ARA
Patrik Maşalyan'dan AGOS'un başyazısına yanıt
Gazetemizin geçtiğimiz Cuma günü yayınlanan sayısındaki başyazımızda Patrik Maşalyan'ın Haziran ayında Patrikhane'de yapılan bir toplantıda kullandığı laiklik ile ilgili ifadeleri eleştirmiştik. Patrik Maşalyan kişisel facebook sayfasından bu eleştirilere bir yanıt verdi.
AGOS Başyazı: Patrik Maşalyan "laiklik"ten ne istedi?
Patrik Maşalyan’ın bahsettiği duvarı kim ördü bilemiyoruz ancak laiklik için “safsata” tabirini kullanması hiç de iyi olmadı. Bu toplantıya dair haberimizi yayınladığımızdan bu yana okurlarımızdan çok sayıda mesaj aldık. Bu mesajlarda “safsata” sözünden duyulan rahatsızlık vurgulanıyordu.
Akbelen'de jandarma köylüler ve çevrecileri gözaltına aldı
İki yılı aşkın süredir kömür madeninin genişletilmesi için Akbelen Ormanı'nın yok edilmesine karşı nöbet tutan İkizköylüler, sabahın ilk ışıklarıyla alana çok sayıda jandarma ekibi, TOMA ve kesim ekipleriyle giriş yapılarak ağaç kesimine başlandığını bildirdi. Köylülere ve çevrecilere biber gazı sıkan jandarma sekiz kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar daha sonra serbest bırakıldı.
İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu'ndan Lozan açıklaması
Federasyon yaptığı açıklamada "1923'te Türkiye’de toplam 135.000 Rum Ortodoks nüfusu varken, bugün bu nüfusun %98'i, 20. yüzyıl boyunca birbirini izleyen Türkiye hükümetleri tarafından Cemaatin maruz bırakıldığı büyük çaplı insan hakları ihlallerin bir sonucu olarak, hiç istememelerine rağmen ait oldukları mekanlardan uzakta yaşamaktadır" dedi.
Yazan kadınlar olma yolunda
Ernaux’nun yazmaya ilk başladığı yıllar, ailemizdeki kadınların yaz(a)madığı zamanlara denk geliyor. Yazmanın Ermeni kadınlar için kesintiye uğratıldığı, önceliklerinin ailelerini ve kendilerini ayakta tutacak ev içi ve ev dışı emeğin çok yoğun olarak omuzlarına yüklendiği gerçekliğini de hatırlamamız lazım.
100 yıl önce Lozan'da Ermeni meselesi nasıl ele alındı?
İsmet Bey'e cevap vermek üzere söz alan Lord Curzon İsmet Bey'in Ermenilerle ilgili olarak çizdiği tablonun gerçeklere uymadığını belirtti. Curzon'a göre, eğer öyle olsaydı Küçük Asya'da yaşayan üç milyon Ermeni'nin 130 bine inmesini, Fransız birlikleri Kilikya'dan ayrılırken "bu mutlu ve memnun soydan" 60 bin ila 80 bin kişinin yurtlarını ve ailelerini bırakarak "başka yerlerde yoksulluk içinde yaşamak için" Fransızların ardından kaçmalarını açıklamak mümkün olmazdı. Eğer durum İsmet Bey'in anlattığı gibi olsaydı, şimdi neden yüzbinlerce Ermeni, Türk Hükümetinin içten çağrılarına koşacak yerde, dünyanın çeşitli bölgelerine sığınmış göçmenler olarak bulunuyordu? Kısacası neden bu Ermeni sorunu dünyanın en utanılacak olaylarından biriydi?
Vakıflı Köy’de yıllar sonra Ermenice tiyatro sahnelendi
Antakya’da 22 yıldır kesintisiz düzenlenen Evvel Temmuz Festivali, 6 Şubat depremlerinde yaşanan büyük yıkıma rağmen bu yıl 6-17 Temmuz arasında yapıldı. Samandağ’da yıllardır yapılan, Samandağ Kalkındırma Derneği çatısı altındaki birçok sivil toplum örgütünün desteğiyle organize edilen, Antakya’nın yanı sıra ülke genelinden ve hatta başka ülkelerden katılımcılarla her yıl daha da büyüyen festivalin geçmişi binlerce yıla dayanıyor. Arap Aleviler tarafından organize edilen festival sadece onları değil, şehirdeki Arap Hıristiyanları ve Ermenileri de kapsıyor, Antakya’nın çokkültürlü yapısını yansıtıyor.
Hayat zor, kuşlar uçuyor…
Deprem bölgesindeki hava, mevsim normallerinin çok üzerinde, sıcak. Konteynırlarda hayat zor ama, hâlâ çadırlarda kalanların var olduğunu bilince, konteynır, bardağın dolu tarafı gibi duruyor. Yaşam şartlarına bakalım istiyorum, hayat pahalılığından bahsetmek... Farklı şehirlerdeki insanların yardım çabasına rağmen depremzedelerin birbirine karşı nasıl acımasızca davrandığından. Ev kiralarından başlayalım öncelikle.
"Bu Ben Değilim" filmine Roma'da Uluslararası Cesaret Ödülü
Jeyan Kader Gülşen ve Zekiye Kaçak Bakırhan’ın yönetmenliğini yaptıkları “Bu Ben Değilim – This is Not Me” filmi, İtalya’nın başkenti Roma’daki “Uluslararası Cinema d'iDEA Kadın Filmleri Festivali”nde “Uluslararası Cesaret Ödülü”ne layık görüldü.
Suruç Katliamı'nda ölenler anıldı
Urfa'nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015'te İŞİD'in bombalı saldırısı sonucu yaşamını yitiren 33 genç, katliamın 8'inci yıl dönümünde anıldı. Katliamın yaşandığı Suruç ile mezarlıkların bulunduğu şehirlerde anma etkinlikleri düzenlendi.