ARA
Edip Akbayram hayatını kaybetti
Bir süredir hastanede tedavi gören usta müzisyen ve şarkıcı Edip Akbayram 75 yaşında hayatını kaybetti.
Zorlu Holding CEO'su adli kontrolle serbest bırakıldı
CEO Cem Köksal'ın kurum için bir yazışmada ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçu işlediği öne sürüldü ve Köksal gözaltına alındı. Görevinden istifa eden Köksal, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Yunanistan'da tren faciasının ikinci yıldönümünde grev ve gösteriler
Ülkenin en ölümcül tren kazasının ikinci yıl dönümünde Yunanistan genelinde yüz binlerce kişi Cuma günü protestolara ve grevlere katıldı.
Alternatif bir lise eğitimine ihtiyacımız var
Türkiye Ermeni toplumunda yıllardır dile getirilen ancak bir türlü hayata geçirilemeyen meslek lisesi veya günümüzde adına ne denirse densin alternatif eğitim programı olan bir lisenin, planlanıp hayata geçirilmesi yönünde çalışılmalıdır. Bu lise mevcut okullardan mı dönüştürülmeli? Yoksa sıfırdan mı açılmalı? Bu ayrıca planlanması gereken bir konudur.
Ermeni okullarının temsilcileri müfredat çalışmaları için biraraya geldi
Patrik Maşalyan'ın daveti üzerine, Ermeni okullarının vakıf yönetim kurulu üyeleri, başkanları, kurucu temsilcileri ve müdürleri, 26 Şubat Salı günü Patrikhane salonunda bir araya geldi.
Bir performatif idol olarak İstanbullu Ermeni kadın
İstanbullu Ermeni kadından beklenen performans, bayramlarda sofralar düzmek, akrabaları ağırlamak, iyi yemek yapmak, geniş ailenin bir araya getireni olmak, evin sürekli tertemiz, düzenli tutmak, her daim bakımlı ve şık olmaktır. Yani, mükemmelin de ötesinde bir insan türü olmalıdır İstanbullu Ermeni kadın! Madalyonun bir yüzü ev içindeki performanssa, diğer yüzü de cemaat içinde aktif olmak, kadın kollarında çalışmak, orada da görev almaktır. Buralarda var olmak için yukarıdaki beklentileri karşılamış olma ön şartı, söylenmeyen bir gerçek olarak karşımızda durur.
ERVAB ne yaşar ne yaşamaz
Yıllardır, Türkiye Ermeni toplumunun vakıflarının ve vakıf çatısı altında toplandıkları için okullarının ve diğer kurumlarının koordinasyon içinde çalışabilmesi için ortak bir teşekküle, az çok merkezî bir yapıya ihtiyaç olduğunu söylemekten yorulduk. Dolayısıyla, bu açıdan bakınca ERVAB gibi bir organın olması gerektiği açık; açık ama böyle bir organın düzenli, istikrarlı ve etkili çalışabilmesi için birtakım koşulların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunların başında, böyle bir organın çalışma ilkelerinin, nasıl bir yönetim yapısı olduğunun, hangi alt kurul veya komisyonları olduğunun, bunların nasıl oluşturulduğunun ve sorumluluklarının ne olduğunun, gerekli görevlere seçimlerin nasıl yapıldığının ve kararların nasıl alındığının yazılı ve resmî olarak kayda geçirilmesi geliyor.
Karagözyan öğrencileriyle Ermenice ve Ermeni basın üzerine söyleşi
Karagözyan Okulu yöneticileri 21 Şubat Dünya Anadili Günü ve şair Hovhannes Tumanyan’ın doğumunun 156. yılı vesilesiyle Ermenice ve Ermenice basın üzerine bir söyleşi düzenledi. Söyleşinin konuğu gazetemizin genel yayın yönetmeni Yetvart Danzikyan’dı.
Zıvartnots Korosu’nda ilk konser heyecanı
Gedikpaşa Surp Hovhannes Kilisesi Zıvartnots Korosu, kuruluşundan bu yana ilk kez konser vermeye hazırlanıyor.
Öcalan’ın mesajı ve analizi ne anlatıyor?
PKK ne diyecek bilemiyoruz. Peki Öcalan PKK için “Kendinizi feshedin” derken Kürtlere bilhassa da Türklere ve iktidara ne diyor? Şöyle: "Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur" Elbette bunlara kimsenin itirazı olamaz. Ama iktidar açısından pek de emin olamıyorum. Türk-Kürt ittifakından bahseden Öcalan'ın “Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir” cümlesi de dikkat çekiyor. Evet PKK Leninist bir örgüt. Dolayısıyla gelişmelere buradan bakması doğal. Ancak Kapitalist modernitenin 200 yıl boyunca bu ittifakı “parçalama” gayretinde olduğunu düşünmek farklı bir okumayı gerektiriyor ve ben o okumayı açıkçası pek yapamıyorum. 1. Dünya Savaşı bittiğinde ve Milli Mücadele başladığında Türk-Kürt ittifakı, tamamen değilse de bir açıdan “Ya Ermeniler geri dönerse?” gibi bir “tehdit algısı” üzerine kurulmamış mıydı?