"Adalar'da geri dönüşüm merkezi kuracağız"

31 Mart’taki Yerel Seçimler’de İstanbul’da Adalar da dikkatle izlenecek ilçelerden biri olacak. DEM Parti, Mehmet Galip Ataş’ı ve Türkiye Ermeni toplumundan Kristin Selekman’ı eşbaşkan olarak aday gösterdi. Kristin Selekman aynı zamanda İBB Meclis Üyeliği adaylığı için Adalar ilçesinden ilk sırada yer alıyor ve umutlu. Belediye Başkanlığı pusulasında ise Mehmet Galip Ataş’ın ismi olacak. Uzun yıllardır ilçede yaşayan eşbaşkan adaylarıyla vaatleri üzerine konuştuk.

Adalar'da CHP yönetiminin ne eksiklerini görerek aday olmaya karar verdiniz?

Kristin Selekman: Yaz sezonunda belediyenin temizlikle ilgili çok büyük sıkıntıları var. Asfalt çalışmaları, çöp sorunları oldukça fazlaydı. Faytonlar gitti diye sevindik ama maalesef akülü araçlar başımıza çok daha büyük bela açıyor. Bunlarla ilgili bir düzenleme yok, eskiden sadece engelli vatandaşların kullanmasına ya da Sağlık Bakanlığı'ndan raporu olan yaşlıların kullanmasına izin veriliyordu. Ama günümüzde herkese veriyorlar ve plakasız araçlar da oldukça fazla. Kaymakamlık bu konuda aslında karar mercii fakat belediye açısından bir düzenlemeye ihtiyacı var. Ruhsatsız araçlar trafikten çekilebilir, bir ailede ihtiyaçtan fazla akülü araç varsa bunlar trafikten çekilebilir; gerçekten sağlık raporu olan vatandaşlara ya da yokuşta oturan vatandaşlara tahsis edilmesi ve denetleme yapılması gerekir. Bu akülü araçların maalesef park yeri de yok, çarşıda yürüyecek yer kalmıyor, tüm Adalar’da durum bu şekilde. Ortak bir akılla uzlaşmak en doğru karar olacaktır.

Bunun dışında  hangi sorunlardan bahsedebiliriz?

 K.S.: Bir diğer sorunumuz hazırlanan imar planları. Özellikle mahalle meclislerinde, toplantılarda dile çok fazla getiriyoruz. Örneğin kıyılar plana dahil edilmemiş. Kıyılarla ilgili hiç bir şey yok bu bir soru işareti. Zaten işgal altında, sürekli giriş ücretleri, şezlong ücretleri şeklinde Adalar’ı işgal ediyorlar. Adaların dört yanı denizlerle çevrili ama biz ücretsiz denize giremiyoruz, bunlarla ilgili bir düzenleme gelmedi. İmar planında mesela, ibadethaneler tanımsız bırakılmış, bunlar da büyük bir problem. Cemevi sosyal tesis olarak nitelendirilmiş. Yine Burgazada’daki kilise civarı için konaklamalı turist tesisi ibaresi kullanılmış. Bu önce inanca saygısızlık. Ayrıca ileride sosyal tesis statüsü olduğu ile  yanlarına açılabilecek büfeler, dükkanlarla birlikte imara da açılmış olacak. Adalar’ın UNESCO Dünya Mirası Kültürel Miras listesine dahil olmasını istiyoruz. Eğer dünya mirası listesine girerse bu durum imara açılması yönünde bir engel teşkil edecek. İşin garip yanı bu imar planını hazırlayan İBB ve Adalar Belediyesi. Onaylayan da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Kıyılar işgal altında demiştik,  bazı fikirler var, mesela plaj işletmecileri belediye bünyesine katılabilir, belediye bünyesinde olursa ücretsiz olur, oradaki işletmecilerin de belediye bünyesinde maaşlı çalışması söz konusu olabilir. Böyle bir uzlaşı olabilir.

