Yargıtay Dink Cinayeti Davası'nda bazı beraat kararlarını onadı

Gazetemizin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin, kamu görevlilerinin yargılandığı 62 sanıklı davada Yargıtay incelemesini tamamladı. Üst mahkeme, bazı sanıklar yönünden hükmü onarken, bazı sanıklar için hükmü bozdu. 2021 yılında sona eren mahkemenin kararı ile ilgili olarak Dink Ailesi avukatları itirazda bulunmuştu.

Üst mahkeme, dönemin Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürü ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler hakkındaki "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan verilen beraat kararlarını onadı.

Yargıtay, jandarma istihbarat ve emniyet istihbarat elemanlarının, birlikte ve aynı zaman diliminde olayın içerisinde olduklarını belirterek örgütsel faaliyet kapsamında ve örgütsel amaca yönelik hareket ettiklerini  ifade etti. Bu şekilde büyük çaplı örgütsel nitelikteki eylemlerin plansız, tasarlamasız ve rastgele gerçekleştirilemeyeceğine dikkat çeken Yargıtay, bu hususların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini aktardı.


DHA'nın haberine göre; Dink'in öldürülmesi olayında şartsız ve koşulsuz şekilde öldürme kararı alındığını belirten Yargıtay, öldürme kararı üzerinde ısrar ve sebatla düşünüldüğünü, öldürme kararıyla kararın icrası arasında makul bir süre geçtiğini ve kararın plan doğrultusunda gerçekleştirildiğini kaydetti.

Yerel mahkeme, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'i "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan, polisler Metin Balta ve Yakup Kurtaran ile gazeteci Ercan Gün'ü de "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan mahkum etmişti.

Yargıtay, bu hükümleri onadı.

Yargıtay, Volkan Şahin'in "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan, Şükrü Yıldız'ın "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan, Mehmet Ali Özkılınç'ın "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan mahkum edildiğini hatırlattı.

Dosya kapsamı itibarıyla mahkumiyetlerini gerektirir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini belirten Yargıtay, atılı suçlardan beraatleri yerine delillerin takdir ve değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu mahkumiyetlerine karar verildiğini aktardı ve hükmü bozdu.

Sanıklar Muharrem Demirkale, Okan Şimşek, Veysal Şahin, Gazi Günay, Yavuz Karakaya, Osman Gülbel ve Hasan Durmuşoğlu'nun tahliye taleplerini reddeden Yargıtay, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Yargıtay, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği beraat kararlarını ise onadı.

Dink Ailesi avukatları neye itiraz etmişti? 

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası'nda karar  2021 yılında açıklanmıştı. Kararı hatalı ve eksik bulduklarını belirten Dink Ailesi avukatları 1 Nisan tarihinde karara itiraz etmişti. İstinaf Mahkemesi itirazı kabul etmeyince Dink Ailesi avukatları Yargıtay'a başvurmuştu. 

Avukatlar dilekçede,

"İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 26.03.2021 tarihli duruşmada, cezalandırılmalarına karar verilmesi gereken sanıkların bir kısmının beraatine ve bir kısmı hakkındaki davanın zamanaşımı nedeni ile düşürülmesine ilişkin karar verilmesi, sanıkların bir kısmı hakkında düşük cezalara hükmedilmiş olması  ve yanı sıra yargılama esnasında toplanmasını talep ettiğimiz delillerin tamamı toplanmadan karar verilmiş olması  nedenleri ile İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi kararı hatalı ve hukuka aykırı olmuştur" demişti.

Dink Ailesi avukatları, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Engin Dinç, Ercan Demir, Muhittin Zenit, Sabri Uzun, Metin Yıldız gibi; haklarında beraat kararı verilen bazı sanıkların TCK 81. ya da 83. madde uyarınca cezalandırılmasını talep etmişti. Avukatlar ayrıca Hrant Dink'in öldürülmesine giden süreçte yaşananlar hakkında etkili bir soruşturma yapılmadığını, cinayet öncesindeki  linç sürecini örgütleyenler hakkında kovuşturmasızlık kararı verildiğini vurgulamış, "Somut olarak cinayetin kim veya kimler tarafından ve hangi süreçlerden geçirilerek karara bağlandığı açığa çıkarılamamıştır" demişti. 

