ARA

GÜNCEL Ogün Samast isim değişikliğinden vazgeçti

Hrant Dink cinayetinin faili Ogun Samast, isim değişikliği talebinden vazgeçti. İsim değişikliğine ilişkin başvurunun, Samast’ın tahliyesinden önce yapıldığını söyleyen avukat Raşit Hodo, “Ancak, tahliye olduktan sonra gizlilik kararı olmasına rağmen basın bir şekilde dosyaya ulaştı ve açıklaması yapıldı. Bu saatten sonra isim değişikliğinin de bir anlamı kalmadı.” dedi.
Hamas şiddeti neden görülmüyor?

İsrailli yöneticiler ve destekçileri “Neden Hamas’ın şiddeti görülmüyor?” diye şikâyet ediyorlar. Sen Hamas’ın vahşetini üçe beşe değil bine katlar, Hamas’ın bir gün yaptığını sen iki buçuk aydır her gün yaparsan, Hamas’ın senin gölgende kalıp görülmemesinde de şaşıracak bir şey yok.
GÜNCEL Azerbaycan’da erken seçim öncesi muhaliflere baskı artıyor

Azerbaycan’da bağımsız medya kuruluşu olan Kanal 11’in kurucusu ve müdürü Teymur Kerimov, dört ay hapis cezası aldı. Kanal 11, son bir ayda Azerbaycan’da hedef alınan üçüncü bağımsız medya kurumu oldu. Serbest gazeteci Arzu Geybulla, son bir ayda altı muhalif gazetecinin hapsedilmesiyle belirgin bir hal alan Azerbaycan hükümetinin baskı mekanizmasını Agos’a yorumladı.
DOSYA Fatsalı Ermeni devrimci Sayim Şen’in hikâyesi

Ordu’daki Ermeni toplumunun tarihine yönelik çalışmalarıyla bilinen Güven Bayar, Fatsalı devrimci Sayim Şen’in hikâyesini Agos okurları için kaleme aldı. Sayim Şen, devrimcilikle nasıl tanıştığını, Fikri Sönmez'i, Nokta Operasyonu'nu, 12 Eylül'ü, cezaevinde Ermeni olmayı , cezaevi sonrasındaki hayatı anlatıyor ve ekliyor: Hayatımın en güzel yılları, mücadelenin içinde bulunduğum yıllarmış.
Üniversitelerin (ve eğitimin) vaziyeti

İlk defa 17 Eylül 1981 tarihli Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında yazmıştım:Kasaba irilerinde üniversite açılmaz. Taşrada Üniversite Olmaz. Olursa taşra uygarlaşmaz, üniversite taşralaşır. Çünkü üniversite demek hoca ve kütüphane demektir, bunlar da büyük şehirler dışında yoktur. Tabii ki bildiklerini yaptılar 12 Eylül generallerimiz. Bugünün altyapısını mükemmelen hazırlamış oldular.
Futbolda şiddet ve öncesi

Tüm bunlar tamam ama tabloda bir eksiklik var sanki. O da, yıllardır içinde bulunduğumuz ‘kaba güçle sonuç alma’ mantığının ne yazık ki yerleşmiş olması. Ya da şöyle diyelim: Şiddet sadece futbolda mı var? İnsan, ister istemez, hekimlerin yıllardır maruz kaldığı vakaları hatırlıyor. Hekimler feryat ederken hükümet çevrelerinde uzun süre bir sessizlik vardı. Ve saldırganlar bunu neredeyse bir onay gibi görmeye başlamışlardı.