Çöp sorunu zaten bildiğiniz üzere çok fazla. Bir atık fabrikası kurmak istiyoruz geri dönüşüm sağlamak için. Bu da belediyeye oldukça katkı sağlayacak bir proje, organik atıklar sayesinde gübre olarak kullanacağımız bir sistemle organik tarımın da önünü açabiliriz. Güneş panelleri maalesef Adalar’da yok ve güneş panelleri de uygulanabilir. Ayrıca Adalar'da kültür merkezi eksikliği çok fazla var. Ada halkı Kadıköy, Beşiktaş'a gidiyor. Adalar’da bulunan kültür merkezi yeterli değil. Kadın istihdamı için organik tarım yapmayı da planlıyoruz, organik çöplerden gübre üretip toprağı zenginleştirip kendine yeten bir ada yaratmak istiyoruz. 

Geri dönüşüm için biraz daha detay verebilir misiniz? Nerede olacak bu tesis?

Mehmet Galip Ataş: Bilindiği üzere Adalar'da çöp problemi oldukça fazla, bugün Adalar’da bulunan bir vatandaşla konuşsanız ilk çözülmesi gereken sorunun çöp problemi olduğunu size söyleyecektir.

Bu konuda bizim birkaç projemiz var, çöplerin olduğu yerde dönüşüm yapacağız. Fizibilite raporlarımız hazır, 25 milyon TL'ye Büyükada'ya bir tesis kuracağız. Yıllık çöp gideri 75 milyon TL olan Adalar’ın sorununu böylece çözebiliriz. Günlük 40 ton çöp çıkıyor. Bu çöpler geri dönüştürülebilirse yıllık 170 milyon TL belediyeye katkı sağlayacaktır. Büyükada'da şu anda Milli Emlak'tan kiralanmış atıl bir bölge var, Büyükada'nın arkasında tek katlı prefabrik bir tesisle dönüşümü sağlayabiliriz. Ayrıca bir mobil araç sistemi kurup Adalar’da bulunan vatandaşların evlerine tek tek gidip eğitim vermeyi planlıyoruz. Çöpler nasıl ayrıştırılır ve nasıl atılır gibi. Ardından da projemizi devam ettirmek istiyoruz. Mobil araçlarımız sahaya çıkacak ve Adalıların çöpünü alıp dijital kartlarına yükleme yapacak. Bu iadeyle kişiler ulaşım, market alışverişini yapacak.

Sorun şu: Adalar'ın çöpü ilçeye sığmıyor ve Pendik’te bulunan tesise gidiyor. Bu belediyenin bütçesinin büyük bir kısmını maalesef zora sokuyor.

Ulaşım için ne tür projeleriniz var?  

Mehmet Galip Ataş: Adalar Belediyesi 16 bin nüfusa sahip ve bütçelendirilmesi ona göre yapılıyor, fakat yaz mevsiminde özellikle haftasonları bu rakam 250-300 bini bulabiliyor. Adalar Belediyesi olarak ulaşım konusunu meclisten geçirebiliriz. İBB'yle bir çalışma yaptıktan sonra Adalar’a hafta sonu gelen misafirlerden değil ama onları getiren tur şirketlerinden bütçeye katkı isteyebiliriz ve bu ücretlerle ilçeye daha iyi hizmetler verebiliriz.

Bir diğer projemiz ise bir öğün yemeği ilk ve ortaokul öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtmak.

Çocuklarımız için her adada birer kreş yapmayı planlıyoruz. Aynı zamanda Büyükada ve Heybeliada'da çocuklarımız için atölyeler kurarak onları sanatla buluşturmayı hedefliyoruz.

Deprem kapıda, bundan en ciddi şekilde etkilenecek olan yer maalesef Adalar. Hiçbir şey olmasa bile en az iki gün karayla iletişimimiz kesilecek. Bununla ilgili hiç bir erzak stokumuz yok. Adalar için bir eğitim programı çıkartıp deprem hakkında bilinçlendirme yapmamız gerekiyor. Adadaki bütün evler çok eski, son 30 yıldır Adalar’da imar olmadığı için mevcut betonarme evler de sorunlu. Bunların dönüştürülmesi lazım, imar durumları askıda olduğu için bekleyişimiz devam ediyor.

Orman yangınlarını önlemek için orman içlerine kuyu ve sarnıç  kurarak su kaynağını daha yakına getirmek istiyoruz. Denizlerden suyu alıp motopomplarla acil durumlarda müdahale etmek zaman kazandırır. Maliyetli bir proje fakat Tarım ve Orman Bakanlığı'yla konuşulup yapılabilir. Bazı yangınlarda maalesef araçlar giremiyor.

 

 

Kategoriler

Güncel