Dilekçede Cerrah ve Güler hakkındaki talep şu gerekçelere dayandırılmıştı:

"Hrant Dink’in ikameti ve Hrant Dink’in genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesi İstanbul’dadır. Hrant Dink’e yönelik açılan davaların duruşması İstanbul’da görülmüştür. Hrant Dink’e yönelik eylemler İstanbul’da yapılmıştır. Hrant Dink’e yönelik saldırı girişimleri İstanbul’da yaşanmıştır. Ölüm tehditleri aldığında, Yasin Hayal’in eylem yapacağı bilgisinin geldiği 17.02.2006 tarihinde ve sonrasındaki tarihlerde Hrant Dink İstanbul’da yaşamaktadır. Yasin Hayal,  Hrant Dink’e yönelik eylemini İstanbul’a gelerek İstanbul’da gerçekleştirmeyi planlamıştır ve 17.02.2006 tarihli yazıda da Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yönelik eylemi İstanbul’da gerçekleştirmeyi tasarladığı belirtilmiştir. İlerleyen tarihlerde de eyleme yönelik Yasin Hayal birkaç kişi ile birlikte cinayeti işlemek ve/veya cinayeti işlemeye dönük olarak Hrant Dink’in ikameti ile Agos gazatesi çevresinde ve bu iki mekan arasındaki yol güzergahında keşifler yapmış, krokiler hazırlamış ve tasarladığı eylemler ile ilgili kişiler ile görüşmeler yapmıştır."

"Hrant Dink'e yönelik yaşanan linç süreci  ile ilgili Celalettin Cerrah ile Ahmet İlhan Güler'in doğrudan bilgileri bulunmaktadır. Hrant Dink'e yönelik güçlü bir tehdit atmosferi bulunmaktadır ve bu konuda da bilgileri bulunmaktadır. Celalettin Cerrah ile Ahmet İlhan Güler Hrant Dink'in öldürüleceği somut bilgisine de sahiptirler." 

"Cinayetin işleneceği öngörüsü ve bilgisine sahip olan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile İİEM İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler kasıtlı şekilde Hrant Dink cinayetinin işlenmesinin önüne geçmemişlerdir." 

Dilekçede Reşat Altay, Engin Dinç, Ercan Demir, Muhittin Zenit hakkındaki talepler de şu gerekçelere dayandırılmıştı: 

"TİEM (Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü)  İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç imzası ile Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik eylem yapacağı bilgilerini içeren bir belge 17.02.2006 tarihinde düzenlenmiş ve bu belge İİEM ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına gönderilmiştir." 

"TİEM görevlileri ve bu kapsamda Reşat Altay, Engin Dinç, Ercan Demir ile Muhittin Zenit, Hrant Dink'e yönelik eylem yapılacağı bilgisine sahiptirler ve sahip olmuşlardır." 

"TİEM görevlileri tarafından Hrant Dink cinayetinin kim tarafından işleneceği, cinayetin hangi yöntemlerle işleneceği konusunda, raporları kaleme aldıkları tarihlerde ve sonraki tarihlerde birçok bilgiye ulaşılmış fakat bu bilgiler raporlara aktarılmamıştır."

"Hrant Dink'in öldürüleceği somut bilgisi TİEM görevlileri tarafından 17.02.2006 tarihinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile EGM İstihbarat Daire Başkanlığına aktarılmış olmasına rağmen bu bilgi 17.02.2006 tarihi ve sonraki tarihlerde Trabzon C. Başsavcılığına, Trabzon Valisine aktarılmamıştır."

Dilekçenin tamamı için bkz:  Dink Ailesi avukatları: Karar bozulmalı

Kategoriler

Güncel