OHANNES KILIÇDAĞI

Ohannes Kılıçdağı

MUHALEFET ŞERHİ

ABD'de üniversitelerdeki Filistin eylemleri ve "Protesto"

Bizzat Başkan Biden, “Bunlar Sorosçu” demese de, “binaların camlarının kırıldığı, derslerin ve sınavların yapılamadığı, mezuniyetlerin gerçekleşmediği” gerekçesiyle bu protestoların “barışçı” olmaktan çıkıp kanunsuz hâle geldiğini söyledi. Malum, Türkiye’de de bu gerekçeler sık sık kullanılır. Hatırlarsınız, Gezi protestoları için de benzer sözler söyleniyordu. Gelin, bu ‘barışçı protesto veya gösteri’ tabirinin alt okumasını yapalım.

İsrail’in Netanyahu hükümetinin Gazze’de hepimizin gözleri önünde sürdürdüğü soykırımı protesto için ABD sathında üniversitelerde yapılan protestolar büyüyerek devam ediyor. Yalnız ABD’de de değil, Kanada ve Avrupa’da da birçok üniversite bu protesto dalgasına dâhil oldu. Ben de dâhil birçok kişi, Batılı devletlerin Gazze’deki kıyım karşısında takındıkları tutumu eleştiriyor. Bu kıyıma karşı dünyadaki en etkili protestoların gene Batı’dan yükseldiği, yükselebildiği de bir başka gerçek. ABD’de gösterilere karşı olanlar da var tabii. Hatta, Türkiye’de bizim çok alışkın olduğumuz biçimde, gösterilerin arkasında George Soros ve “liberaller” olduğunu iddia edenler bile çıktı! (Her şeye böyle yaftaları hemencecik yapıştıran anlayış, artık adına ne diyeceksek, küresel bir akım ve ciddi bir çalışma konusu.) Bizzat Başkan Biden, “Bunlar Sorosçu” demese de, “binaların camlarının kırıldığı, derslerin ve sınavların yapılamadığı, mezuniyetlerin gerçekleşmediği” gerekçesiyle bu protestoların “barışçı” olmaktan çıkıp kanunsuz hâle geldiğini söyledi. Malum, Türkiye’de de bu gerekçeler sık sık kullanılır. Hatırlarsınız, Gezi protestoları için de benzer sözler söyleniyordu. 

Gelin, bu ‘barışçı protesto veya gösteri’ tabirinin alt okumasını yapalım. Ağzı “barışçı protesto” diyenin zihninden geçen nedir, ona bakalım. Bunu diyen aslında şunu diyor: “Siz protestonuzu yapın ama hiçbir şey aksamasın, yolundan çıkmasın, rutin bozulmasın, her şey nasıl akıyorsa öyle akmaya devam etsin, sonunda da bir şey değişmesin, olacak olan olsun.” Sizin anlayacağınız, bir nevi mastürbasyona izin var. Etrafı çitlerle çevrilmiş, ehlileştirilmiş, bir hobi olarak steril protesto!

Peki, bir protestoda illa yakma-yıkma mı olması gerekiyor? Tabii ki hayır. Ama rutine dair bir şeyleri değiştirmesi, aksatması, etkili protestonun veya gösterinin olması ve olağan karşılanması gereken bir özelliğidir. Bunun çeşitli yolları olabilir: boykot, yolları, kamusal alanları kapama... (Tam olarak protesto veya gösteri kategorisinde olmasa, bağlamı farklı olsa da, grevi de sonuç alma, bir şeyleri değiştirme ihtimali olan, etkili bir eylem olarak anabiliriz. Onun içindir ki otorite/iktidarlar grevden, hele hele toplu grevden çok çekinirler.) Hâlihazırda ABD üniversitelerinde öğrencilerin Gazze protestosu amacıyla kampüs içinde kamp kurması da bu çerçevede değerlendirilebilir. Bu, üniversitenin normal işleyişini aksatabilir mi? Aksatabilir ama olması gereken de budur zaten. Hele protesto ettiğiniz şey, aralarında binlerce çocuğun bulunduğu on binlerce sivilin katledilmesiyse, bırakalım da rutin biraz bozuluversin, dersler ve mezuniyetler aksayıversin! Bu ikisini terazinin iki kefesine koyup tartmak bile züldür. Velhasıl, bir protestonun veya gösterinin, başka birilerinin canına kastetmediği, diğer insanlara doğrudan fiziksel zarar vermeye yönelmediği sürece rutini, olağan akışı bozması, eşyanın tabiatı gereğidir.

Ayrıca şu hususu da belirtmek gerekir: Bir protestoya bazen binlerce hatta on binlerce kişi katılır. Bunların hepsini teker teker kontrol altında tutmak mümkün olmaz. Hepsinin protesto boyunca her yaptığı veya her söylediği doğru olmayabilir, bazıları bazı ilkeleri çiğneyebilir fakat bu, o şeyi protesto etmenin yanlış, haksız veya yersiz olduğu manasına gelmez. İster Gezi, ister Gazze protestolarını düşünün; bunlara katılan on binlerce kişi arasında yanlış söz söyleyenler, yanlış harekette bulunanlar olmadı mı? Oldu ama bunların hiçbiri, hem Gezi protestolarının hem Gazze protestolarının haklı olduğu gerçeğini değiştirmez. Önemli olan, meselenin esasına veya belirleyici yanlışa odaklanmak. Ben de bulunduğum yerde bazı Gazze protestolarına katıldım. Oralarda yapılan her şey hoşuma gitti mi, söylenen her şeyle hemfikir oldum mu? Hayır ama hepsinin fevkinde bir kötülüğü protesto için orada olmam gerekiyordu, oldum. 

Ayrıca, eğer belli bir şeyin protestosu hem uzun, yani haftalarca, aylarca sürüyor hem de başka yerlere yayılıyorsa, onu mümkün kılan motivasyona, onun arkasındaki toplumsal dinamiklere odaklanmak gerekir. Bunu yapabilmek için de protestolara ve protestoculara polis veya savcı gözüyle değil sosyolog gözüyle bakmak lazım.