İstanbullu Ermenilerin beklediği, bir “kilise”den beklenecek asgari nezaket kuralları idi. Bunun olmaması İstanbullu Ermenileri üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı. Yoksa ‘Paşinyan Patrikhane’yi mutlaka ziyaret etsin’ diyen, zaten yoktu. Şunu söylemeden edemeyeceğiz: Az önce aktardığımız bölümde Patrik Maşalyan diyor ki “Zaten Sayın Paşinyan, İstanbullu Ermenilerden daha zeki ve ne olduğunu çok iyi anlıyor” Bilemiyoruz bu konu belki de Başbakan Paşinyan’ın çok da takılmadığı bir konudur. Ama biz (kendini bir şekilde ev sahibi hisseden) İstanbullu Ermenilerin büyük bir kısmı olarak Patrikhane’nin bu tutumunu sindiremedik. Bir not daha: Sahak Sırpazan, sizi seçen de İstanbullu Ermeniler idi. Dokuz bin oyla. O zaman zekilerdi de şimdi mi zeki değiller?
Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan ABD dönüşü ayağının tozuyla bir basın toplantısı düzenledi ve Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın İstanbul ziyaretinde Patrikhane’nin neden kapalı olduğunu bir de kendisi gerekçelendirmek istedi.
Hatırlanacağı gibi ziyaret sırasında Paşinyan Kumkapı Ana Kilise’yi ziyaret ederek mum yakmış, kendisini hiçbir ruhani karşılamamıştı. Sonrasında tam karşıdaki Patrikhane’nin arka bahçesindeki Gomidas heykeline de çiçek bırakmıştı Patrikhane o gün kapalı olduğu için kendisine Kumkapı Bezciyan Okulu yöneticileri refakat etmişlerdi.
Paşinyan bir süredir Ermenistan’da Ana Taht olarak tabir edilen Eçmiadzin’de ikamet eden Tüm Dünya Ermenileri Katolikosu II. Karekin ile siyasi bir gerilimin içinde. Paşinyan Kadife Devrim ile iktidara geldiğinden bu yana Katolikos’u zaten eski rejimle işbirliği içinde olduğu ve oligarşik sisteme göz yumduğu gerekçesiyle eleştiriyordu. Katolikos da 2020’deki Karabağ Savaşı sonrası ülkede oluşan Paşinyan karşıtı muhalefetle birlikte görünmekten hiç çekinmedi.
Son günlerde Paşinyan Katolikos’a yönelik tavrını daha da sertleştirmiş durumda. Dünyadaki tüm Ermeni Apostolik Kiliseleri gibi, Eçmiadzin ile –tam anlamıyla hiyerarşik değilse de- ruhani bir bağ içinde bulunan Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin bu konuda Paşinyan’a soğuk bakması beklenmedik bir durum değildi. Ancak Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecinin kritik bir aşamasında İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceği böylesi kritik bir günde Patrikhane’nin kendini kapatması, Türkiye Ermenileri tarafından anlaşılmadı ve büyük kısmınca -özellikle sosyal medyada- tepkiyle karşılandı.
Patrikhane az önce belirttiğimiz gibi bu tepkilere karşı yaptığı yazılı açıklamada "Patriklik Makamımız Sayın Başbakana tepkisini hissettirmeyi uygun addetmiştir. Burada amaçlanan, mevcut gergin ortamın tüm Ermeni dünyasında hoşnutsuzluk akımı ve olumsuz bir ortam yaratmış olduğunu yansıtmaktır" dedi. Tüm bu süreçte Patrik Maşalyan ABD’de önceden planlanmış bir ziyaretteydi.
3 Temmuz günü Patrikhane’de İstanbul Ermeni basınının davet edildiği toplantıda Patrik Maşalyan Patrikhane’nin tutumunu bir de kendisi anlatmak istemiş olsa gerek. Patrik Maşalyan Paşinyan ile Katolikos arasında siyasi bir çekişmenin varlığını kabul etmekle birlikte, Paşinyan’ın Katolikos’a karşı kullandığı sert ifadelere karşı bir tutum sergilemek istediklerini, Paşinyan’ın süreçteki tavrının kendilerini de incittiğini, zaten tüm dünyadaki Ermeni kiliselerinin de benzer bir tavır aldığını söyledi.
Biz de Agos olarak kendisine, bunun tam da söylediği gibi “siyasi” bir çekişme olduğunu, Katolikos’un da siyasete girdiğini, böylesi tarihi bir ziyarette Patrikhane’nin bu kadar “kapalı” ve tepkisel bir tutum almasının Türkiyeli Ermenilerde hayal kırıklığı ve üzüntü yarattığını söylemeye çalıştık.
