10 Ağustos 2021'de kaybettiğimiz gazeteci Raffi Hermon Araks’ı 1979’da başını çektiği ‘Menk Nor Serunt’ oluşumunu ve yayınlarını hatırlayarak analım.
Gazeteci, sivil toplum aktivisti, çevirmen Raffi Hermon Araks’ı 40 gün önce yitirdik. Anısını yad ederken tam da onun tarzı ile bugünü yakın geçmişe bakarak yorumlamak için 1979-1980 yılların İstanbul’unda başını çektiği “Menk Nor Serunt” (Biz Yeni Nesil) oluşumundan, bu oluşumun bir ürünü olan aynı adlı gazete ekinden bahsedeceğim. İşe MNS’nin (Menk Nor Serunt) yayınlandığı Marmara gazetesi arşivinde bu sayfaları dijitalize edip neredeyse tüm yazıları okuyarak başladım. Hye Tert organizasyonuyla 16 Eylül akşamı gerçekleştirdiğimiz çevrim içi toplantıya oluşumun üyelerinden Pakrat Estukyan, Sarkis Paçacı ve Talar Hisarlı Horozoğlu konuşmacı olarak katıldı. Söyleşi ve MNS arşivi yazıma da yol gösterecek.
Türkiye 1970’lerde siyasi çatışmaları ve kutuplaşmalarıyla çalkalanıyordu. Ecevitli günlerde sıkıyönetim ülke çapında yaygınlaşmıştı. 1974’de Kıbrıs’a müdahale edildi, 1979’da Abdi İpekçi öldürüldü. ASALA el yakıyordu. Büyük şehirlerde üniversiteleri etkisi altına alan ideolojik gerilimler gazete ve dergi sayfalarından sokak çatışmalarına yansıdı. Siyasi çalkantılar, paralelinde yeni ideolojik arayışları da getirdi. Siyasi ve sosyal hareketliliğin o dönem Ermeni toplumuna bir yansıması, “Menk Nor Serunt” oluşumudur.
Dostlarının anlatımıyla ‘kanı kaynayan, yerinde duramayan’ Raffi Hermon Araks lise yıllarından itibaren tiyatro, müzik, basın-yayın faaliyetleriyle ilgilenir, aktif kişiliği şekillenir. 1978’de Marmara gazetesinde gönüllü muhabir olarak röportajları, yazıları yayınlanır. Pakrat Estukyan Raffi Hermon’u anlatmak için Baruyr Sevag’ın ‘Sardarabad’ şiirinin girişini hatırlatıyor: “Yerp Çi Mnum Yelq U Car Henternen Kdnum Hnar” (Çıkış yolları tükendiğinde çözümü deliler bulur.)
Getronagan Derneği’nde buluşmalar
Bir süre öğrencisi olduğu Getronagan Lisesi’nden sınıf arkadaşları, ağabeyleri ve kardeşleri ile dernek çatısı altında aktivist bir grup kurma fikrini paylaşır. Sarkis Paçacı, Şahin Der Hovhannesyan ve Nişan Şirinyan oluşumun çekirdek kadrosudur. Getronagan Derneği’ndeki hararetli toplantılarda düşünceleri yaygınlaştırmak için bir gazete çıkarma fikri doğar. Oluşuma daha sonra katılan Pakrat Estukyan o günlerin Getronagan Derneği’nin oldukça hareketli olduğunu, Sayat Nova Korosu’nun, tiyatro kumpanyasının, yaşça onlardan büyük yönetim kurulunun, okul mezunlarının buluşma yerinin, dernek lokali olduğunu hatırlıyor. Araks, kurucu ekibin gayretleri ile bu aktivitelere katılan, gözüne kestirdikleri gençleri de MNS’ye davet eder. Hayatını gurbette sürdüren Gülnar Yoldaş ile birlikte oluşumun 2 kadın üyesinden biri olan Talar Hisarlı Horozoğlu o günlerin kendisine neler kattığını özetliyor: “Apolitik olmaya zorlanmış, baskılanmış Ermeni toplumunun bir üyesi ve bir kadın olarak fikirlerimi burada özgürce kâğıda dökme, geliştirme fırsatını buldum. Toplumsal sorunlara ilgim, öz güvenim burada pekişti. Kadının ev dışında, toplum içerisinde etkin olması için mücadelemiz MNS’den sonra da devam etti. Bugün iş yerimde çalışanların %99’u kadın.”
