KARİN KARAKAŞLI

Karin Karakaşlı

ÜVERCİNKA

Bir acayip karnaval

Karnaval, esrik ve ürkütücü bir eğlence. Eski zamanlarda Hıristiyanların büyük perhizden hemen önceki günlerde değişik kılıklara bürünerek düzenlediği şenlik ve eğlenceler, bugünlerde çeşitli Avrupa ülkelerinde dinden bağımsız olarak da kutlanıyor.

Eski Yunan ve Roma toplumlarında karnaval, insanların ruhani boşluklarını doldurmak için toplu olarak yaptıkları bir eğlence çeşidiydi. Bu dönemde karnavallarda maske takarak kötü ruhların uzaklaştırılacağına inanılırdı. Kimileri totem misali belli hayvanların kılığına girerek geçici olarak o hayvanların gücünün kendilerine geçtiğine inanırdı.

Maskeli balo ve karnavallarda çılgınlık doruk noktasına ulaşır. Günlük hayat içerisinde hoş karşılanmayacak ne deni aşırılık varsa, karnaval bunların yaşanması için ‘meşru’ zemin sağlar. Günlük hayatın orta yerinde, anlaşılmaz, katlanılmaz şeylere dair biriken cinnet, karnaval eşliğinde bir miktar da olsa boşaltılır.

Geçenlerde Luxus’un ‘Acayip Şeyler’ şarkısını dinlerken o karnaval duygusunu yaşadım. 2005 yılının şubat ayında kurulan topluluk; keman, akordiyon, akustik gitar, perküsyon, klarnet, bas gitar ve davul eşliğinde bir karnaval atmosferi sunuyordu. Solo vokal ve kemanda Alper Bakıner, klarnet ve vokalde Kamucan Yalçın, akordeon ve trompette Ozan Akgöz, perküsyonda  İsmet Kızıl, gitarda Barış Bölükbaşı, bas gitarda Ömer Erciyes ve davulda Burak Beyrek’ten oluşan Luxus; müziğini ve muhatabını şöyle özetliyordu:  “Biz; son kalan kar birikintisini oynaşmaya mekân tutmuş iki çılgın kedi için çalarız yalnızca, ve lakin herkes bundan sebeplenir .” Aynı isimli ilk albümünde grup hedefini,  eğlence olgusuna hipnotik bir boyut kazandırmak şeklinde açıklamıştı. Nitekim ‘Acayip İşler’ şarkısı, her enstrümanın kendinden geçtiği, kelimenin gerçek anlamıyla doğaçlamaya giriştiği deli müziği kadar, bizi el insaf noktasına getiren saçmalıklar karşısındaki duygularımızın ifadesi sözleriyle de on ikiden vuruyor ruhu.

Düşündüm zararın neresinden dönsem 
Etrafıma milimetrik çizgiler çeksem Benim tanrımın son duaları bunlar Bir koşu ölülülerimi gömüp de gelsem 

Akla ziyan şeyler yaşadığında, zarar açısından dönülmez akşamın ufkunda sayılırsın. Bir kere sınırsız yaşamışın ya, zul gelir koruma hatlarının ardına geçmek. Ki ezelden beri nefret etmişin milimetrik hesaplardan, incecik çizgili, minicik kareli o defterlerden. Gün gelir ‘benim tanrımın’ dersin, zira tanrılarınız bile ayrı olmalıdır bu denli yanılmışsan. Ve yaşarken ölenlerini toprağa vermen gerekir, idrak etmek için bir şeylerin bittiğini, birilerinin daha gittiğini.

Bana bir şeyler oluyor Acayip şeyler oluyor 

Elde ne kalır? Yine sen ve sen baş başasınızdır gök kubbenin altında. Acayip gelir her şey. Olmazmış gibi. Öte yandan o kadar ısrarla ve devamla olmaktadır ki, eskiyi, kendi doğalını unutursun. Hayat, yeni bir düzen dayatmaktadır, yörüngelerden çıkarsın. Kendi eksenindeki o bildik semaya durursun yine. En iyi bildiğin şeye. Dön gele dön gele.

Hanginiz gördünüz mavi kafalı bir fil ? Hanginiz atmosferden benim kadar rahatsız ? Şimdi kırıp dizlerinizi oturun bakiyim yerlerinize Zaman geçirmeden başlayın siz de Son duanızı etmeye

Kendinden geçtiğinde artık her şey mümkün. İşte yine büyük cümlelerinin sonuna geldik dayandık. Aslalar, hiçbir zamanlar, mutlakalar, şüphesizler, hepler hükümsüz. Yeni bir ben çıkar içinden. Kederden öfkeye, inanmazlıktan tevekküle sarkaç misali gidip gelen… Çentikleri dizdiğin tespihi eline alırsın bir kez daha. Bak biraz daha uzamış, taneleri daha ele gelir olmuş. Senin de ellerin daha bir titrek. Yılları böyle hissedersin işte, yaşlanmayı böyle.

Bana bir şeyler oluyor Acayip şeyler oluyor 

Cümlelerin kesik kesik. En çok da ünlemler var dilinde. Gözyaşın çarpık gülüşünde saklı. Hayal kırıklıkların bakışında. Göz bebeklerin daha büyük, gözünün çevresindeki çizgiler biraz daha belirgin. Acayipmiş hayat. Tünediğin kaldırım kenarları şahit. Sana bir şeyler oluyor sahi. Acayip şeyler oluyor. Nasılsın sorusuna cevap veremediğin, zaten artık konuşmak istemediğin şeyler.

O halde gelsin karnaval. Gelsin bu da geçer kadehi. Kendi şerefine kaldırdığın demli hayat iksiri. Klarnetle keman buluşsun en uyumluların ayrılığına inat. Elbet geçer bu aval aval bakma halin. Sen sevginde her şeyden daha acayiptin.