ARA

Sevag Şahin Balıkçı'nın 24 Nisan 2011 tarihinde askerlik görevi esnasında öldürülüşüne tanıklık eden Halil Ekşi ifadesini değiştirdi: ““Kıvanç silahı Sevag’a doğrulttu ve tetiğe bastı.” Ekşi ilk ifadesini, Kıvanç Ağaoğlu'nun dayısı Bülent Kaya'nın telkini etkisi altında verdiğini öne sürdü.

Sevag’ın 24 Nisan 2011’de öldürüldüğü olayda, tanık Halil Ekşi ifadesini değiştirdi: “Kıvanç silahı Sevag’a doğrulttu ve tetiğe bastı.” Ekşi, Kıvanç Ağaoğlu'nun dayısı Bülent Kaya'nın, ilk ifadesini vermeden önce kendisine 'Kıvanç lehine' ifade vermesi yönünde telkinde bulunduğunu söyledi...

Hrant Dink davası kararı büyük şaşkınlık yarattı. Şaşkınlık iyidir, güzeldir, saflığın ve duruluğun alametidir. Vicdanların hâlâ temiz olduğunu gösterir ve karşıdakinden en azından, sıradan, insani olan birşey beklemenin son derece doğal olduğuna inanan bir ruh halini yansıtır.

Göreve gelişinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra basınla tekrar bir araya gelen ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Ricciardone, Uludere katliamı ve Ermeni soykırımına değindi. Büyükelçi'ye göre Uludere korkunç bir hataydı, Ermeni soykırımı ise samimiyetle ve adaletli bir biçimde tartışılmalı.

İsrail'in Haaretz gazetesi yazarlarından Zvi Bar'el, 23 Ocak'ta kaleme aldığı yazısında, Hrant Dink cinayetinin ülkedeki Ermenilere bakışı değiştirdiğini söylüyor, 'Bir Ermeni gazetecinin 17 yaşındaki bir milliyetçi tarafından öldürülmesi bütün ülkeyi sarsmıştı. Şimdiyse de her kesimden Türk cinayetin ne gibi siyasi sonuçlar doğuracağını görmeyi bekliyor.'

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yalçın Bayer, bugünkü (27 Ocak Cuma) köşe yazısında; Agop Martayan'ın ne denli kıymetli bir dil bilimci olduğunu bir güzel anlatan ve Martayan'ın Atatürk için Atatürk soyadını önererek bir nevi isim babası olduğunu aktaran Abdullah Bıçakcıgil'in yazısını aynen paylaştı. Yazar ve Bayer aynı fikirde olsa gerek, bu örnekle soykırımın olmadığını bir kalemde ispat ediyorlar...