ARA
Yüksek Mahkemede kadının adı yok
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Anayasa Mahkemesi'nde kadın izlerinin silindiğini ve yüksek mahkemenin tamamen erkek egemen hale geldiğini ifade etti.
Şahin Gezer: Diyalog kuramayan bir toplum olduk
Patrikhane Emlak Komisyonu Üyesi Şahin Gezer, yeni kurulan ‘Hovagim 1461 Vakfı’na ilişkin halen topluma hiçbir bilgi verilmemesiyle ilgili sessizliğini bozdu. Emlak Komisyonu adına konuşmadığını ve şahsi görüşlerini paylaştığını söyleyen Gezer’in serzenişi, önemli noktalara işaret ediyor. Beykoz Mezarlığı’yla ilgili yazılı hiçbir belge yokmuş gibi davranılmasını kabul edemediğini belirten Gezer, toplumdaki sessizliğin çok tehlikeli olduğuna dikkat çekiyor.
Sanat Sokağı'ndaki kafeler kaldırıldı
Diyarbakır’ın en işlek ve sembol sokaklarından biri olan Sanat Sokağı trafiğe açıldı. Sanat sokağındaki kafeler de kaldırıldı.
AİHM'in sınavı
İnsan hakları savunucusu ve avukat Eren Keskin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen Perinçek davasını değerlendirdi. Keskin, Perinçek’in sözlerinin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtirken açıkça suç işlemeye teşvik olduğunu yazdı.
Ahmet İnsel: İsviçre’de tehdit oluşturmayan inkârcılık, Türkiye’de büyük tehdit
Ahmet İnsel, AİHM Büyük Daire’nin kararının beklendiği Perinçek- İsviçre davasını ifade özgürlüğü ve inkarcılık ekseninde değerlendirdi: İsviçre’de tehdit ve tehlike oluşturmayan inkârcılık, esas Türkiye’de büyük bir tehdittir. Hem de çoğu zaman kamu görevlilerinin sevecen bakışları altında var olan, koruma bulan bir yakın ve açık tehlikedir.
William Blake’in tanrısal dünyası
Kaan H. Ökten’in ‘Blake’in Illuminated Prophetic Books’ (Renklendirilmiş Vahiy Kitapları) olarak nitelendirilen eserlerinden Türkçeleştirdiği ‘Vahiy Kitapları’, sanatçının 1789-1795 döneminde yaptığı sekiz çalışmasının çevirileri ve tıpkıbasımlarıyla sanat ve hayat anlayışını en sahih biçimde ortaya koyan bir eser.
1915’ten günümüze bir baba-kız hikâyesi
‘Geri Dönüşü Yok’un kapağında Vahram ve Janine Altounian adlarının birlikte yer alması, baba ile kızın 1915’te soykırım kararını veren ve onu uygulayanlara yaptığı bir nanik gibi. Ama baba-kız bu naniğe ne kadar gülebilir! Biz ne kadar gülebiliriz? Evet, hayat devam etti, nesiller sürdü, aileler kuruldu, iyi kötü günler geçti, Ermeni halkı yeryüzünden silinemedi. Ama ne pahasına? Neler kaybedilerek? Hangi yaralarla? Hangi travmalarla?
Cayır cayır bir yaşayışın öyküleri
Karin Karakaşlı, ‘Yetersiz Bakiye’yi kentin kaldırımlarında yazmış gibi, kalemle değil, adımlarla yazılmış gibi. Yaşamın, yaşama hakkının ve hatta birini herhangi bir sebepten ötürü sevebilme hakkının özüne ayakkabılarıyla giren bir kitap bu.
Kalbin niyeti ve dilin niyeti ortasında tuhaf bir aşk hikâyesi
2014 yılının en büyük edebiyat olaylarından biri elbette Orhan Pamuk’un üzerinde altı yıldır çalıştığı, bir süredir yayınlanması beklenen ‘Kafamda Bir Tuhaflık’ isimli romanının okuyucu ile buluşmasıydı. Yayınlanmasını takiben de pek çok tartışmayı beraberinde getirdi roman. Yazar Orhan Pamuk olunca, roman daha da çok incelendi, daha da çok eleştirildi.