ARA

KÜLTÜR SANAT Baloncu / lensler konuşulsaydı

Fotoğrafçı Berge Arabian, Agos’un kültür sanat sayfalarında kaleme aldığı ‘Lensler konuşabilseydi’ başlıklı köşesinde, çektiği fotoğrafların hikâyelerini anlatıyor.
Uşaklı Tuzcu Kadir, Selami Usta ve Kirkor’un unutulmuş hikayesi

Uğur Sümer, Uşak’ın Eşme ilçesine bağlı Güneyköy’den. 1970’lerde devrimci mücadele içinde yer almış ve 12 Eylül Darbesi’nden sonra 11 yıl cezaevinde kalmış. Sümer’i bu farklı alanlardan Uşak Ermenileriyle ilgili yazmaya çeken süreç cezaevi yıllarına dayanıyor. Önsözde Ermeni halkının yaşadıklarının farkına varmasının Hrant Dink’in katledilmesiyle gerçekleştiğini ifade ediyor. Bu tarihten sonra araştırmalarını derinleştiren Sümer, önsözde şunları aktarıyor: “Bu kitapta, insanlık dışı ve bir o kadar da trajik olan, bir halkın bu topraklardan topyekûn yok edilmesinin kayda geçmeyen küçük bir bölümünün gerçek hikayesini okuyacaksınız. (…) Tuzcu Kadir, Selami Usta ve Kirkor’un başlarına gelenlere hiçbir şey katmadım diyebilirim. Olayların geçtiği yerler de gerçektir.”
DOSYA Kayıp, karanlık ve dayanışmayla geçen beş gün

Sokakta, kamusal alanda Ermenice sloganlar atılması bizler için bir ilkti. Hayatımda ilk kez, 21 yaşımda sokaktaydım. O kalabalıkla bir şey paylaşıyor, karşı çıkıyor, bağırıyordum. O günden sonra uzunca bir süre, sokaklarda savunduğum şeyler için haykırmaya devam ettim. Adaletsizliğe karşı haykırmaya başladığım ilk gündü 19 Ocak 2007.
On sekiz sene

“Cinayeti kim işledi?” sorusuna gelecek olursak, deminden beri söylediğim sebeplerden dolayı bu soruya nokta atışı bir cevap vermek benim için zor. Fakat, bu soruya cevap vermek için sadece davalara değil cinayetten evvelki yıllara, Hrant Dink’i kimlerin hedef gösterdiğine de bakmak gerekir, zira öyle görünüyor ki insanlar o yılları unutma eğiliminde.
GENEL Hrant Dink'in fikir dünyası ve maruz kaldığı soruşturmalar

13-18 Ocak tarihleri arası 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme çabalarına odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. 16 Ocak Perşembe günkü ‘Zamanın Ruhu’ başlıklı söyleşide Gazeteci Ali Bayramoğlu, Dink ailesi avukatlarından Hülya Deveci ve İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, 19 Ocak 2007’de Hrant Dink’in öldürülmesinden önceki süreci ve hedef gösterilme sürecindeki toplumsal gelişmeleri, sosyal ve siyasi iklimi, o dönemin ruhunu konuştu. Söyleşinin moderatörlüğünü Işın Eliçin üstlendi.
TOPLUM Siamanto’dan Hrant Dink’e

Siamanto, gerçek adıyla Adom Yarcanyan, hemen tüm şiirlerinde halkının acısını dillendirmiş, ancak umudu ve mücadele azmini hiçbir zaman elden bırakmamıştı. Haksızlıklara karşı koyma, adalet arayışı, intikam ve bağışlama duygusu, ışık ve güzellik ideallerini anlattığı şiirlerinde üslubu büyülü, simgeseldi. Mücadelesi, ondan yüz yıl sonra aynı değerler etrafında kavga verecek olan Hrant Dink’le ortaktı.
“Bu arşivi teslim etmek ve özgürleşmek istiyorum”

Kendi tercih ettiği şekliyle politik belgesel fotoğrafçı Ali Öz şu an bir yayın organı için çalışmıyor. Ama çok uzun zamandır onun Türkiye'nin toplumsal ve siyasi hayatını kaydetmesi için bir yerde sözleşmeli çalışması gerekmiyor. Ali Öz'ün fotoğraf arşivi neredeyse elli yıla yıla yayılan Türkiye tarihinde emeğin hikâyesini belgeleyen, ayın zamanda her nevi toplumsal eylemi kaydetmiş karelerle dolu. Gazeteciliği iş gibi değil de hayatının merkezindeki temel uğraş olarak gören Öz açısından daha ağır basan motivasyon hangisi acaba: Politik sorumluluk mu, mesleki bir iştah mı, belgeleme arzusu mu?
Meşhur ve meçhul “Süreç”in içi ve dışı

Böylece Tek Adam Rejimi, son ara seçimlerden bu yana 7'si DEM’li 2'si CHP'li toplam 9 belediyeyi kayyımlamış oluyor. Şafak operasyonlarıyla, yani 04.30’da yatağından kaldırıp götürerek. O saatte, “Açmazsanız kapıyı koçbaşıyla kırarız” diye bağırarak. Bu olayların muhalefeti güçlendirdiğinin nasıl farkına varmıyor AKP derseniz, ekonominin ve her şeyin bu durumunda CB Erdoğan siyaseten kendini çok güvensiz hissettiği için panikliyor olabilir. Kendisinin İbrahim Tatlıses’le yaptığı düetin videosu epey anlamlı. Sahneye bu türkücüyle birlikte çıkıyor. Tatlıses "Haydi Söyle" şarkısını söyledikten sonra Erdoğan’ın elini öpüyor ve soruyor: “Önümüzdeki dönem aday mısınız?” Erdoğan böylece adaylığını ilan etmiş oluyor ve ardından “Urfalıyım Ezelden” türküsünü birlikte söylüyorlar .
DOSYA Ermeni basınında bir gelenek: 'Akrabamı Arıyorum' ilanları ne anlattı, ne anlatıyor?

13-18 Ocak tarihleri arası 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme çabalarına odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. 15 Ocak Çarşamba günü “Akrabamı Arıyorum” başlıklı üçüncü etkinlikte Agos’ta yer alan “Akrabamı Arıyorum” ilanlarından yola çıkılarak köklerini, kimliklerini arayanların hikayeleri konuşuldu. Ayfer Bartu Candan’ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide Jülide Aral, Pakrat Estukyan, Fethiye Çetin, Ayşe Gül Altınay konuşmacı olarak yer aldı.