenilerde –ve Gürcülerde– popüler bir kadın adıdır. Hraçya Acaryan’ın muazzam bir ilmî abide olan ‘Adlar Sözlüğü’nden öğrendiğimize göre Ermenilerde bu adı taşıdığı bilinen ilk kişi, ilginçtir ki, Gagik’in eşi olan Kraliçe Tamar’dır. Tamar, Pakraduni kralı I. Aşod’un (hd. 884–890) oğlu olan Komutan Şabuh’un kızıdır.
DOSYA Yapay zekâ ve Batı Ermenicesi

Yapay zekânın insanı ve toplumu gelecekte nasıl değiştireceğini, teknolojik gelişmelerin hızından dolayı öngörmek zor. Bununla birlikte iki dil arasında simultane çeviri özelliğiyle dünya çapındaki iletişimi kolaylaştırma potansiyeli şimdiden önemli bir noktaya geldi. Buna rağmen yapay zekâ, kendi devletlerine sahip olan dillerde uzmanlaşmışken, Batı Ermenicesi, Kırmançi (Zazaca) ve Lazca gibi dillerde yetersiz kalıyor.
DOSYA Maral ve Melis Horhoryan’ın Kahire’deki girişimcilik macerası

Geçen hafta yaşadığım bir tesadüf, okura ilham kaynağı olabilecek bir çift hayat hikâyesini yazmama vesile oldu. ‘Çift’ diyorum, çünkü İstanbullu ikizler Maral ve Melis Horhoryan ile 10 yıl önce başlayan Kahire maceralarını konuştuk. Yaşamlarını Kahire’de sürdüren iki kardeş, oradaki girişimcilik deneyimlerini ve Ermeni cemaatinin bugününü anlattılar.