
Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor
‘Dinim İslam olsa da kendimi Ermeni hissediyorum’
14 yaşında filandım. Annem biraz bahsetti. Babamı sıkıştırdım. Hiç unutmam, bizim arka odada “Baba, biz neyiz ya?” dedim. Şimdi İstanbul’da olan ablamla beraber konuştuk. Babam lafı dolandıra dolandıra “Evet, Ermeni’yiz” dedi. Öyle bir sevindik ki o akşam... Sonunda öğrenmiştik nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu. Hrant Dink’in bir sözü vardı, “Su çatlağını bulur” diye; bizimki de öyle olduğu için bu söz hoşumuza gitti. Zaten Ermeniliğimizi duymadan önce de babam hiçbir zaman kiliseye karşı ters bir şey söylemezdi. Halen de öyledir. Kilisenin bir parçasına zarar gelsin istemez. Çocukken Meryem Ana Kilisesi’nin önünden geçerken “Bu gâvurlar çocukları iğneli beşiğe yatırıp öldürür, sonra da kanlarını içerler. Çağırırlarsa sakın gitmeyin” derlerdi bize. Ergenlik çağına girince aştık böyle şeyleri. 14 yaşından beri beş vakit namazımı kılarım, hiç kaçırmadım. Askerde bile, çok zor durumda kalmama rağmen kıldım. Ondan bundan değil, Allah’a olan inancımdan namazımı kılarım. Bir laf vardır, cami ile kilise arasında kalmak diye; bizimki de böyle bir karmaşa işte. >>

