Yunanistan’da ne olduğunu dışarıdan anlamak çok zordur. Belki “Her ülke için geçerli bu” diyeceksiniz ama hiç de öyle değil. Mesela İsviçre’yi veya İsveç’i anlamak için 20 yıl önce yazılmış kitapları okumak bile yeterli olabilir.
Esasında Doğu’ya has bir özelliktir, aynı konudaki ülke gündeminin çok sık değişmesi ve dışarıdan bakınca ne olduğunu anlayamama durumu. Tam aksine, batıya doğru gittikçe, gündem maddesinin 5 yıl boyunca aynı kaldığını görebilirsiniz. Gazetelerde, yat kalk, aynı şeylerin farklı kalıplarla okurlara sunulduğunu fark edebilirsiniz.
Yunanistan da Avrupa’nın doğusu diye herhalde, ülke gündemi, hadi 20 kez demeyelim ama aynı konuda her gün en az 10 defa değişmektedir. Durum böyle olunca, Türkiye’den Yunanistan’ı izleyenler arasında “Komşuda siyasi durum nasıl?” diye soranların sayısı da artıyor haliyle. O yüzden sizlere hiç değilse bu sütundan, Yunanistan’da neler olduğunu çok kısa bölümler halinde özetlemeye çalışacağım.
* Yer darlığı nedeniyle izahat istemeyin ama şunu bilin: Bir kere, Yorgo Papandreu’nun başbakanlıktan gitmesi çok iyi oldu.
* Papandreu’nun gitmesiyle kurulan ve biri sol, ikisi sağ partiden oluşan üçlü yeni koalisyon da çok iyi oldu. Ülkenin birbiriyle kanlı bıçaklı olan en büyük iki partisi tıpış tıpış koalisyon ortağı oldular.
* Yunanistan’ın yeni başbakanı ekonomist Lukas Papadimos ve geçici koalisyon hükümeti (ömrü Mart 2012’de bitiyor), gerek Yunanistan için, gerek hükümeti destekleyen partiler ve özellikle de, demin bahsettiğim, birbiriyle kanlı bıçaklı olan PASOK ile ND partileri için büyük bir fırsat haline geldi – tabii, bu fırsatı değerlendirebilirlerse.
* Troyka ile Ekim ayında yapılan son anlaşmada öngörülen şartların yerine getirilebilmesi ve Euro’da kalabilmesi için, Yunanistan’ın, önümüzdeki aylarda, çok zor ve acı gelecek kararlar alması ve en önemlisi de, bu kararları bakanların harfiyen uygulaması gerekiyor. Koalisyon ortağı partiler birbirleriyle didişirse, Yunanistan bu hedefleri tutturamayabilir.
* Papadimos hükümetinde partilerarası anlaşmazlık her an gün yüzüne çıkabilir.
* Yunan politikacılar hâlâ “Siyasî bedel öderim” korkusuna takılıyor ve yapmaları gereken reformları gerçekleştiremiyorlar.
* Yeni hükümetin, iktidarda kalacağı kısa süre boyunca normal bir hükümetmiş gibi harıl harıl çalışması gerekiyor.
* “Tatsız tuzsuz kararlar alan veya kişisel ihtiraslarına öncelik veren bakanların bu hükümette yer almasına lüzum yok” deniyor. “Bunun yerine, kararlı kurmaylardan oluşacak çok daha küçük bir hükümet, sorumlu partilerin de desteğiyle Yunanistan’ı ‘karşı taraf’a, yani güvenilir limana geçirebilir” deniyor. Dolayısıyla, bu kısa ömürlü hükümette kabine revizyonu ihtimali bulunuyor.
* Kim ne derse desin, ülkede erken genel seçim kaçınılmaz gibi duruyor. Mart 2012’de seçim olursa eğer, bu sefer de Nea Dimokratia partisinin lideri Antonis Samaras’ın Yunanistan Başbakanı olması bekleniyor.
* Dostlar soruyorlar, “Peki Yunanistan Euro’da kalacak mı?” İşte bunun cevabını Yunanistan’daki bizler değil, bir tek Merkel biliyor.
Hepinizin yeni yılını kutlar ömür boyu afiyet ve sıhhat dilerim.