ARA
"Bize düşman gibi bakılmayan bir ülkede yaşamak istiyoruz”
Türkiye 14 Mayıs’ta, yani bu Pazar sandık başına gidiyor. AKP’nin 2002’de iktidara gelmesinden bu yana geçen 20 yılda oy verme yaşına gelen yaklaşık 5,2 milyon kişi seçim günü ilk kez söz sahibi olacak. Bu hafta ilk kez oy kullanacak azınlık toplumlarından gençlere mikrofon uzattık, hangi beklentilerle ya da umutlarla sandığa gideceklerini sorduk. Aldığımız yanıtlara bakılırsa azınlık toplumlarından gençler, düşman gibi görülmedikleri, ayrımcı, ötekileştirici dilin artık terkedildiği bir Türkiye’yi hayal ederek sandığa gidecekler. Gençler isimlerini açık bir şekilde kullanmamayı tercih ettiler.
Hasan Cemal ve Garo Paylan hemşeri derneklerini ziyaret etti
Yeşil Sol Parti (YSP) İstanbul 2. Bölge milletvekili adayları Hasan Cemal ve Menekşe Kızıldere ile HDP milletvekili Garo Paylan Ermeni hemşeri derneklerini ziyaret etti.
Muharrem İnce adaylıktan çekildi
Cumhurbaşkanı Adayı ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, adaylıktan çekildi. İnce “Bunu memleketim için yapıyorum. Türkiye’ye üçüncü bir seçenek önerdim. ‘Ne Cumhur ne Millet, tek yol Memleket’ dedim. ‘Ne sağdan, ne soldan, Atatürk’ün yolundan’ dedim. Bir kanal açmaya çalıştım. Bu kanalı başaramadık. Bahaneleri kalmasın. Yoksa seçimi kaybettiklerinde bütün suçu bize atacaklar. Memleket Partisi’ne her evden bir oy istiyorum, Cumhurbaşkanı adaylığından çekiliyorum” açıklamasını yaptı.
“Kötü” kişiler doğru şeyler de söyleyemezler mi?
Ali Yeşildağ’ın bu ilk videosu ve arkasından yayınlananlar, çok somut veriler taşımalarına rağmen, Sedat Peker’in videoları kadar bile çalkantı uyandırmıyor. Bu arada, en önemlisi, bu satırları yazdığım 10 Mayıs’a kadar yani altı gündür CB Erdoğan’dan da gık çıkmıyor. Sadece, video erişime kapatılıyor.
Yüzleşme üzerine sarsıcı bir film
'Karanlık Gece'de, İshak’ın yüzleşme çabasını bir kasaba sırrının ötesine taşıyan, aslında tarihimize de bu gözle bakma yollarını açması. Ermeni Soykırımı, Dersim Katliamı, 6-7 Eylül pogromu, halının altına süpürülen, devletin de işin içinde olduğu, devasa kasaba sırları değil mi? Yüzleşme çabalarının sonuçsuz kaldığı, yüzleşme için ısrarcı olanların başına bir iş geldiği...
Halkın derdi geleceğe kalabilmek
Sergideki bir kartpostalda, Antakya’nın 1630’daki durumunu gösteren bakır baskı bir gravür yer alıyor. Şehir Asi yakınında ama asıl yerleşim bölgesi dağın yamaçlarına uzanıyor. Şehri bugünkü yıkıma hazırlayan değişimler, 1960’lı yıllarda başlamış. Geçmişte tarım alanı olan nehrin batı kıyıları ve Asi yatağı imara açılmış; bölgeye çok katlı binalar inşa edilmiş.
Bir kermesin ardından: “Yine orada buluşacağız, Antakyamızda”
Kiliseye geldiğimde hazırlıklar başlamış, kilisenin bahçesini Antakya lezzetlerinin kokusu çoktan sarmıştı. Neler yoktu ki kermeste; kaytaz böreği, içli köfte, biberli ekmek, katıklı ekmek... Bunların yanında el işi çantalar, Antakya’nın deprem öncesi fotoğrafları, tepsiler, kolyeler, tişörtler... Saat 19.00’a kadar sürmesi planlanan kermesteki ürünler, geniş toplumun da gösterdiği büyük ilgiyle hızlıca tükendi. Buna karşın, ziyaretçiler arasındaki yoğun paylaşım, kermesin sonuna kadar devam etti.
Pakrat Estukyan'a düşünce ve ifade özgürlüğü ödülü
İHD kurucularından Ayşenur Zarakolu adına verilen “21’inci Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri” düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Gazetemizin Ermenice sayfalar editörü ve köşe yazarı Pakrat Estukyan da ödül alanlardan biri oldu.
‘Sar’ yeniden izleyiciyle buluşuyor
Çıplak Ayaklar Kumpanyası tarafından ilk kez 2015’te sahneye konan, Mihran Tomasyan ve Saro Usta imzalı ‘Sar’ yeniden izleyici karşısına çıkıyor.