ARA
Silivri'de görüş 101
Bizler Silivri’nin zorunlu ziyaretçileriyiz. Şimdilik bazılarımız, aslında potansiyel olarak hepimiz. Mahpus yakınlarımız içeride neler yaşıyor, nelerle uğraşıyor tam olarak bilemesek ve anlayamasak da yaşayarak öğrendiğimiz bir şey var: Mahpus yakını olmak. Ve ben de mahpus yakını olmanın bir numaralı kuralını kısa sürede kaptım: Beklemek.
Ayşe Barım hakim karşısında: Tutukluluk halinin devamına karar verildi
“Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından biri olmak” gerekçesiyle "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle" suçlanan, Türkiye'de birçok ünlüyü temsil eden ID Danışmanlık menajerlik şirketinin kurucusu ve ortağı Ayşe Barım ilk kez hakim karşısında. 162 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Barım ilk duruşmada tahliye edilmedi. Duruşma 1 Ekim' ertelendi.
6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Ahmet Saymadi tahliye edildi
HDK operasyonunda 18 Şubat’ta tutuklanan ve ikinci duruşması bugün görülen Ahmet Saymadi hakkında, "örgüt üyeliği" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ve yurt dışı çıkış yasağı ile tahliye kararı verildi.
‘Korku’ (2): “En Uzun Yürüyüş”ün yazılmamış hikâyesi
Arkadaşım Ali Özgentürk 1966-69 yılları arasında gerçekleşen, Deniz Gezmiş’in de katıldığı sayısız direniş yürüyüşlerinin 16 mm siyah-beyaz film çekimini yapmıştı. Annemi bir arkadaşına yatılıya gönderip Osmanbey’deki evimizde gece gündüz birkaç saat nöbetleşe uyuklayarak filmin kurgusunu yaptık. Odalarda duvardan duvara sicimler germiş, yürüyüşün her sahnesini ayırıp, numaralayıp kurgu için çamaşır mandallarıyla iplere asmıştık. Korkudan kimseye haber vermemiş, ekmeğimizi bile evde kendimiz yapmıştık.
Yaşam veren hikâyeler, mayalanmış hafızalar
Koharig yayamla ilgili en canlı hatırladığım durum yerinde duramayan halleri ve olağanüstü yemek hazırlama meziyetiydi. Evde ne varsa onları bir araya getirip lezzetli sofralar hazırlardı. Anneannem sürekli yemek hazırlayarak, sevdiklerini (bazen zorla) besleyerek hayatına anlam katan biriydi. Belki de aile hikâyelerini anlat(ma)manın yolunu bu şekilde bulmuştu. Ursula K. Le Guin, “Taşıyıcı Torba Kuramı” başlıklı denemesinde, edebiyattaki kahraman anlayışına eleştirel bir pencere açar. Uzun vadede tahrip edici bir güce dönüşen kahramanlık anlatılarının yerine, taşıyıcı anlatıları önerir. Kahramanın silah taşıyan erkeksi bir figür olması yerine, ilk kültürel aracın öldürmek için değil, taşımak ve saklamak için kullanılan bir torba olduğunu hatırlatır. Antropolog Elizabeth Fisher’ın da desteklediği bu görüş, anlatının merkezine yaşamı sürdürmeyi, beslemeyi ve dönüşümü alır.
Patrik Maşalyan: "Başbakan Paşinyan'a sessiz protestomuzu gösterdik"
Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan ABD gezisinden döndükten hemen sonra Patrikhane'de bir basın toplantısı düzenledi. İstanbul Ermeni basının katıldığı toplantıda Patrik Maşalyan, Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın İstanbul ziyareti sırasında Patrikhane'nin gösterdiği tepkinin gerekçelerini sıraladı. Patrik Maşalyan'a "Böylesi kritik bir ziyarette, normalleşme süreci de yaşanırken Patrikhane objektif bir tutum takınamaz mıydı?" sorusu yöneltildi ancak Patrik Maşalyan "Biz tepkimizi göstermeyi uygun bulduk, her şey düzelirse Ermenistan Başbakanı'nı ağırlamak isteriz" dedi.
Gelibolu, Kefalonya, Kokkinia
Başlamadan birkaç söz: Aşağıda okuyacağınız Yunancadan Türkçeye çevirdiğim metnin yazarı Quin Minassian. Yazı, Yunanistan’da yayımlanan Armenika dergisinin Temmuz- Eylül 2015 tarihli nüshasında yer aldı. Ben ise Armenika dergisini birkaç yıl önce başladığım “İşgal Altındaki Yunanistan’da Nazi Karşıtı Direnişler” konulu araştırmamı yaparken keşfettim. Yunanistan’daki Yahudi direnişçilerin izini sürerken Ermeni direnişçileri de buldum Armenika sayesinde. Bir gün tüm bunlardan bahsederken ortak bir dostumuz derginin yayın kurulundan Quin yani Takuhi’nin İstanbul’da olduğunu ve beni tanıştırabileceğini söyledi. Ve tanıştık. O az Türkçe, ben az Ermenice ama çokça Yunanca konuştuk. Köklerimizden, geçmişimizden kah hüzünle kah gülerek bahsettik. O içten günün anısına Takuhi’nin dedesi Haci Agop Krikoryan’ı anlattığı yazının çevirisini sizlere sunuyorum. Yerinden yurdundan edilmişlerin, dostlarını kötülükten korumuşların aziz hatıraları şad olsun.
Melike Karaosmanoğlu
Okullarımızda mezuniyet sevinci
Okulların kapanmasıyla, Ermeni okullarında okuyan 8’inci ile 12’nci sınıf öğrencileri mezun oldu.
63 kurumdan Onur Yürüyüşü açıklaması: Bu yılı Onur Yılı ilan ediyoruz
63 imzacı kurum ve dernek, 23. İstanbul LGBTI+ Onur Yürüyüşü’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin dün İHD İstanbul Şubesi’nde açıklama yaptı. Açıklamada, “Tutuklanan arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağız. Yaşamda ısrar ediyoruz ve tüm toplumsal muhalefetle birlikte aile ve nefret yılına karşı bu yılı Onur Yılı ilan ediyoruz” vurgusu yapıldı.
Berlin’in ‘Türk mahallesi’nde queer feminist bir mekân: Café Arakil
Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın 10 yıldır sahnelediği ‘Sar’ın Berlin’deki gösterimi için Almanya’ya gittiğimde, aslında çok da keyif almadığım bu şehirde, artık her gidişimde uğramadan dönmeyeceğim bir mekânı keşfedeceğimi tahmin etmiyordum. ‘Keşfetmek’ diyorum ama aslında Café Arakil’den, ziyaretimden birkaç gün önce, İstanbul’da tanıştığım bir arkadaşımın tavsiyesiyle haberdar oldum. Café Arakil’i özel kılan çok sayıda sebep sayacağım ancak bunlardan benim için en önemlisi, mekânın, sadece diasporada değil, İstanbul’da dahi zor bulduğum, dünyaya benzer yerden bakan; dertleri, itirazları aynı olan kişiler tarafından işletilmesi...