Diyarbakır'da tutuklu yargılanan gazeteciler 400 gün sonra tahliye edildi

Serdar Altan, Aziz Oruç, Mehmet Ali Ertaş, Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

15’i tutuklu 18 Kürt  gazetecinin yargılandığı dava ikinci gününde devam etti.

Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada "örgüt üyeliği" suçlamasıyla yargılanan gazeteciler ve avukatları hazır bulundu.

Duruşmaya, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatlarının yanı sıra HDP Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren de katıldı. 

Tutuklu gazetecilerde Aziz Oruç savunmasında iddianamede bir haberin bir diğer habere delil olarak sunulduğunu söyledi. Oruç, şöyle devam etti:

"İddianame haberle dolu, bu kadar haberle dolu bir iddianame ilk kez görüyorum. İddianame de ‘gazetecisiniz ama teröristsiniz' denilerek damgalanıyorsunuz."

"AKP döneminde siyasetçiden fırıncısına kadar herkes 'terörist' olarak damgalanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan AYM üyelerini dahi 'terörist' olarak niteledirdi. Bir AYM üyesi dahi böyle suçlama ile karşı karşıyaysa gerisini siz düşünün. Böyle bir sistemde Anayasa’ya uygun karar nasıl çıkacak?"

"2 gündür derdimizi ne kadar anlattık bilemiyoruz. 400 gün sonra gelip bir mahkeme salonunda yargılanmak başlı başına skandal. Bize 'Neden magazin ve spor haberleri yapmıyorsunuz' diyorlar. Yapabilirdik ancak bir hakikat varken ondan vazgeçmek, onu yazmadan, onu sormadan olmaz."

Gazeteci Suat Doğuhan da, 13 aydır tutuklu olduklarını  hatırlatarak "Adil yargılanmanın koşulu hızlı yargılama yapılmasıdır” dedi. Doğuhan şöyle konuştu:

“Ama biz 13 ay sonra mahkeme yüzü gördük. Kendi işyerimde çalışmam örgüt çalışması gösterilmiş. Pia'nın ortağı olmam sır değil. Resmi olarak kurulmuş, vergisini veren bir iş yeridir."

“Kurumların yan yana olması örgütsel bir faaliyet olarak gösterilmiş. Herkes bilir ki Türkiye basını, televizyonu, radyosu İstanbul İkitelli'de hepsi yan yanadır. Bir örgütsellik yakınlık ilişkisi kurulacaksa oradaki basının tümünün örgüt üyesi olması gerekir.”

İsviçre'de cezaevinde bulunan dayısı ile yaptığı telefon konuşmalarının da suç olarak gösterildiğini belirten Doğuhan, "Savcı buradan bir suç bulacağını düşünmüş. İddianame böylesine ciddiyetsiz şekilde hazırlanmış" dedi.

18 gazetecinin savunmalarını tamamlamasının ardından, açık ve gizli tanıklar dinlendi. Tanıkların dinlenmesinin ardından savcı, mütalaa verdi. Savcı, tutuklu gazetecilerin tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Savcının mütalaasından sonra gazetecilerin avukatı Resul Temur savunma yaptı. 

Temur, Türkiye’de son bir yılda 30 Kürt gazetecinin tutuklandığını söyledi ve  "Bu veri dahi tek başına gazetecilerin nasıl bir yargı taciziyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor." dedi. 

Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu gazetecilerin tümü hakkında adli kontrol şartıyla tahliye kararı verdi.  

Ayrıca mahkeme tüm gazeteciler için yurt dışı çıkış yasağı getirdi ve duruşmayı 9 Kasım'a bıraktı.

(Mezopotamya Ajansı)

Kategoriler

Güncel