Patrik Maşalyan tutumundan taviz vermedi hatta bir aşamada şunları söyledi:
“Başbakan Paşinyan geldi, sizlerle görüştü mü? Görüştü. Kiliseye geldi mi? Geldi. Mumunu yaktı mı? Yaktı. Daha İstanbul’a gelmeden Patrikhane’ye gelmeyeceği söylendi mi? Söylendi. Şimdi bu gezide aksayan şey ne? Adam, ‘Patrikhane’yi ziyaret etmek istemiyorum’ diyor, siz de diyorsunuz ki ‘Yok illa ziyaret edecek. O ziyaret ettiğinde de siz kapıları açacaksınız, göstereceksiniz.’ Adam ‘beklemiyorum’ diyor ve ‘Ermenistan’da kapışmışım Katolikos’la, biliyorum Patrikhane’ye geldiğimde başıma ne geleceğini. Onun için uğramayacağım’ diyor. Siz halen diyorsunuz ki ‘Patrikhane’ye gelmeli. Patrikhane kapısını açmalı.’ Öyle bir şey varsa kendisi önce talep eder, öyle değil mi? Kendisi için hayati önem olan bir şeyse önceden talep ederdi, bunun resmi bağlantıları kurulurdu. O zaman belki başka türlü bakılırdı. Ama zaten sayın Paşinyan, İstanbullu Ermenilerden daha zeki ve ne olduğunu çok iyi anlıyor. Diyor ki ‘Ben şimdi Ermenistan’da kiliseyle sorun yaşıyorum. Şimdi başka bir kilise merkezine gittiğimde de yaşayacağım bu sorunu. Ya benim suratıma bir şey diyecekler. En iyisi ben kiliseye karşı olmadığımı da göstermek için gideyim bir mum yakayım ve çekip gideyim. Cemaatle görüşürüz.’ Bunların hepsi gerçekleşti. Sayın Paşinyan’ın istediği her şey gerçekleşti. Sorun ne burada? Ve Paşinyan, o koku alma duyusuyla o koku aldığı şey de gerçekleşti. İstanbul Patrikhanesi de Patrikliği de tepkisini gösterdi. Gösterilebilecek en kibar şekilde gösterildi. O tepki de alındı. Ben burada büyük bir sorun görmüyorum. Eğer Ermenistan’ın, Ermenistan Başbakanı’nın ilk ve son ziyareti olacaksa bu gerçekten büyük bir kayıp. Ama önü açık bir süreç, çok gelip gider. Biz buradayız.”
Birazdan söyleyeceklerimi o basın toplantısında söyleyebilirdik ama böyle bir kompozisyon içinde meramımızı anlatmak belki daha uygun olabilir.
Patrikhane zaten sabah saatlerinde Türkiye Ermeni Toplumu temsilcileri ile gerçekleşen toplantıya (davetli olmasına rağmen) kimseyi göndermeyerek tavrını belli etti. Patrikhane’yi de kapattı. Ama hiç olmazsa Paşinyan Kumkapı’ya mum dikmeye geldiğinde bir ruhani, kilisenin ruhanisi, orada olmalıydı. Anladığımız kadarıyla bir “Kilise” olmak, bunu gerektirir. İstanbul Ermeni toplumunun da beklediği “hiç olmazsa” buydu. Yoksa kilisenin de zaten tarihsel olarak “siyasi” bir kurum olduğunu, Ermenistan’daki bu “siyasi” çekişmeye Türkiye Ermeni Patrikliği’nin de bir şekilde dahil olduğunu biliyoruz. Hatta ve hatta hiç aklımızda yokken Patrik Maşalyan’dan yeni Katolikos olması yönünde beklentiler olduğunu (kendisi bu beklentilere olumsuz yanıt vermiş olsa da) kendi açıklamasından öğrendik.
Velhasıl İstanbullu Ermenilerin beklediği, bir “kilise”den beklenecek asgari nezaket kuralları idi. Bunun olmaması İstanbullu Ermenileri üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı. Yoksa ‘Paşinyan Patrikhane’yi mutlaka ziyaret etsin’ diyen, zaten yoktu.
Şunu söylemeden edemeyeceğiz: Az önce aktardığımız bölümde Patrik Maşalyan diyor ki “Zaten Sayın Paşinyan, İstanbullu Ermenilerden daha zeki ve ne olduğunu çok iyi anlıyor”
Bilemiyoruz bu konu belki de Başbakan Paşinyan’ın çok da takılmadığı bir konudur. Ama biz (kendini bir şekilde ev sahibi hisseden) İstanbullu Ermenilerin büyük bir kısmı olarak Patrikhane’nin bu tutumunu sindiremedik.
Bir not daha: Sahak Sırpazan, sizi seçen de İstanbullu Ermeniler idi. Dokuz bin oyla. O zaman zekilerdi de şimdi mi zeki değiller?
Ve son bir not: Yine az önce alıntıladığım sözlerinizde dediniz ki, “Eğer Ermenistan’ın, Ermenistan Başbakanı’nın ilk ve son ziyareti olacaksa bu gerçekten büyük bir kayıp”
Umarız böyle olmaz. Eğer öyle olursa gerçekten çok büyük bir kayıp.