ARA

ERVAB ne yaşar ne yaşamaz

Yıllardır, Türkiye Ermeni toplumunun vakıflarının ve vakıf çatısı altında toplandıkları için okullarının ve diğer kurumlarının koordinasyon içinde çalışabilmesi için ortak bir teşekküle, az çok merkezî bir yapıya ihtiyaç olduğunu söylemekten yorulduk. Dolayısıyla, bu açıdan bakınca ERVAB gibi bir organın olması gerektiği açık; açık ama böyle bir organın düzenli, istikrarlı ve etkili çalışabilmesi için birtakım koşulların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunların başında, böyle bir organın çalışma ilkelerinin, nasıl bir yönetim yapısı olduğunun, hangi alt kurul veya komisyonları olduğunun, bunların nasıl oluşturulduğunun ve sorumluluklarının ne olduğunun, gerekli görevlere seçimlerin nasıl yapıldığının ve kararların nasıl alındığının yazılı ve resmî olarak kayda geçirilmesi geliyor.
TOPLUM Patrik Maşalyan: “Hukuksal kimliğimiz yok, Ermeni Patrikliği var ile yok arasında bir kurum”

Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan 25 Şubat Salı akşamı Patrikhane’de Türkiye Ermeni basınının katıldığı bir toplantı düzenledi. Gündemdeki gelişmelere dair açıklamalarda bulunan Patrik Maşalyan gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Toplantıya Jamanak, Marmara, Agos, Paros ve Luys TV temsilcileri ve yayın yönetmenleri katıldı. Maşalyan "Lozan Antlaşması'nda azınlıkların hakları belirlendi ve Türkiye Cumhuriyeti o azınlık haklarına göre bize davranmaya başladı. Yalnız burada eksik kalan bir şey oldu. Cumhuriyet azınlıklara herhangi bir yazılı metin vermedi. Herhangi bir yazılı tüzük vermedi. Herhangi bir kanun vermedi. Bu şeyler havada asılı. Yani bizim azınlık haklarımız verildi doğru ama bu bir statüye bağlanmadı ve bu yüzden dolayı biz yüz yıllık bir yönetim sorunuyla, daha doğrusu yönetimsizlik sorunuyla karşı karşıyayız" dedi.
Prof. Serap Yazıcı ile CB Erdoğan olayı

Prof. S. Yazıcı, 14.10.2024’te şöyle demişti : “Hukuki bakımdan enkaz içindeyiz. Türkiye'de her şey tepe taklak olmuş durumda.” Ve şöyle devam etmişti: “Öncelikli sorunumuz açlık ve yoksulluk sorununu çözmek olsun. Anayasamızın 2’nci maddesinde Cumhuriyetimizin temel niteliklerini [insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı demokratik laik sosyal hukuk devleti] düzenleyen hükmün içerdiği kavramların artık ihlal edilmesinden vazgeçelim. Bu kavramların bekçisi olalım.” AKP’ye katıldığı 23.02.2025 günü, bu eylemini şöyle açıklıyordu : “Benim görüşlerimde bir değişiklik yok. Meclis’te bu fikirlerimin mücadelesini verdim. Ama Meclis’te bu fikirlerim doğrultusunda hiçbir şeyi değiştiremedim."
GÜNCEL Gazeteci, siyasetçi ve hak savunucularına gözaltı dalgası:  Gazeteciler Elif Akgül, Yıldız Tar, Ercüment Akdeniz tutuklandı

18 Şubat Salı günü düzenlenen HDK operasyonunda ev baskınlarında gözaltına alınan 35 kişi tutuklama talebiyle, 13 kişi ev hapsi istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemeye sevkedilen 30 kişi tutuklandı, 13 kişiye ev hapsi, 7 kişi için de adli kontrol kararı verildi. Tutuklananlar arasında gazeteciler Elif Akgül, Ercüment Akdeniz, Yıldız Tar ile EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros var.
DOSYA Azınlığın da azınlığının dili: Batı Ermenicesi

Bu koşullar altında Ermenilerden (İstanbul dahil) Ermenice konuşmaya muktedir küçük bir zümre, sadece dilleriyle İstanbul Ermenilerini imtihan etmeye kalkıyor. Burada savunmaya geçecek kişi ben değilim ama şunun da hakkını teslim edelim: İstanbul’da yaşayan genç Ermeniler ellerinde tuttukları kalemlerini kendi öz hikayelerini yazmaya vakfederek o direnci sürdürüyorlar, sadece Türkçeyle bile olsa. Bu kıymetli vaka görmezden gelinmemelidir. İstanbul fail mi, mağdur mu bu hikâyede?
İtimatsızlık bürosu

Söz konusu olan artık herhangi bir kişinin yaptığı herhangi bir spesifik yolsuzluk vakası değildir, ortada artık genel bir şüphe ve güven bunalımı vardır. Bunun aşılabilmesi için tam da Patrikhane’nin bir yıl evvel talep ettiği gibi kapsamlı bir mali inceleme yapılması gerekiyor. Ayrıca, ortada en azından henüz belli kişi veya kişiler hakkında bir ceza davası yok, dolayısıyla “Kanıtla gelin” demenin de çok manası yok. Öyle bir kanıt olduğu zaman iş zaten davaya dönüşür.