ARA

GÜNCEL 62 kurum ve basın kuruluşundan açıklama: Açık Radyo’nun susturulması Türkiye’de bağımsız radyo yayıncılığına ağır bir darbedir

Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) öncülüğünde, aralarında ARTICLE 19, Avrupa Gazeteciler Federasyonu, Gazetecileri Koruma Komitesi gibi önde gelen kuruluşların da bulunduğu 60’tan fazla medya ve sivil toplum kuruluşu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'nün Açık Radyo'nun karasal yayın lisansını iptal etmesini kınayan ortak bir bildiri yayınladı.
KÜLTÜR SANAT Ara Güler anılıyor

Usta foto muhabiri Ara Güler, ölümünün 6. yıl dönümünde çeşitli etkinliklerle anılıyor. Beyoğlu Atlas Sineması'nda gerçekleşen anma etkinliğinde Ara Güler Belgeseli'nin gösterimi yapıldı. Okan Bayülgen ve Coşkun Aral, Ara Güler’i ve onun bıraktığı mirası anlattı. Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, “Ara Güler bizim için ‘iyi ki yaşadı, iyi ki yolu Beyoğlu'ndan geçti’ dediğimiz bir değerimizdi” dedi.
KÜLTÜR SANAT Gomidas Vartabed Kütahya'da anıldı

Kütahya Kent Konseyi Tarih, Kültürel Miras ve Yöresel Değerler Çalışma Grubu tarafından “Sanatsal Perspektifle Kütahyalı Gomidas” etkinliği düzenlendi. 20 Ekim Pazar günü Kütahya Belediyesi'nin de katkılarıyla Kütahya Kültür ve Sanat Derneği (KÜSAD) konağında düzenlenen etkinlik halka açık olarak gerçekleştirildi.
Zamana bakmak, zamana bırakmak

11 Kasım'a kadar sürecek olan Çanakkale Bienali'nin mekânlarından biri Türkiye'nin arkeoloji alanına odaklanmış en önemli kütüphanelerinden sayılan Korfmann Kütüphanesi. Merdivenleri çıktıktan sonra, arkeoloji kitaplarıyla dolu salonda o gülüşmelerin kaynağı olan yaşları yedi ile on yedi arasında değişen altı kızı bulmak ve içlerinden birinin “Arkeolog ne demek?” diye soruşuna denk gelmek, hayatın kimi zaman önünüze düşürdüğü, şükran duyulacak anlardan. Bir zamanlar bu kattan başka çocuk sesleri geliyordu. Troya kazılarına başkanlık yapan Manfred Osman Korfmann'a adanmış bir kütüphane olmadan önce burası tütün deposuydu ama asıl hemen yanda 1669'da kurulan Surp Kevork Kilisesi’ne bağlı Sübyan Okulu olarak inşa edilmişti. Açılış için Çanakkale'ye gelen Blandy ve Achiampong, paylaştıkları politik dertler üzerinden işler yapıyor. Bilimsel bilginin, teknolojik ilerlemenin kök saçaklarına yerleşmiş kolonyalizme, popüler kültürün görsel simgelerine sinmiş ırkçılığa dokunan deneysel videolar, performanslar...
Nobel vesilesiyle bir kez daha Türklük, Türkiyelilik...

Başka zaman Acemoğlu’nun ‘Türklüğünü’ hatırlamayacak, hatta duruma göre ‘Ermeni’ diye en hafif tabirle istiskal edecek olanlar, bu başarıdan sonra onun Türk olduğuna karar verdiler. Türkiye’de, Ermeni kimliğiyle görünür olmanın zorluklarını inkâr edenler, bir anda Acemoğlu’nun “bu toprakların çocuğu”, “bu toprakların ürünü” olduğunu ilan ettiler. İşin aslına bakacak olursanız, Acemoğlu’nun Ermeni veya Türk oluşunun konuyla ilgisi ve önemi sıfır. Nobel, kişinin kimliğine değil yaptığı işe veriliyor. Bununla ilintili olarak, Acemoğlu Türk, Ermeni hatta Türkiyeli diye gurur duymanın da sağlam maddi bir zemini yok. Gurur duyması gerekenler, Acemoğlu’nun bu noktaya gelmesine hayatı boyunca katkıda bulunanlardır.
Açık Radyo, RTÜK ve Anayasa Mahkemesi'nin emsal sayılabilecek kararı

24 Nisan’da yayınlanan Açık Gazete programında söylenen sözler nedeniyle RTÜK tarafından verilen beş programlık yayın durdurma ve para cezasıyla başlayan bir süreç bu. Teknik olarak lisans bu yüzden değil, –RTÜK’e göre– ceza uygulanmadığı için iptal edildi ama tabloya yakından bakmakta ve Anayasa Mahkemesi'nin tam da bu konuda verdiği emsal sayılacak bir kararını hatırlamakta fayda var.
Rejim’in 750 TL’lik konkordato ilanı

Hangi açıdan bakarsak bakalım: “Ne söylesen 1 eksik” denecek bir ekonomi. Tutuklamalar kumkumasına dönüştürülmüş bir Kürt meselesi. Baskılarla bezenmiş bir iç politika. Tutarsızlıklar manzumesi bir dış politika. İslamcılık temelinde bir eğitim. Ne dediğinin farkında olmayan siyasal liderler... Hepsinde birden doludizgin konkordato havası var.