Zengin kadro
MNS ekibine yazıları, şiirleri, fotoğrafları, karikatürleri ile Ara Nubar, Haçik Bayvertyan, Hrant Kalataş, Panos Alaryan, Garbis Pulur, Loris Arman Bardizbanyan, Kapriel Babigyan, Sarkis Ekmekçi (Hadzbanyan), Hagop Hergelyan, Hovhannes Gözmen, Krikor Markaryan, Minas Oflaz, Sarkis Baharoğlu, Mıgırdiç Toros (Ardzivyan) destek verdi. Tavsiye üzerine yazar ve gazeteci Rober Haddeciyan’ın kapısını çaldılar, tamamı Ermenice organ kabul gördü, günlük Marmara gazetesinde aynı adlı sayfalar yayınlanmaya başladı. Ancak dönemin Ermenice gazeteciliği için olağan dışı bu sayfaların ömrü uzun olmadı. 17 Ekim 1979’da yayına başlayan “Menk Nor Serunt”un 16 numaralı son sayısı 12 Haziran 1980 tarihini taşıyor. MNS ekibi yaz mevsiminin ardından yeniden bir araya gelmeyi planlarken 12 Eylül darbesi gerçekleşmiş, dernekler kapatılmıştı. Raffi Hermon Araks ile birlikte oluşumun başını çeken bazı üyeler güvenlik nedeniyle yurt dışına çıkınca MNS sayfalarının yayını son buldu, ekip dağıldı.
‘Gençlerin sesi duyulmuyor”
MNS’yi bugün de ilgi çekici kılan neydi? İlk sayısında okurlara yönelik birkaç sorudan oluşan ankete gelen bir mektup, sadece MNS’nin çıkış amacını değil, bugüne dair temel bir eksikliğe de işaret ediyor. İlkokulu Ermeni okulunda okuduktan sonra eğitimlerine mahalle okulunda devam ettiklerini belirten bir grup öğrenci, Ermenice okuma alışkanlıklarını kaybetmemek için gazete takip ettiklerini ifade eder, ancak günlük Ermenice gazetelerde kendilerine hitap eden güncel konular bulamadıklarından yakınır, MNS’den bu ihtiyaçlarını gidermesini talep eder. MNS’nin başlıca hedef kitlesi üniversite gençliğidir. Sütunlarda bugün pek az örneğine rastladığımız verimli, genç bir imecenin ürünleri yer alıyor. Evrensel değerlerin ışığında kimlik bilincinin pekiştirilmesi ve onun olmazsa olmaz aracı Ermenice kullanımının yaygınlaştırılması için ciddi bir çaba sarf edildiğini görüyoruz. Talar Hisarlı “Klasik kültür-sanat yayıncılığı niyetinde değildik, fikirlerimizi yaygınlaştırmak için yanıp tutuşuyorduk” diyor.
Sayfalarda gezinelim
MNS ilk sayısından itibaren mezunlar derneklerini konuk edip çalışmalarına dair bilgiler vermiş. Dernekler, dernekçilik MNS’nin her sayısında baş köşesinde. Okullarımıza öğretmen alımı şartlarını, öğretmenlerin o günlerde yaşadığı sorunların bugünlerden pek de farklı olmadığını bir röportajdan öğreniyoruz. Garbis Pulur bir yazısında 20. yy’da popüler olan Halk Bilimi’nin folklorik danslardan ibaret olmadığını vurgularken MNS yazarları toplumcu sanat anlayışını benimsediklerini sık sık ifade ediyor. Nesiller ve cinsiyetler arası iletişim problemlerinin, insan haklarının, kadınların toplumdaki yerinin sorgulandığı makaleler, sosyal ve politik içerikli karikatürler, şiirler, Sovyet Ermenistanı’ndan haberler sayfalardan adeta taşıyor. Estukyan’ın verdiği bilgilere göre o dönemde kapalı kutu olan Ermenistan’dan haberler ulusal kısa dalga radyosundan veya SSCB İstanbul Başkonsolosluğu kütüphanesine gelen Ermenice gazetelerden derleniyordu. Verilen bir habere göre Yerevan saat fabrikasının her yıl ürettiği 2 milyon saat 50’den fazla ülkeye ihraç ediliyormuş. İlk günden Diaspora Ermenileri’ne dair veriler; örneğin ABD’de o dönemde yayınlanan basın yayın organlarının sayısı ve tirajı; sayfalarda yer bulmuş. Diaspora basınının MNS’den alıntılarını gösteren bir liste sayesinde iletişim halinde olduklarını anlıyoruz.
