Kaynaklar sınırlı tüketim sınırsız

ADNAN SARACOĞLU

Çocuklara sorulduğunda çoğu maceralı, aksiyonlu, heyecanlı şeyler okumak istediklerini söylüyorlar. Öğretmekten zihinleri  nasır bağlayan yontma taş devri yazarları hızla buharlaşırken, alt türlerin hakkını vermek için türlü hayallerini piyasaya süren cesur yazarlarımız  günden güne artıyor. Bilim kurup edebiyata uyananlar ise fantastik diyarı arşınlayanlardan hemen sonra geliyor nicelik ve nitelikçe. Az uz değil;  çocuk edebiyatımızın artık bilim kurgu üçlemeleri, yapay zeka dertleri, Mars yolculukları, yumuşatılmış kıyamet senaryoları var.

Sonsuz’un hayatı

Teknik aksaklıkla başlayan kitap, tekniğin kontrollü kullanımı tezini işliyor. Uzaydı, muzaydı iyi ama her çalışmanın ruhunda sorgulama, etik duyarlık ve kamuoyuna açıklık olmazsa, fetişleştirilen teknolojinin gezegenimize ve galaksimize ne çoraplar örebileceği, bilinçli kullanıcı insanın, bilinçsiz tüketici ve sonunda bildiğimiz köle haline gelebileceği uyarısı yapılıyor.

Sonsuz adlı kız, efsanevi savaş muhabiri Selva Juarez'in ve Mars'ı bayındır hale getirmeye çalışan devasa bir şirketin ortaklarından Nuno Juarez'in kızı. Annesinin ölümünden sonra bir nebze yalnızlaşan Sonsuz'un hayatı, dünyayı yok etmesi muhtemel Mavi Yıldız'ın zihin dünyalarına çarpması sonrasında allak bullak oluyor. Önce Pahana adındaki yapay yerleşim merkezine -Dubai'ye ne çok benziyor- yerleşiyor babasıyla. Yapay zekâ Edward'ın hemen her şeyi denetlediği ve belirlediği  Orwellyen tüketim mabedi  Pahana'da, zafer ilanlarıyla müthiş indirim günleri başlar ve bitmek bilmez.  

Ana karakterlerin Latin Amerika esintili isimlerini, Can, Canan, Erdem gibi derin anlamlı ve metaforik Türkçe isimlerin takip etmesi yerelden evrensele uzanan kültür şebekemizi ima eder zariflikte. Çoğu kitapta böylesi onomastik esprilerle karşılaşmıyoruz.

Dilge Güney, kötülüğün doğasını tartışıyor. Eylemlerle dile gelen kötülük; ihmalkârlık, ölüm, yıkım, dezenformasyon saçıyor. Ancak kabaca iyiler ve kötüler arasına yerleştirmiyor sarkacı. Her yüzleşmede, kötülüğün kaynağı sanılabilecek kişiyi görece aklıyor; yaptığının kötü olduğunu, kendisinin kötü olmadığını ya da olmayabileceğini sezdiriyor. Kötülerin kötüsü Terebris hanedanı bile epey uzaklarda neredeyse muhayyel bir kötülük odağı olarak zayıf tutuluyor. Bu yönüyle çocuğun zihninde, kötülüğü ve kötüleri alt edilemez değil, anlaşılır ve savuşturulur kılıyor. Gene de sorgulama, eleştirel bakma şart!

Distopik yapıtlarda akıllı başlı insanlar hemen her zaman, periferide, yer altında, şekilce sevimsiz, çorak, kokuşmuş yerlerde ya da haşin doğada mevzilenir. Kitapta Sonsuz'un konforunu bozan Can, tüketim mabedinden özenle yalıtılan mis gibi ormanları, doğasıyla Laniakea köyünde yaşar. Merakından sızdığı Pahana'da karşılaşır Sonsuz ile. Mekanik yalancı cenneti zihnine çarpar Sonsuz'un. Yalan çemberinin fiyakasını bozdukça şaşırtır ve güvenini kazanır.

Mars'a gönderilen mekiklerin akıbeti nedir? Yapay zekâ Edward'ın tasarımcısı Canan neden Pahana'da değil de teknoloji fukarası Laniakea'da yaşamaktadır? Can'ın babası  gökbilimci Erdem Mavi Yıldız hakkındaki hangi gerçeği açıkladıktan sonra sırra kadem basmıştır? Kitabın başında arızalanan dördüncü mekik ne zaman onarılacak? Peki ne akan ne kokan üçüncü mekik hakkındaki ölümcül gerçek nedir? Sorular cevaplandıkça özenle ve hormonla yetiştirilen ileri teknolojinin  kuyruklu yıldızdan çok daha tehlikeli olduğunu öğreniriz.

Bilimsel verilerin cazibesine kapılmış gitmiş, uzay kolonilerinden, ışınlanmadan, zaman yolculuğundan, solucan deliklerinden, evrenin bükülmesinden bahsederken, daha kapımızın önünü süpürmekten aciz olduğumuz gerçeğini yüzümüze çarpıyor kıymetli yazar. İçimizdeki canavarla yüzleşmeden, ırk, dil, din, kültür çeperlerini çatışmaya istepne kılmadan uzay bizim neyimize demeye getiriyor. Bilimsel ilerlemeci mitoslar kadar, antik toplum bilgeliğinin önemsenmesini salık veriyor. Hopi yerlilerinin meşhur “görü”lerinden tutun da, latin özdeyişlerine ve Bhagavat Gita gibi destanlara kadar insani savunma hattımızın şifahi kanonlarını sayıp döküyor.

Dramatik gerçekliği bozup insana yapaylık, yapay zekaya doğallık kuşandırıyor. İnsan vicdanını köreltmeyi başarmışken, yapay zekânın vicdanla imtihanını diken üstünde seyrettiriyor.

Çocuk edebiyatının bilim kurgu hattını döşeyen kitabın en zayıf yanı satır aralarında zaten yer alan eleştiriyi kaba bir manifestoyla kitabın sonunda yinelemesi. Sakince dile geleni bağırarak yeniden dillendirmeye ne hacet?

Evrendeki kara delikten değil de gönlümüzdeki kara delikten kopacak kıyamet!

Mavi Yıldız

Dilge Güney

Altın Kitaplar

160 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