ARA
İşi güzel, kendi güzel Dinkjian
Pakrat Estukyan, Ara Dinkjian'ın, Kalan Müzik’ten çıkan ‘Hakikat-Umut, 1915-2015’ albümüne baktı.
Büyük ödül ‘Ermeniliğin’ oldu
Venedik Bienali Ermenistan Pavyonu 6 Mayıs’ta kapılarını ziyaretçilere açtı. Dünyanın farklı yerlerinde yaşayan 16 Ermeni sanatçının çalışmalarını ‘Ermenilik’ başlığı altında bir araya getiren pavyon, Altın Aslan Ödülü’nü kazanarak tüm dikkatleri üzerine çekti.
‘Kamp Armen’i yıktırmayacağız!’
Jaklin Çelik, Kamp Armen'de geçirdiği ve unutamadığı 15 günü yazdı.
Kamp Armen’in özgür çocukları
Rober Koptaş 22 Mart 2007’de Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “Hrant’sız iki ay” başlıklı panelde yaptığı konuşmada Hrant Dink’in ve onun gibi yüzlerce çocuğun yolunun kesiştiği Tuzla Çocuk Kampı’nı da konu etmiş, dokuz yaşında Karagözyan’ın Kınalıada’daki yaz kampında kalırken Tuzla’ya yaptığı ziyarette hissettiklerini paylaşmıştı. Sunumun bu bölümündeki tanıklığı aktarıyoruz.
1500 minik kalbin çığlığı
Tuzla çocuk kampı, nam-ı diğer Kamp Armen’i bu kez yolu o kamptan Besse Kabak anlatıyor.
Umut, sevgi ve inançtan alacaklı emek yuvası: Kamp Armen
Yıllarca Anadolu’dan gelen Ermeni çocuklara yaz mevsimlerinde yuva olan, çocukların bizzat kendi elleriyle inşa ettikleri Kamp Armen’i bu kez yolu o kamptan geçen çocuklardan dinliyoruz.
Güzelliğe İnanınca: Nükhet Duru
Fırat Demir'in portrelerinde bu hafta, yeni albümü 'Aşkın N Hali' çıkan Nükhet Duru var: Duru’nun hikayesi, biraz da kendisine pusula bellediği Edith Piaf ve Liza Minnelli gibi bir kabare hikayesiydi. Kabare dönemi bitip sahneler artık bir kadının epikleşmesiyle ilgilenmemeye başlayınca, onun hikayesi de bir başka yöne kayacaktı.
“İşler bazen kötü gider, ama blues hep var olacaktır”
B.B. King arkasında "hayatımda uzun süre kalan tek kadın" dediği Gibson marka gitarı Lucille’i, 15 çocuğunu, 50’nin üzerinde torununu, sayısı milyonları bulan hayranlarını ve gül desenli ceketlerini bıraktı. Bir de giderken bizlere emanet ettiklerini..
Yerevan’a yeraltından bakış
Yerevanlı yazar Hovhannes Tekgyozyan’ın ‘Kaçan Şehir’ adlı romanı, Türkçe olarak yayımlandı. Sevan Değirmenciyan’ın çevirisiyle Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan ve Ermenistan’da az rastlanan bir yeraltı edebiyatı örneği olan kitap, Yerevan’ın değişen çehresinin, insanlar ve hafıza üzerindeki etkilerine ayna tutuyor. Yıkılan binalar, şehirden ayrılanlar ve şehre yeni gelenlerle sürekli değişen simalar, kaçan sokaklar… Aslında sadece Yerevan’a özgü de değil romanda işlenen bu temalar; bugün büyük şehirler, kentsel dönüşümle birlikte, kendilerinden ve insanlardan koşarak uzaklaşıyorlar.