KÜLTÜR SANAT

EDEBİYAT Baronyan’ın  mahallelerinde bugünün İstanbul’uyla gezinti

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına damgasını vuran oyun ve mizah yazarı, Osmanlı Ermeni basınının güçlü kalemi Hagop Baronyan'ın Can Yayınları'ndan çıkan, 'İstanbul Mahallelerinden Bir Gezinti' başlıklı kitabı da, kokusu, sesi, insanları ile, okuru sokağa davet eden kitaplardan biri. Biz de o çağrıya kulak verdik.
SERGİ ‘İki damar kesişti’

Bu yıl 22.’si düzenlenen İstanbul LGBTİ Onur Haftası etkinlikleri kapsamında, Hayaka Artı ve maumau adlı iki farklı mekânda, ‘nerdeen nereye’ sergisi yer alıyor. Serginin danışma kurulunda yer alan Fatih Özgüven’e, “Nereden nereye?” sorusunu yönelterek, bu sergi bağlamında, LGBTİ bireylerin ve kuir sanatın, bir anlamda dünden günümüze serüvenini değerlendirmesini istedik.
MİMARİ Kuir: İçindeki devleti iptal et

Geçen pazar beşinci kez yapılan Trans Onur Yürüyüşü ve bu pazar on ikincisi düzenlenecek Onur Yürüyüşü’nü fırsat bilerek, Agos’un kültür-sanat sayfalarını iki haftalığına bu görünürlüğü takip eden bir dosyaya ayırdık. Bu hafta Tuğba Esen, İstanbul’da ilk Onur Haftası’nın düzenlediği 1993 yılından bugüne sanatta olan biteni, Rahmi Öğdül'le konuştu.
EDEBİYAT Meleksi bir hale  ya da bir cendere

Şair Fırat Demir, Türkiye edebiyatında eşcinselliğin serencamını Agos için yazdı. Demir’e göre, Ahmet Hâşim’den Sait Faik’e, Ece Ayhan’dan Leylâ Erbil’e, Murathan Mungan’dan Perihan Mağden’e, bazıları usulca, bazıları da borazanlarının sesleriyle gelen yazarlar, başlarının üzerindeki haleyi kimi zaman bir cendere olarak yaşadılar.
DANS Ermenistan ve Türkiye’den 20 kardeş

Türkiye ve Ermenistan’dan 20 gencin birlikte gerçekleştirdiği dans gösterisinin Gümrü Belediyesi tarafından nasıl engellendiğini geçen hafta Agos’un manşetine taşımıştık. Peki turne nasıl geçti? Diyalog kurmak için oluşturulan proje amacına ulaşabildi mi? Katılımcılar anlatıyor.
SERGİ “Savaşın Sonunu Yalnız Ölüler Görmüştür”

Bu yıl 1.Dünya Savaşı’nın 100.yılı olması nedeniyle bu savaşa katılmış veya süreçlerinden etkilenmiş bütün ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenlenirken, 4.Uluslararası Çanakkale Bienali konuya daha fazla dikkat çekip önemli düşün ve bilgi çıktılarına ulaşmayı hedefliyor. Büyük göçlerin yarattığı kültürel travmalar da Bienal’in konuları arasında.
SİNEMA Külkedisi değil, ev işçisi!

2006 yılında çektiği ‘Gündelikçi’ Türkiye’de ev işçilerinin yaşamlarını konu alan ilk film olarak heyecanla karşılanan Emel Çelebi’nin ikinci filmi ‘Kül Kedisi Değiliz’ aynı konuya devam ediyor. Üç senelik bir çalışmanın ürünü olan belgesel, ilk filmde biraz ‘bilinçsiz’ bıraktığımız kahramanlarını, bu kez örgütlü bir mücadele içindeyken izliyor.