ARA

DOSYA Mahpusluk kitaplarıyla…

25 Nisan 2022’den bu yana Gezi Davası gerekçe gösterilerek Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutulan Çiğdem Mater, cezaevinde okuduğu kitapları kendi mahpusluk deneyimiyle harmanlayarak bir makale kaleme aldı. Yazıyı bianet’in izniyle yayınlıyoruz.
İktidarın sahipsiz hayvanlar üzerinden güç gösterisi

Mesele sahipsiz hayvanlar üzerinden iktidarın güç gösterisi yapmasına dönüştü. Sahipsiz hayvanların yaşam hakkını savunanlar ‘şehirli ve elit’, tüm muhalefetin ve tüm uzmanların kabul edilemez bulduğu bu yasayı savunanlar ise ‘millet’ oldu.
DOSYA “Filmdeki bütün o sorular biraraya geldiğinde bir şey anlatıyor”

Yönetmen Ümit Kıvanç’ın "Çok Kötü Bir Şey Oldu-Madımak Katliamı ve Ötesi Üzerine Bir film“ başlıklı belgesel filmi Sivas Katliamı’nın yıldönümünün öncesinde ve sonrasında özel gösterimlerle seyircilerle buluşuyor. 29 Haziran’da İstanbul‘da gerçekleşen ve geniş bir katılımın olduğu gösterimin sabahında Açık Radyo’da, Radyo Agos’ta Ümit Kıvanç’ı konuk etmiş, hem belgesel film, hem de katliamın detayları, yarattığı travmalar ve siyasî arka planı üzerine söyleşmiştik. Yaklaşık bir buçuk saat süren bu söyleşinin geniş bir özetini sunuyoruz.
DOSYA Emek Sineması’ndan Sebat Apartmanı’na, oradan Varlık Vergisi’ne...

Türkiye neredeyse her konunun bir şekilde birbirine bağlandığı bir ülke. Varlık Vergisi ile el değiştiren Emek ya da eski ismiyle Melek Sineması’nı yapan Rafael Alguadiş’in, Agos’un uzun yıllar faaliyet gösterdiği Osmanbey’deki Sebat Apartmanı’nı da yapan mimar-mühendis olması ve aynı Alguadiş’in Varlık Vergisi’nde yüklü miktarda vergi ödeyenler arasında olması, bu topraklarda Müslüman olmayanların başına gelenlere dair tarihsel bir hat çiziyor. Biz de Varlık Vergisi Kanunu’nun 11 Kasım 1942’de Meclis’ten geçmesinin yıldönümünde Rafael Alguadiş’in oğlu Jak Alguadiş ile tüm bu hikayeye dair bir söyleşi gerçekleştirdik. (Agos'ta 2017 yılında yayınlanmıştır)
“Yeniden buluşacağız”

Sergi kapsamında İmrozlu Rumlarla yapılmış mülakatların bulunduğu, aynı isimde bir de belgesel vardı. Bu belgeseli YouTube’da seyretmek hâlâ mümkün. Baskı politikalarına bizzat şahit olmuş insanlar, başlarından geçenleri anlatıyorlar. Dinleyin bakalım, baskı politikaları ‘sözde’ miymiş, değil miymiş... Suyun öte yanına baktığımızda Yunanistan devletinin de azınlıklara muamele konusunda sicilinin pirüpak olmadığını görüyoruz. Sözünü ettiğim belgeseli seyrederken tesadüfen başka bir haber önüme düştü.
Gökçek neyin peşinde?

Gökçek burada bir hinlik daha yapıyor, “TBMM’den acil bir kanun çıkartılmalı ve kişilerin gerçek kimlikleri nüfus cüzdanlarına işlenmeli” diyor. Bu saatten sonra hiçbir idarenin böyle bir yola gitmeyeceğini tahmin edebiliyorum ama Gökçek’in asıl istediği, bugüne kadar devlet tarafından gizli kapaklı yapılan fişlemelerin artık açık açık yapılması. Resmî bir fişleme yani.