El yakan konular
MNS Türkiye’nin sol tandanslı gündemine, fikri tartışmalarına da her daim açık. Çetin Altan ile yapılan röportajda Marksizm ile Freudyen anlayış tartışılıyor. Altan röportajın bir bölümünde Tanzimat döneminde demokratikleşme hareketine destek veren Ermeni milletvekillerinden bahsediyor, çok yeni olan ‘Türk yerine Türkiyeli’ kavramını burada da söz konusu ediyor. ASALA eylemleri ve alçak sesle konuşulan Ermeni Soykırımı tabii el yakan konular. MNS dolaylı yoldan görmüş, Şair Suat Vardal’ın dönemin Sanat Emeği dergisinde yayınlanan “Ermenilerin büyük acısı, yüreğimde duyuyorum” dizesiyle başlayan şiirine 2 dilde yer veriyor. Sarkis Paçacı’nın Gırgır’dan arkadaşı Hasan Kaçan’ın MNS için çizdiği bir karikatürde yine dönemin ABD karşıtı iklimini okuyabiliyoruz. Dönemin ikonlarından Nazım Hikmet’i anlatan bir yazının imzası Raffi Hermon’a ait.
1979 Gomidas Vartabed’in doğumunun 110. yıldönümüne denk geliyor. Sadece yazılarla değil karikatürist Sarkis Paçacı da köşesinde Vartabed’i konu ediyor. “Müzik eğitimini batıda Anadolu halklarının müziğini çalışmak için aldığını bizim batı sevicisi gençliğimiz biliyor mu acaba?” diyerek eleştirisini yöneltiyor: “Senin her zaman var olduğun yerde biz artık yokuz.” Paçacı köşesinde toplumun ana diline olan ilgisizliğini de mizahi dille gündeme getirmiş.
Rober Haddeciyan faktörü
Gazetenin yayın yönetmeni Rober Haddeciyan ‘başyazar’dan mektup’ köşesiyle ilk sayıdan itibaren MNS sayfalarında yer alıyor. Yazılarında MNS’ye dair samimi bir sevinç ve umut hâkim. Pakrat Estukyan’ın ‘kültürel emperyalizm’ yazısında gazeteye dair bir eleştirisine aynı sayfadan yapıcı bir yanıt veriyor. Estukyan MNS’de sol’dan esen rüzgâra karşı Ermeni burjuvazisinin hoşnutsuzluğuna ve tepkilerine rağmen Haddeciyan’ın destek verdiğini belirtiyor: “Bu onun entelektüel kişiliğinden kaynaklanıyor. Marmara gazetesinde, Haddeciyan’ın imzası altında yayınlanmasaydı MNS’nin sesini çok daha erken ve ağır şekilde kesmeye çalışırlardı.” Kurumlarını ayakta tutmak için mümkün olduğunca sessiz ve nötr kalmaya çaba gösteren yöneticiler MNS’nin Ermeni toplumu için bir tehdit ve tehlike oluşturacağını o gün de ifade etmişler. Estukyan bu tepkinin anlaşılır olduğunu, ancak muhafazakarlık içerisinde yeni fikirlerin gelişemeyeceğinden bahsederek, MNS zihniyetinin yıkıcı değil aksine kimlik bilincine dair onarıcı, yapıcı, geliştirici bir çizgide ilerlediğinden bahsediyor. Tarih tekerrür ediyor, 2000’li yıllarda şekillenen ‘Nor Zartonk’ ilerici hareketini sağlıklı değerlendirebilmek için Menk Nor Serunt’u hatırlamak gerekiyor.
Kısa ömürlü Menk Nor Serunt’un dolu dolu sayfalarına, Raffi Hermon Araks’ı andığımız söyleşimizin video kaydına Hye Tert internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
(23.09.2021, Agos)