Kobanê Davası’nda tutukluluğa devam kararı

Kobanê Davası’nda 18 siyasetçinin tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 16 Mayıs'ta gerçekleştirilecek.

Bugünkü duruşmaya Selahattin Demirtaş ile bir kısım siyasetçiler Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Duruşmaya, tutuklu siyasetçiler Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Ayla Akat Ata, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli, Ali Ürküt, Nazmi Gür, Bülent Parmaksız katılmadı.


Mütalaasını sunan iddia makamı, kuvvetli suç şüphesine dair somut delillerin bulunduğu, “kaçma şüphesi” olduğu iddiasıyla atılı suçlamalara dair tutukluluk sürelerinin aşılmadığı ve suçların katalog suçlardan olması gerekçesiyle sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

Ardından iddia makamının görüşüne dair tutuklu siyasetçilere beyanda bulunmaları için söz verildi.

İlk olarak söz alan tutuklu siyasetçi Alp Altınörs, bir tweetin bahane edilerek 4 yıldır tutuklu bulunduklarını söyledi. Altınörs, "Çağrımızın amacı açıktır; soyludur ve dayanışmacıdır. Bu halk IŞİD canileri tarafından kılıçtan geçirilirken, bizler sessiz kalamazdık ve buna sessiz kalan hükümeti aynı zamanda protesto ettik. Çağrımız karşılık verdi o koridor açıldı ve soykırım engellendi. Soykırım engellendi diye de 4 yıldır içeride tutukluyuz. Talebimiz bizlerden 4 yıldır çalınan özgürlüğümüzü iade etmenizdir.”

Selahattin Demirtaş, “Herhangi bir söz talebim yok Tüm arkadaşların özgürlüğünü talep ediyorum” dedi.

Ardından dava avukatları konuştu. Avukat Öztürk Türkdoğan, “Mahkemenizin Türkiye’yi rahatlatacak tahliye kararı vermesi gerekiyor” dedi.

Eski RTÜK üyesi olan tutuklu siyasetçi Ali Ürküt’ün avukatı ve aynı zamanda oğlu Erhan Ürküt söz aldı. Ürküt, babası hakkında yakın zaman önce kanser teşhisi konulduğu bilgisini paylaştı. Ürküt, "Tutuklanmadan önce herhangi bir hastalığı, rahatsızlığı yoktu. Cezaevinde kansere yakalandı. Babama bir şey olursa sorumlusu sizsiniz” dedi.

Avukat Cemile Turhallı Balsak, siyasetçiler hakkında iddia edilen “kaçma şüphesinin” olgusal temellere dayanmadığını söyledi: “AİHM, 6-7 Ekim olayları ile ilgili değerlendirme yaparken olgusal bir neden üzerinden değerlendirme yapar. Şu an bir yargısal hile ile karşı karşıyayız. Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak açısından 7 yıllık sürenin dolmadığını dile getiriyorsunuz. Şu an hukukun altına dinamit döşüyorsunuz. Hukuki bir hile yapıyorsunuz" diye konuştu.

Avukat Şevin Kaya da “Geldiğimiz aşamada yerel mahkeme kararlarının da savcı talebiyle kaldırıldığını gördük. Biz burada hukuki güvenlik ilkesinden bahsetmek durumundayız. AİHM kararlarının tanınmamasından yerel mahkeme kararlarının tanınmamasına geldik. Hiçbir yurttaşın hukuki güvenlik kapsamında yargılamasının olmadığını görmüş olduk” dedi.

Diğer avukatlar da siyasetçiler hakkında tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması taleplerini “kaçma şüphesi” gerekçesiyle reddetti.

Demirtaş müdafilerinin “Anayasa’ya aykırılık” iddiasına dönük taleplerinin de reddine hükmetti.

Bir sonraki duruşma 16 Mayıs'ta görülecek. 

IŞİD'in Suriye'nin kuzeyindeki Kobanê'ye yönelik saldırılarının sürdüğü dönemde, 6-8 Ekim 2014'te gerçekleştirilen protesto gösterileri ve sonrasında yaşanan olaylar gerekçe gösterilerek dönemin HDP ve BDP yöneticileri hakkında  dava açılmıştı. 

(Mezopotamya Ajansı)

Kategoriler

Güncel