ARA
‘Hangi çocuk bu şekilde büyür?’
Bared Maronian’la tanışmamız, Temmuz ayında Amerikan Kongre Kütüphanesi arşivinde bulunan ‘Ermenistan, İnsanlığın Beşiği’ adlı kısa belgesel filmin ortaya çıkmasıyla oldu. Ermeni Soykırımı’ndan kurtulanlara, özellikle yetimlere dair olabileceği düşünülen bu filmde tam olarak ne olduğunu söyleyebilecek birine ihtiyaç duyduğumuzda, bize önerilen isimlerin başında Maronian gelmişti. Maronian bize, ‘Orphans of the Genocide’ (Soykırımın Yetimleri) adlı belgesel filmi için üç buçuk yıl boyunca zorlu bir araştırma sürdürdüğünü ancak sorduğumuz filmle ilgili bir bilgisi olmadığını söylemişti. Harıl harıl bu filmi izleyen birini aramaya devam ederken, Maronian’la daha sonra kendi filmi üzerine söyleşmek için sözleşmiştik. Maronian bize, biraz aile hikâyesini biraz da, 2010 yapımı filmi ‘Soykırımın Yetimleri’ni anlattı.
Gökyüzüne yazılan göç hikâyeleri
7 Ağustos akşamı Beyoğlu semalarında bir hareketlilik başladı. Uzun bir aradan sonra The Marmara Pera Otel’in çatısındaki ekranda yeniden faaliyete geçen YAMA, bir ay boyunca her gün, gün batımından gün doğumuna kadar yirmi yılı aşkın bir sürede göç kazalarında yaşamını yitiren mültecilerle ilgili bilgileri ekrana yansıtacak.
Kalumenos’un 6-7 Eylül arşivi ilk kez Türkiye’de
Türkiye’nin cumhuriyet tarihinin en utanç verici sayfalarından biri olarak kabul edilen 6-7 Eylül Pogromu’na ait bugüne dek pek çok fotoğraf yayımlandı, sergilendi, basıldı. 6-7 Eylül’e dair bugüne dek sır gibi saklanan bir arşiv de kamuoyuna sunuluyor. Olaylar yaşandığında Ekümenik Patrikhane’de fotoğrafçı olarak görev yapan Dimitrios Kalumenos, 7 Eylül günü ve gecesi yağmalanan tüm Rum okul, kilise, mezarlık ve dükkânlarına giderek yaşanan vahşeti görüntüledi. Yaklaşık 1.500 fotoğraflık arşiv, halen Atina’da yaşayan, Dimitrios Kalumenos’un kızı Marina Kalumenos’un evinde bulunuyor. Görüntülerin 400’ü, 1966’da Kalumenos tarafından Yunanistan’da kitap haline getirilirken, bu kitap Türkiye’de yasaklandı. Gazeteci Serdar Korucu, yayımlanmayan fotoğrafları Türkiye’de ilk kez kitap olarak basmaya hazırlanıyor.
‘Geçmişin kara günleri’ bugün de yanıbaşımızda
Benim için, 6-7 Eylül olaylarının aktif hafızası ailemden ödünç aldığım anlatılarla değil, bizzat tanık olduğum, 6-7 Eylül 2005’te olayların 50. yılını anmak vesilesiyle düzenlenen fotoğraf sergisine yapılan saldırıyla başlıyor. Sanki tarihin bambaşka bir dönemine ait, kitaplarda okuduğumuz, anılardan dinlediğimiz zihniyet, o gün orada şahlanmış, yeniden aynı öfkeyi göstermiş, aynı ‘galeyana gelmişti’. Yüzleşilmesi beklenen tarih bizimleydi, yanıbaşımızdaydı;
İstanbul’da Rumların varlığı devam etmeli
en 6-7 Eylül’ün şiddetini kısıtlı olarak, 1964-74 ve yoğunlukla 1964-66 yılları arasındaki baskıcı ve saldırgan ortamı ise yakından yaşadım. Bu ortamı, aldıkları emirlerle yaratan, o devrin güdümlü basın organlarıydı. “Kopsi kefali, valto sto cuvali” (Kes kafayı, koy çuvala) tehditleri her gün gündemdeydi.
6-7 Eylül’ün asıl darbesi vatandaşlık fikrineydi
Yurttaşlık ve etnik kimliğin bu kadar dar bir kapsamda algılanması ülkemizin gayrimüslim topluluklarının tamamı için büyük bir felaket halini almıştır. 6-7 Eylül’de en çok zararı Rumlar görmüş olabilir, ama saldırgan kitle, Ermeni ve Yahudi hemşerilerimizi de hedef almıştı.
R. T. Erdoğan’ın Yazılmamış Anıları – Fasıl 6: Yüce Divan yetkisi derhal Yargıtay’a devredilmelidir!
Senede bir gün değil, her gün!
O pogrom gecesini, daha 16’sına basmadan yaşamış biri olarak, 60 senedir içimde taşıyor, beni zehirleyen etkilerinden kurtulma çabasını hâlâ sürdürüyorum.
Google Okulu olmak büyük avantaj
Ermeni okullarının bu yıl eğitim sezonuna ne gibi yeniliklerle girdiğini aktardığımız yazı dizisinde Dadyan ve Karagözyan okullarında başlayan Google Okulu uygulaması dikkat çekmişti. Ermeni okullarında pek yaygın olmayan uygulamanın özelliklerini, ‘Google Okulu’ olan Dadyan Okulu’nun öğretmenlerinden Sibel Arpacık’a sorduk. Konu üzerine bir yıllık eğitim alan Arpacık, okuldaki diğer öğretmenlere eğitimler veriyor ve uygulamanın koordinatörlüğünü yürütüyor.
Sivrihisar Kilisesi açılışa hazırlanıyor
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde bulunan Surp Yerrortutyun Kilisesi’nde 2010 yılında başlayan ve yaklaşık iki yıl önce tamamlanan çalışmaların ardından, Belediye çevre düzenlemesi için gerekli ihaleyi de yaptı. Son çalışmaların iki-üç ay içinde tamamlanacağı ifade ediliyor.