ARA

GENEL Karabağ’da kadın olmak: ‘İnsanların tek arzusu barış’

Sekiz aydır Karabağ ve orada yaşayan 100 bine yakın Ermeni nüfus abluka altında. İlaç, yakıt ve yiyecek eksikliği şimdiden bir insanî felakete yol açtı ve her geçen gün can almaya devam ediyor. Peki, abluka altındaki bir bölgede kadın ve anne olmak nasıl bir şey? Karabağ’la ilgili siyasi tartışmalarda pek görülmeyen Karabağlı kadınlar, bugün Agos’ta söz haklarını kullansınlar istedik.
GÜNCEL Ermenistan'daki AB  Gözlem Misyonu'na ateş açıldı

Ermenistan Savunma Bakanlığı, 15 Ağustos günü saat 12:20 sularında Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri birliklerinin Verin Şorza (Yukarı Şorzha) yönünde devriye gezen AB gözlemcilerine ve arabalarına ateşli silahlarla ateş açtığını açıkladı.

Yahudiler Münevver Karabulut cinayetinde kendilerini bir anda sanık sandalyesinde buldular. Bir yandan Rumlar da Sümela’da ayin yapmaya çalıştıkları için hedef tahtasındalar. Bir vaka da İmroz’dan geldi. Gazeteci Melike Çapan sergisini iptal etmek zorunda kaldı. Ve Dersim’e uzanalım. Hay Dersim Kültür ve Sanat Dergisi'nin geçtiğimiz Cumartesi günü düzenleyeceği konser, Tunceli Valiliği tarafından iptal edildi. Peki azınlıkları hedef tahtasına koymaktan kim medet umuyor?
TOPLUM Ermenistan'daki gençlik forumundan izlenimler

Konuşmam saat 16.30’daydı. Dolayısıyla önceki oturumları dinleme ve atölyelere katılma şansım oldu. İçinde bulunduğum ortamlarda dikkatimi en çok çeken şey, sohbetler esnasında dünyadaki Ermeni toplumları anılırken, İstanbullu Ermenilerin, bildiğimiz ismiyle ‘Bolsohayların’ bahsinin hiç geçmemesiydi. Amerika’da, Rusya’da, Avustralya’da, Almanya’da, Fransa’da ve Polonya’da Ermeniler vardı ama Türkiye’de Ermeni hiç yoktu sanki. Bununla beraber, Türkiye’den geldiğimi söylediğimde bana yöneltilen sorulardan hareketle, diasporadaki Ermenilerin Türkiye’deki Ermeniler hakkında tahmin ettiğim kadar bilgi sahibi olmadıklarını fark ettim.
DOSYA Bin yıllık Dağlık Karabağ/Artsakh meselesi (1)

Karabağ’da Azerbaycan ablukasının yarattığı insanî kriz sürerken bölgenin tarihi de yeniden gündemde. Tarihçi Ayşe Hür, Karabağ tarihine dair kaleme aldığı ve daha önce kendi sosyal medya hesabından paylaştığı kapsamlı bir makaleyi Agos okurlarına da sundu. Makaleyi okunmasını kolaylaştırmak açısından iki bölüm halinde yayınlayacağız. Hocalı katliamı gibi 1992 sonrasındaki gelişmeler ikinci bölümde yer alacak.
Hastane seçim yönetmeliği

Hastane seçim yönetmeliği henüz kesinleşip resmîleşmedi. Taslağın kamuoyuna duyurulduğu günden yani Haziran ortasından bu yana neler oluyor, yönetmelik neden henüz kesinleşmedi, bu konulardaki ayrıntılara vakıf değiliz, ki bu da hep eleştirdiğimiz üzere, süreçlerin şeffaf işletilmemesinin bir sonucu
İslamî konularda Diyanet’le hasbıhal

“İnsan haklarına riayet”ten bahsetmeniz çok sevindirici. Sevindirici de, çok vahim bir durum var: “İnsan hakları” diyorsunuz, ama savcının zaten çoğu yöneticileri nahak yere hapiste yatırılan HDP için istediği cezaları destekleyen bir dilekçe vererek Kobani davasına müdahil olmak istediniz. Nereden icap etti ve aklınıza nereden geldiyse, Kobani olaylarından 9 yıl, ilk soruşturmadan 8 yıl, ilk duruşmadan da 2 yıl sonra!
AB ile ilişkiler ve ‘körlük’

AB'ye mektup gönderen aralarında TOBB, TÜSİAD ve İKV’nin de bulunduğu 17 örgüt, “Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin hızlandırılması konusu aciliyet arz ediyor” demişler. İyi etmişler de, hükümete benzer bir mektup gönderip, asgari demokrasi, insan hakları kurallarına uyulmasını tavsiye etseler herhâlde daha iyi olurdu. Neyse, bu AB rüzgârı meselesi tavsamaya başlarken ve hükümetin demokratikleşme konusunda olumlu bir adım atmaya niyeti olmadığı belli olmuşken, bu kez Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bir açıklama yaptı.
KÜLTÜR SANAT Tahammül edemediler: ‘İmroz’un 1964 Belleği’ sergisi iptal edildi

Gazeteci Melike Çapan'ın hazırladığı ve ilk olarak geçen yılın Kasım ayında Balat Yuvakimyon Kız Lisesi'nde ziyarete açılan 'İmroz'un 1964 Belleği' sergisi 18 Ağustos'ta evinde yani İmroz'da, yeni adıyla Gökçeada'da ziyaretçileriyle buluşacaktı. Ancak önce sosyal medyada sonra da Gökçeada Kent Konseyi'nin açıklamasında sergi hedef gösterildi. Melike Çapan “Sergi yapılırsa savcılığa şikâyet edeceklerini söylediler. İddiaları o ki devlete ihanet ediyormuşum. Türkiye’de azınlıklarla ilgili pek çok haber, röportaj yazdım. Hiçbir zaman bunu devlete karşı bir hareket olarak değil aksine dini, dili, inancı ne olursa toplumların haklarını göz ardı etmeden sesleri olabilme gayretiyle yaptım. Adadaki ya da İstanbul’daki Rum toplumunun bu süreçten zarar görmemesi için sergiyi iptal ediyorum.” dedi.