ARA

KİTAP ԳԻՐՔ ‘Zenginden alır fakire veririm, cezam neyse de çekerim’

Dostoyevski ‘Suç ve Ceza’ romanında, “Suçluyu kazıyın, altından insan çıkar” der. Gazeteci Aral Moral yeni kitabında işte bunu yapıyor. Kıbrıs’ta neredeyse bir şehir efsanesine dönüşmüş olan ‘Tavuri’ lakaplı dolandırıcının hikâyesini, onu tanıyanların ağzından, kendi yaptığı söyleşiler ve gazetelerde Tavuri hakkında çıkmış olan haber ve köşe yazıları eşliğinde sunuyor kitabında.
KİTAP ԳԻՐՔ Ufku olmayan manzaralarda hayal kurma kılavuzu

Ermeni bir baba ile Rum bir annenin İstanbul’da dünyaya gelen oğlu olan yazar ve senarist Petros Markaris, 1972 yılında çekilen ‘36 Günleri’nden tamamlanmayan son filmine kadar yönetmen Theo Angelopulos’la birlikte çalışmıştı. Bu ortaklığın en çok bilinen ve en başarılı ürünlerinde biri, bir dönem İstiklal Caddesi’nde her gün duymaya alıştığımız Eleni Karaindrou bestesiyle özdeşleşen ‘Sonsuzluk ve Bir Gün’dür.
KİTAP ԳԻՐՔ 21. yüzyılda bir ‘Don Kişot’ masalı

Ünlü yayınevlerinin aksine, pek çok yeni ve genç yazara kendini gerçekleştirme fırsatı sunan ve son dönemde adını ardı ardına yayınladıkları yeni kitaplar ve sosyal medya aracılığıyla sıkça duyuran Yitik Ülke Yayınları, şimdi de ‘Don Quijote’nin Üçüncü Cildi’nde buluşturuyor okurla Ferhat Uludere’yi.
KİTAP ԳԻՐՔ Okumak cesaret ister

Will Self son romanı Şemsiye’de yapmak istedikleri ve ortaya koyduğu eserin arkasındaki edebi niyet bu açıklamayla oldukça örtüşüyor: ‘Hayatta ve yaşıyor olmak’ tecrübesini gerçek zamanlı olarak aktarmak ve bunu yaparken kurgusal anlatının yetersizliklerini ortaya koymak.
KİTAP ԳԻՐՔ ‘Öteki Londra’nın hikâyesi

21. yüzyılın en önemli kadın yazarlarından biri kabul edilen, ‘İnci Gibi Dişler’le rüştünü ispatlayan Zadie Smith’in son romanı ‘NW Londra’ Türkçeye çevrildi. Smith’in ‘olgunluk eserim’ dediği kitap, birçok açıdan yazarın diğer kitaplarından farklılıklar içermekle birlikte hem Zadie Smith hem de okurları için yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
KİTAP ԳԻՐՔ ‘Vicdanımda en ufak bir leke bulamadım’

Michael Dibdin İngiliz bir yazar olmasına rağmen, İtalya’da dört yıl yaşadıktan sonra, yazmaya başladığı Zen serisinde İtalyan bir dedektif olan Aurelio Zen’i ve arka planda da İtalyan bürokrasisini ustalıkla anlatıyor. Her kitabı farklı bir İtalyan kentinde geçiyor. Bir yandan İtalyan’ın yakın tarihinin ilginç ayrıntılarına tanıklık ederken, diğer yandan nüfuzlu kişilerin de bulaştığı cinayetler ilk iki kitabın konusunu oluşturuyor.
KİTAP ԳԻՐՔ Osmanlı’dan günümüze askeri vesayetin dinamikleri

Oldukça erken yaşta kaybettiğimiz Naim Turfan imzalı ‘Jön Türklerin Yükselişi: Siyaset, Askerler ve Osmanlı’nın Çöküşü’ başlık çalışmasının bu alandaki önemli bir boşluğu dolduran kaynak kullanımı ve sofistike analizleri ihtiva etmesi bakımından Jön Türkler, daha sonra İttihat ve Terakki ile ordu arasındaki ilişkiler üzerine yazılmış en iyi kitap diyebilirim.
KİTAP ԳԻՐՔ Masum bir kız çocuğunun çalınan hayatı

Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümüne giderek yaklaştığımız bu günlerde 1915’te yaşanan ve çoğu gizli kalmış acı dolu hikâyelerden birini gün yüzüne çıkarıyor ‘Parçalanmış Ermenistan’. Kitap, dönemin Elazığ Vilayeti’nde, Harput’a 20 mil uzaklıkta bulunan Çımışkadsag, şimdiki adıyla Çemişgezek köyündeki evinden ailesi ile birlikte sürülen Arşaluys Mardiganyan’ın, sürgünde geçen günlerini ve şans eseri ABD’ye kaçarak kurtuluşunu konu alıyor.
KİTAP ԳԻՐՔ Sıradan bir günün sıradan bir olayı olarak intihar

Edouard Levé, intihar etmiş yazarlardan yalnızca birisi. ’65 doğumlu Fransız yazar, 2007’de, yalnızca 42 yaşındayken bilinen evreni terk etti. ‘İntihar’, ölümünden bir yıl sonra yayımlansa da aslında yayıncıya kitabı intihar etmeden yalnızca birkaç gün önce teslim ettiği biliniyor.
KİTAP ԳԻՐՔ Ferzan Özpetek eşliğinde aşka ve İstanbul’a yolculuk

Ferzan Özpetek sinemasını bilenler, hangi film olursa olsun kendilerini insan gerçeği ile bir buluşmanın daha beklediğini bilirler. Kalabalıklı ailelerin derin sırları, en mutlu anlarda saklı trajediler, ömrün bir anında dönüşüveren hayat rotası, usta yönetmenin belirgin izlekleri olarak hepimize göz kırpar. Peki böyle bir yönetmen bir kez de romanıyla karşımıza çıksa ne olur? Bunun yanıtını 'İstanbul Kırmızı'sında bulmak mümkün.