BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

Marmaraaay!

Başlığa daha bir dolu ‘a’ ekleyesim, birkaç da kafiyeli ‘ay ay aaay’ yazasım var. Sululuk sanılmasın diye yapmıyorum, zira gerçek anlamda paniklerdeyim. Korkuyorum. Korkarım ben. Ayrıca, güvenmiyorum. İsterseniz ayıplayın, ya da şom ağızlı deyin, bir dolu terslik olacağından endişeliyim. Daha tam anlamıyla hazır olmadığına dair bir şeyler duyup duruyoruz.Bu kadar riskli, iddialı, hatta, dilim varmıyor ama can güvenliği açısından tehlikeli bir şey, kusursuz olmalı sanırım. Gün verildi diye inatla, bir dolu eksikle açılmalı mı yani?Tasarısı bir bütün olarak yapıldığı halde, sırf seçimden önce açılmış olsun diye bir bölümü açılıyormuş. Bu yüzden sinyalizasyon ve kumanda sistemleri çalışmayabilirmiş. Bu da çarpışma riskini artırırmış.Trenlerin hangi noktada, hangi hızla ilerlediği de bilinemeyeceğinden, acil bir durum da izlenemeyecekmiş.

Daha başka bir dolu eksiği varmış,internet yıkılıyor valla.Mesela mekanik ve elektrik çalışmaları daha tamamlanmamış. Farklı kaynaklardan ileri sürülen birçok aksaklık iddialarıyla, sorulan sorular var. Bunların hepsinin karalama amaçlı, asılsız iddialar olduğu söylense de, soruların çoğunun cevabıhâlâ havada. Hatalı yerleştirilmiş bir 7. üniteden söz ediliyor. Sökülüp yenisiyle değiştirilmesi maliyeti çok artıracağından, 15 derecelik bir sapma, altı doldurularak giderilmiş deniyor. Tam Boğaz’ın altındaki tüplerdeyken vagonlardan biri arızalansa ne yapılacağı belli değil. Ya da yangın, sel, deprem... Ay, hele deprem.Tüp geçit, Kuzey Anadolu fay hattına 16 kilometre mesafedeymiş, ne olacak? Yetkililere göre, deprem açısından 7,5 şiddetine kadar garantiliymiş, hatta yeryüzündeki tüm binalardan daha güvenliymiş.

E peki, Allah korusun, daha şiddetli bir deprem olursa ne olacak? Onun da cevabı şöyle: Faya paralel olarak inşa edilen tünel, deprem anında yer kabuğuyla aynı yönde hareket edeceğinden, az hasarla kurtulma olasılığı varmış. Ayrıca fay hattına sensörler yerleştirilmişmiş, bunlar depremden önce sinyal vereceklermiş. Ne kadar önce? Bence birkaç dakika bile değildir. O sırada içerisi tıklım tıklım doluysa ne olacak? Doğrusu bunu düşünmek bile istemiyorum.

Bir de tüplerin birleşme yerleri var. Buralarda ara geçitler oluşturan esnek bağlantılar varmış. Ama bu bağlantılarda bir yırtılma olsa da içeriye su falan girse, ne olacağı henüz belirsiz. Ha, bir de Söğütlüçeşme ile Zeytinburnu banliyö istasyonlarında konuşlandırılacak acil durum kurtarma lokomotifleri olacakmış ama onlar da gelmemiş daha. Yahu, niye bir telaş açıyorsunuz o zaman? Niyeee? Bunca zaman beklediniz, biraz daha bekleseniz ne olur?

Yok ama, ağızlara bal çalınarak alınacak bir ‘aferin’ varsa, bu seçimlerden önce olmalı ki işe yarasın. Bunu herkes görüyor zaten ama “Yaptılar adamlar valla, neme lazım şimdi” diyecek o kadar çok insan var ki, sonuçları tahmin etmek hiç zor değil. Gerçi bu Marmaray benim gibi klostrofobikler için kâbus gibi olsa da pek yararlı, pek başarılı bir projedir belki, bilemeyeceğim, zira oraya girmektense Boğaz’ı yüzerek geçmeye razıyım. Ama arkadan gelecek ne planlar var daha. Bu uğurda bir şehir katledilebilir. Çılgın kanallar açılarak, adı çoktan belirlenmiş yeni yeni semtler eklenerek, İstanbul tüm Marmara Bölgesi’ne yayılıp büsbütün obezleştirilebilir. Ağaç da neymiş? Boşa yer kaplayan bir şey. Kesip kesip gösterişli projelere yer açmak lazım.Alt tarafı parasını verirsin, olur biter. ODTÜ’de öyle yapılmadı mı? Geceyarısı gidip ağaçları söktüler, yerine para verip milleti susturmaya kalktılar. İtiraz edene biber gazı sıktılar. Kimin ağacının parasını kime veriyorsun? Ederini neye göre hesaplıyorsun? Ay, bu tür olayların klasik başlığı da ‘arbede+müdahale’ oldu artık.

Üçüncü köprü için kesilen ağaçlara gık bile diyemedik ya, siz ona bakın. Köprününayağına yakın kurulacak yeni semte ya da kasabayagidecek yollar belirlendi bile. 2019’un hesapları yapılıyor şimdiden. O kadar kesin bir kendine güven var yani. Yine kaptırıp, dallandırdım konuyu, sırf Marmaray’a takılmıştım oysa. Neyse, ben şimdi burada kesip, hayırlısıyla açılışı bekleyeceğim, son bölümü sonra ekleyeceğim.

Eh, bekledim.Ne gerek vardı bilmem, tahmin edilebilecek şeyler oldu. Devlet büyüklerimiz ‘Üsküdara Gider İken’ şarkısı eşliğinde kürsüye çıkıp, merakla izleyen bir kalabalık karşısında malum konuşmaları yapıp, hep birlikte kurdele kestiler. Sonra da 40 metre derine inip trene bindiler ve bir delikte kayboldular. Bu yandan çıktıklarında ben kan ter içinde kalmıştım. Yok kardeşim yok, ben oraya girmem. Size hayırlı olsun. Allah kazalardan korusun.