ARA

Bize bir iş verirken “Acaba yapabilir mi?” diye düşünmezdi Baron Hrant; işi verir, sonucunu çarşamba gecesi prova sayfalarda okurdu. Onlarca hata yaptık muhtemelen, ama hiçbiri için başımızı eğdirmedi, bize her şeyi yapabilecek güçte olduğumuzu fark ettirdi.

Ermenistan ile Azerbaycan arasında imzalanması öngörülen barış anlaşması konusunda pürüzler yaşanıyor.

Gözüm hep kilisenin tavanlarındaydı, bir kuş havalanıyordu ve pencereden bir ışık huzmesi geliyordu. Koronun sesine ışık ve bir kuşun kanat çırpışı da eşlik ediyordu, bir adanın ortasında yapayalnız duran bu duvarlara can gelmişti sanki.

Militaristler, ulusalcılar, Yargı, milliyetçiler, İslamcılar ve benzerleri tarafından linç edilme korkusuyla, doğru mu yanlış mı söylediğine bakmadan, CHP kendi milletvekilini linç ediyor.

Erdoğan’ın sözleri ne yazık ki şaşırtıcı değil. Ordu-devlet-parti- hükümet birlikteliği yaşadığımız bu dönemde Erdoğan da fırsatı kaçırmayacaktı. Ancak CHP herhâlde 12 Eylül darbecilerinin partiyi kapattığını ve CHP’nin mal varlığına el koyduğunu unutmuş olsa gerek. CHP ayrıca seçimden önce başlattığı ‘helalleşme’ politikasını da unutmuş olmalı.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan bugün parlamentodaki oturumun soru-cevap bölümünde, Ulusal Meclis'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ilişkin Roma Tüzüğü'nü onaylayacağına inandığını, bunun Ermenistan-Rusya ilişkileriyle hiçbir ilgisi olmadığını, Ermenistan'ın güvenliğiyle ilgili olduğunu söyledi.

AB gözlem misyonu Ermenistan'da İcevan’da yeni bir operasyonel ofis açtı

Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan’da onlarca kişinin ölümüne yol açan Daniel Fırtınası, rotası üzerindeki Libya’da büyük bir yıkıma neden oldu. Libya'nın doğusundaki Bingazi, Beyda, Merc, Suse ve Derne şehirlerinde etkili olan aşırı yağış ve sellerde binlerce kişinin kayıp olduğu bildirildi.

Eğitim, Ermenistanr askerlerinin uluslararası barışı koruma misyonlarına katılım hazırlıkları kapsamında gerçekleştiriliyor. Tatbikat 11 Eylül’de Ermenistan Savunma Bakanlığı barışı koruma tugayının “Zar” eğitim merkezinde başladı.

Yaz sezonunda çoğu sanat mekânında yeni sergi açılmadığı ve sıcaklarda bebekle dolaşmak zor olduğu için bir süredir sadece ulaşımı kolay olan, klimalı müzeleri ziyaret ediyorduk. Yıllarca Anadolu tarafında yaşadıktan sonra Avrupa yakasına taşınmanın en büyük avantajı sanat mekânlarına yakınlaşmak oldu. Avrupa yakasındaki bu bariz yoğunlaşmayı, sanatın merkezileşmesi, çoğu müzenin bu yakada bulunması ve yerli-yabancı turistler için bu yakanın daha güçlü bir çekim merkezi olmasıyla açıklanabilir. Bu yazıda, yıllarını ‘var ama yok’ olarak geçiren, ‘hafızasızlaştırma’ mağduru İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile, onu Dolmabahçe Sarayı’ndaki yerinden ederek açılan Millî Saraylar Resim Müzesi’nden bahsedeceğim.