ARA

TÜRKİYE Gerard J. Libaridian: “Ermenistan doğru bir dış politika izliyor”

1991-1997 arasında Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan’ın kıdemli danışmanı, Dışişleri Bakanı’nın başyardımcısı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri olarak görev yapan Gerard J. Libaridian, “Ermenistan Türkiye İlişkileri” başlıklı kitabının Türkçe yayınlanması vesilesiyle İstanbul’a geldi. 17 Mayıs'ta Hrant Dink Vakfı Havak Salonu’nda bir söyleşiye de katılan Libaridian’a sorularımızı yönelttik. Hayli kapsamlı bu söyleşinin ilk bölümünü yayınlıyoruz. İkinci bölüm bir sonraki hafta.
KÜLTÜR SANAT Hiçbir Ot Taşın Altında Kalmıyor: Dargeçit’in Unutulmayan Kayıpları

Berke Baş’ın yönettiği "Dargeçit" belgeseli, 1990’larda zorla kaybedilenlerin ardındaki adalet mücadelesini; değiştirilen mahkeme heyetlerini, görmezden gelinen delilleri ve bitmeyen direnişi kayda geçiren bir hafıza arşivi. Belgesel, Kayıplar Haftası kapsamında 24 Mayıs’ta İstanbul ve Batman’da gösterilecek. "Dargeçit"i ve çekim sürecini Berke Baş ile konuştuk.
TOPLUM Eğitimde başarı ve okullarımız

Bilindiği gibi, beş lisemiz de merkezi sınavla öğrenci almamaktadır. Liselerimize kayıt olanların tamamına yakını, ilköğretim okullarımızdan mezun olan öğrencilerdir. Ancak bu öğrencilerin akademik düzeyleri, dil yeterlilikleri ve genel öğrenme becerileri arasında doğal olarak farklılıklar bulunur ve bu da ilköğretime oranla akademik açıdan oldukça ağır bir program olan lise öğrenimi açısından sorun yaratabilir. Özellikle de kendi bünyesinde ilkokulu bulunmayan iki lisemiz açısından bu durum eğitim sürecine dezavantajlı bir başlangıç anlamına gelmektedir.
GÜNCEL Babasını aramak için gittiği derneğin başkanı oldu: “Kayıplarımızı istiyoruz”

30 yıl önce kaybedilen babası Fehmi Tosun’un akıbetini öğrenmek için avukat olan, 9 yaşında İnsan Hakları Derneği ile tanışan Jiyan Tosun, derneğin İstanbul Şube Başkanlığına seçildi. Tosun, Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nda 30 yıldır sürdürdükleri “kayıplarının akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması” talebini yeniliyor.
Tarihi rahat bırakın, o sizin bildiğiniz gibi değil

Bugün giriştiğimiz işler için 500 hatta neredeyse 1000 sene evvel yaşamış birilerinin yaptıklarından medet ummak ne kadar manalı ve gerekli? Bizim kendi aklımız, fikrimiz, ilkelerimiz, beklentilerimiz, ahlakımız yok mu ki gidip 500-1000 sene evvelki adamlara bakıyoruz? Sultan Alparslan'la Şeybaniler ve Mervaniler veya Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisî 1000 sene, 500 sene evvel ittifak yapmamış olsa bugün Kürt ile Türk barış içinde yaşayamayacak mı?