ARA

Boğaziçi Üniversitesi'nde dün düzenlenen protesto gösterilerine polis müdahalesi sonucu gözaltına alınan 159 kişiden 50'yi aşkın öğrencinin sorgu sürecinin devam ettiği öğrenildi.

Boğaziçi Üniversitesi'nin rektörlük binasının bulunduğu ve öğrencilerin bir aydır protesto için çeşitli etkinlikler düzenlediği Güney Kampüs'e polis girdi. Oturma eylemi yapan öğrencilere müdahale edildi. İstanbul Valiliği gün boyunca toplam 159 öğrencinin gözaltına alındığını açıkladı.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin Melih Bulu’nun rektör atanmasına karşı başlattıkları protestolar devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin rektör atamasına ve öğrenci tutuklamalarına karşı bugün Güney Kampüs önünde gerçekleştirmek istedikleri basın açıklaması polisin sert müdahalesi ile karşılaştı. Polis, kampüs içerisindeki bir grup öğrencinin dışarıya çıkmasına, dayanışma için gelen öğrencilerin ise kampüse girmesine izin vermeyerek müdahale etti. Çok sayıda kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası sürüyor. Sanıklar son savunmalarını yapıyor. Bugünkü celsede tutuklu sanıklardan Muharrem Demirkale ve Ramazan Akyürek savunma yaptı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin (İstinaf), Gezi davasındaki beraat kararını bozmasının ardından İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi yargılanan kişilere yurtdışı çıkış yasağı getirdi.

Araştırmacı yazar ve hukukçu Orhan Gazi Ertekin’in derlediği ‘Maraş Katliamı: Vahşet, Direniş ve İşkence’ adlı kitap Dipnot Yayınları’ndan çıktı. Ertekin’le kitabından yola çıkarak, Türkiye’de ‘kurucu suç’ ve ‘yüzleşme’ üzerine bir söyleşi yaptık.

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bir sergide sergilenen bir figür üzerine başlatılan soruşturmada gözaltına alınan dört öğrenciden ikisi tutuklandı, ikisi için ev hapsi kararı alındı.

Gomidas Vartabed’in 150’inci doğum yıldönümünde, 2019 yılında Sofya Kalantaryan’la birlikte Kütahya’ya yaptığımız ziyarete o tarihi kiliseyi uzaktan da olsa görebilmiş olmanın verdiği mutluluğunu düşündükçe, bir daha asla yeri doldurulamayacak böylesi değerli bir eserin yerle bir edilişinin verdiği acı katlanarak artmaya devam ediyor.

Kütahya'daki Surp Toros Kilisesi yıkıldı. Tarihi kilisenin yerinde artık düz bir arazi var. Kilise son olarak bir şahsın mülkiyetine geçmişti. Anıtlar Kurulu kararına rağmen kilisenin yıkımına nasıl izin verildiği sorusuna yanıt aranıyor. Kilisenin define söylentileri nedeniyle yıkıldığını öne sürenler de var.

Peki, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafında, Ermenilerin uğradığı haksızlıkları görmeyip Azerbaycan’ın yanında tutum alan ve her fırsatta Ermenistan’ı düşmanlaştıran Türkiye siyasetinin, Doğu Türkistanlılar konusundaki bu temkinli tutumunu bu açıdan nasıl değerlendirmek gerekir?