LUSYEN KOPAR

Ankara Katliamı'nı anlatan 'Haşa’ filminin yönetmeni Gökhan Kaya: Görünenin aksine bu topraklarda kimse kimsenin azılı düşmanı değil. O nedenle bireyin yaşama değil ölme hakkını dahi elinden alan her türlü diktaya ve totaliter yapıya karşı durmamız gerekli.

Saçlarına kır düşmüş kadınlar, ellerini havaya kaldırıp gönül gözlerindeki yaşlarla Kutsal Topraklara gitmeyi dilemişler. Korkmamışlar yol bilmemekten, dil bilmemekten, adet- anane anlamamaktan, bilinmeyene yelken açmak istemişler. “Kudüs, Dört dinin başladığı, Mesih İsa’nın ana vatanı Kutsal Toprak sana gelmek, seni görmek dileğim” demişler ve kabul olmuş dilekleri.

‘Taşlı Yollar’ (Stony Paths) adlı filmin ‘Documentarist 9. İstanbul Belgesel Günleri’nde yapılan gösterimi için İstanbul’a gelen Arnaud Khayadjanian’la sohbet ettik.

Ermenistan’da sadece yardımlarla ayakta duran bir resim atölyesine sahip olmanın düşünü kuran ve “Çocuklar sokakta oynarken Ayvazovski olmuyor, onu bir masaya oturtup, eline kâğıt-kalem vermek lazım” diyen Aşot’la resim dünyasını ve hayallerini konuştuk.

Geçen Pazar sabahı habersizce çaldım yengemin kapısını. Yengem ellerini koca koca iki yana açarak, gözleri ışıl ışıl her zamanki gibi güleç aldı beni içeri. O anlattı ben sizin için kaleme aldım. Paregentan, Medz Bahk ve bayram yemeklerini.

‘O Ses Türkiye’nin sevilen yarışmacılardan Grup Zemheri'den Barış Demir, Umut Karabulut ve Kenan Güçlü, Agos’u ziyaret etti. Sohbetimizden kalanlar...

Bazen kapatıyorum gözlerimi dünyaya. Sesler, çığlıklar patlıyor kulaklarımda. İnsanlar görüyorum hayalle gerçek arası. Eskiden varlardı, şimdi yoklar. Anlattıkları geliyor aklıma. Yürüyorlar sessizce geçmişten bu güne, “bir vardık, bir yoktuk” diyorlar. Onlar anne, onlar baba, onlar evlat. Neredeler? Neden kayıplar? Neden yüz yıl sonra bile sessizlikte “Biz vardık ve varız” diye fısıldıyorlar vicdanlara.

Heğna Yaya’yı karşımıza aldık, anılarını dinledik. Onun hatırladıkları, Ermeni halkının 1915’ten bugüne yaşadıklarının izdüşümü gibi. İyi ki varsın Heğna Yaya, dualarında bizi de hatırla…

Sibel Üçal’ın ‘Haykır Yüreğim’ adlı, ‘Türk Hıristiyan İlahileri’ alt başlıklı albümünü dinlediğimde, profesyonel bir çalışma olduğunu düşündüm. Ancak Sibel Üçal’ın mütevazılığı beni şaşırttı. “Amatörüm” dese de, eşsiz bir sese ve yoruma sahip olan Sibel Üçal ile, yüze yakın ilahi bestelediği halde kendini müzisyen saymayan eşi Turgay Üçal, muhteşem bir albüme imza atmışlar. Sibel Üçal’la, Mega Müzik etiketiyle çıkan yeni albümü ve müzik hayatı üzerine konuştuk.