ARA
‘Séraphita ustalık eserim olacak’
Honoré de Balzac henüz Vendomê’de öğrenciyken ‘İradenin Eleştirisi’ başlıklı, daha sonra Balzac’ın meşhur toplu eser çalışması ‘İnsanlık Komedyası’nın felsefi incelemeler bölümünde yer alacak olan ‘Louis Lambert’ romanında karşılaşacağımız bir deneme kaleme alır.
Göz korkutmayan bir sanat tarihi kitabı
İngiliz yazar ve sanat tarihi araştırmacısı Susie Hodge tarafından kaleme alınan ‘gerçekten bilmeniz gereken 50 sanat fikri’, ana ve yan sanat akımları üzerine derinlemesine bilgi birikimine ulaşmak için aradığınız kitap değil. Bu kitap tabiri caizse; ‘Coffee Table Books’ olarak bilinen, afili bir kapağa ve kaliteli bir baskıya sahip oluşundan ötürü...
Fotoğrafın tarihi ya da tarihin fotoğrafı
İstanbul’da yayımını Türkçe, Arapça, Fransızca, Rumca ve Ermenice sürdüren Takvim-i Vekayi gazetesi 28 Ekim 1839da şöyle bir haber yayımlar; “Avrupa’da yayımlanan bazı gazetelerden alınan haberin tercümesidir. Herkesin bildiği gibi son yıllarda buharlı makineler fabrikalarda ray üzerinde gidebilir hale geldi...
Kahrolsun mutluluk diktatörlüğü
S. S. Van Dine’in’ Kış Cinayeti’ kitabındaki polis dedektifi karakteri Philo Vance, adli bir meseleyle ilgili konuşurken, çok veciz bir söz söyler: “Dış görünüşün aldatıcılığı. Modern çağın laneti bu.” Bu cümle beni uzun süre etkilemişti. Bütün bir felsefe-edebiyat-siyaset-politika, yani insanlık tarihi bu sorunla bir şekilde ilgilendi.
15. yüzyıl İtalyancasından ‘Prens’ çevirisi
Machiavelli, İtalyanların dışındaki ulusların hafızalarında genellikle ilkesiz, ahlakı hiçe sayan, yalan üzerine kurulu siyasetin babası olarak nitelendirilir. Buna rağmen İtalyanlar Machiavelli’de birlik fikrini ve Rönesans’ın tohumlarını bulur.
Herkesin bildiği korkunç sır
Thomas Hobbes'un ve Paul Auster'ın ‘Leviathan'larından sonra Türkçeye kazandırılmakta oldukça geç kalınmış üçüncü bir ‘Leviathan'la karşı karşıyayız. Fransa'da büyümüş, genellikle Fransızca yazan Amerikalı Julien Green'in en ünlü romanlarından biri olan ‘Leviathan’ Everest Yayınları tarafından yayımlandı.
‘Kafayı hayvanlarla bozmuşsun. Neden?’
Elias Canetti, 20. yüzyılın en seçkin yazarlarından biri olarak görülür, en azından 1981’de layık görüldüğü Nobel Edebiyat Ödülü için, Marcel Proust ya da James Joyce gibileriyle olmasa da zamanın diğer gözde yazarları Robert Musil ve Hermann Broch’la kıyaslanır.
Gözün unutmadığı isyan
Herkesin anlatmaya farklı bir yerinden başladığı, “ne gaz yedik arkadaş” diye bitirdiği, yıllar boyunca uzun uzun anlatılacak bir hikâyeydi Gezi. Takım elbiseleri, topuklu ayakkabıları ile oradan oraya koşturmak zorunda kalan yüzlerce arkadaş edindiğimiz günler geçirdik.
Tüm ezilenlerin yanındaki gerçek dost
Türkiye halkları 2013 yılının yaz aylarını uzun süren bir ilkbahar gibi yaşadı. Yaz aylarının kentleri kasıp kavuran sıcaklığı gitmiş, yerine tatlı esintili bir bahar havası gelmişti. Böylelikle, 2013’ün, 31Mayıs’ını 1 Haziran’a bağlayan süre içinde toplam 33 yıl geçti. 12 Eylül 1980’in kalıntıları da işte bu zaman aralığında tarihin karanlıklarına yuvarlandı.
Canavarın bedenini örten tarih adlı perde
‘Tarih Sümer’de başlar’ sözü, bir eser adı olmaktan öte yaygın bir kanı, genel bir kabuldür. Oysa Sümer’de başlayan tarih, asasıyla gücü temsil eden yaşlı erkeğin hikâyesidir. Bu hikâye ne Sümer’den önceki insan topluluklarının yaşamıyla ilgilenir, ne de tahakküme meşruiyet yaratmaktan öte bir işlev görür.